Yeni "Megri Megri Koalisyonu"

Cuma günü TV100’de Çağla Atlı’nın sunduğu 10’dan 12’ye programında Bülent Arınç’ın konuşmalarını değerlendirmiştik. Orada şunu söyledim: “Sayın Arınç tek başına değil, ilginç bir koalisyon da var. Çok ilginç bir koalisyon. Farklı farklı siyasi yelpazede yer alan kişilerden… Hükümetten bahsetmiyorum. Bana sorarsanız bu koalisyon zaten Çözüm Sürecini başlatmak istiyor. Sayın Ümit Özdağ’ın açıklamaları bunlardan bağımsız değil. Doğu Akdeniz’de bize yönelik taarruz bunlardan bağımsız değil. Ermenistan meselesinde uğradığımız, Karabağ’daki direnişimize karşı taarruz bunlardan bağımsız değil. Kıbrıs’taki gelişmeler bunlardan bağımsız değil.”

Evet, bir koalisyon var ve bunlar ağırlıklı olarak güncel problemlerimiz üzerinden ortaklaşıyor ve Türkiye’yi yeniden bir cendereye sokmaya çalışıyorlar. Nedir o cendere:

- Yeniden Türk milletini, ulus devleti, üniter devleti, Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilmeyecek maddelerini tartıştıracak, bunları ortadan kaldıracak bir Anayasa hazırlığını gündeme getirecekler.

- Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PYD’yi tanımamızı isteyecekler.

- Türk ekonomisini, savunma sanayii merkezli yeniden girdiği üretme eğiliminden uzaklaştırarak, 12 Eylül darbesiyle uygulatılan 24 Ocak kararları-Kemal Derviş politikaları eksenine oturtacak, arkalarındaki güce bağlayacaklar.

- Terör örgütlerine karşı mücadeleyi esnetecek, yeniden “Çözüm Süreci”nin içine sokacaklar.

- Ermenistan’la yeniden açılımlar peşinde koşacaklar.

- Kıbrıs’ta süreci, yeniden “federasyon” adı altında Ada’nın Rumlaştırılmasına evirecekler.

- Türkiye’nin meşru hükümetle yaptığı son derece yasal anlaşmalar çerçevesinde bulunduğu Libya’dan çekilmesini istiyorlar (ki bu anlaşmalar Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki hayati ve haklı çıkarlarını korumak için yapıldı).

- Türkiye’nin 1991’den bu yana müttefiklerinden istediği, ancak her türlü teröristleri besleyen ABD ve Avrupa ülkelerinin vermediği ve bizim Rusya’dan aldığımız Hava Savunma Sistemlerini çalıştırmayacaklarını söylüyorlar. (İnşallah yakında kendi Hava Savunma Sistemimizi üretiriz de böyle bir derdimiz kalmaz. Bu koalisyon bunu da istemiyor. Ülkemizin her siyasi düşünceden vatanperverleri Atatürk’ün bize hedef gösterdiği bağımsızlık mücadelesini ölümüne sürdürürken, bu koalisyonun derin aklı Atatürk düşmanlarının yaptığı gibi doğrudan Batı’ya/NATO’ya tam teslimiyet, Türkiye’nin sömürge olmasını istiyorlar. Dolaylı olarak bu koalisyonun Atatürk düşmanı olduğu sonucunu da çıkarabiliriz. Zaten “Ne Mutlu Türk’üm Diyene ruhuna karşıtlıkları biliniyor).

Özetle ana meselelerdeki yaklaşımları bu.

Ben bunlara en hafif ifadesiyle “Yeni Megri Megri Koalisyonu” adını taktım.

Mesela bu koalisyonun önemli aktörlerinin PKK’nın siyasi ayağıyla Anayasa görüşmeleri yaptığı ortaya çıktı. Ümit Özdağ’ın isyan ederek yaptığı açıklamalar ve ortaya saçılan bilgiler bunu çok açık ortaya koyuyor. Yüzlerine söyleyince hemen “Ee bunlar da Megri Megri demişlerdi, Habur açılımı yapmışlardı” diye bir savunmaya geçiyorlar. “Eee tamam biz onu da eleştirmiştik de bugün sizinkilerin yaptığını da eleştiriyoruz, sen yeni bir ‘Megri Megri’ söyleme derdindesin, yeni Habur görüntüleri istiyorsun” diyoruz. Yine kendini haklı göstermek için elinden yapıyor. (Ki Megri Megri türküsü güzel bir türküdür. Muşlu olmamdan dolayı Kürtçe’nin güzel türkülerine de hakimimdir ve çok da severim. Ülkemizin en önemli zenginliklerindendir o türküler).

FETÖ ile ciddi bağlantılardan bahsediliyor, gözaltılar, tutuklamalar var. Hem de delilli… Bunları hatırlatıp “Ya siz bunlarla nasıl yan yana geldiniz” diyoruz. “Hükümet de yıllarca yan yanaydı” diyorlar. “Tamam da siz niye şimdi yan yanasınız? Hükümeti eleştirdiğiniz şeyi siz neden yapıyorsunuz?” sorularında devreyi yakmayı bırakın, yine karşı taarruza geçiyorlar. Anlaşmakta çok zorlanıyoruz.

Ekonomi diyoruz, üretim ekonomisi diyoruz… “Hükümet de şunu şunu yaptı, eskiden daha iyiydi” diyorlar. “Eski dediğin 24 Ocak kararlarıyla Türkiye’nin sokulduğu ve Kemal Derviş denen IMF-Dünya Bankası görevlisi eliyle restore edilen, Ali Babacan’ın da devam ettirdiği liberalizasyon süreci mi? Türkiye’ye ürettirmeyen, elinde ne var ne yok sattıran süreç mi?” diyoruz, “Ama AKP’de fabrika kapattı” diyorlar. “Arkadaş fabrika kapattıran sistem 24 Ocak kararlarıyla devreye sokuldu, ne AKP’si diyoruz” diye anlatamıyoruz. Sistemi değil, günü sorguluyor.

Savunma sanayii diyoruz, “Bakın geçmişte Heron vs. mevzularından çok çektik, çok şükür şimdi ANKA, Bayraktar var da ülkemizin güvenlik açısından önemli bir açığını kapatıyorlar” diyoruz, “Vayy efendim damat da damat” diyorlar. O cephede mücadele eden Mehmetçik gelip, “İHA-SİHA’lar bizi çok rahatlattı, canımız emanet altında, göklerdeki garantimiz” dese ona da saldıracaklar neredeyse. Öyle göz dönmüş yani…

Bu tavırlar yüzünden gerçek anlamda sorunları da konuşamıyoruz. Liyakatı, ekonomideki sıkıntıları, sokağın gerçek anlamda sorunlarını, varsa güvenlik, dış politikada eksik gediği konuşamıyoruz. Hep bir kakafoni oluşuyor.

Bu yapının tepesinde farklı farklı siyasi yelpazeden isimler var. Bunlar gündemi belirleyip, taarruza geçiyorlar. Tabanlarını dolduruyorlar ve vatanseverliklerinden zerre şüphe etmediğimiz insanlar, garip garip cümlelerle karşımıza çıkıyor. Bu yapının her zamanki kıblesi Beyaz Saray, mevcut şeyhleri ise Joe Biden. Biden aşağı Biden yukarı… Nedense Trump’ı pek sevmediler. Biden’in arkasındaki güç de sevmediği için sanırım. Geçmişte de sırasıyla Obama, Bush, Clinton vs. ta Truman’a kadar götürürüz müritliklerini… Güncel tartışmalara baktığımızda bunu çok net görebiliyoruz. Hani “Farklı görünüp aslında aynı güce hizmet eden”, “Bizden görünüp bizden olmayan” diye tanımlıyoruz ya, bu yapı işte o hesap…

Atatürkçü görünüyor ama değil.

Milliyetçi görünüyor ama değil.

Muhafazakar, dindar görünüyor ama değil.

Sosyalist görünüyor ama değil.

Siyasette (her partide) varlar.

Medyada varlar.

Ekonomide varlar.

Her yerde karşımıza çıkıyorlar.

Son derece organizeler.

Zor bir dönemdeyiz ve önümüzdeki dönemin ana mücadelesi sanırım bu koalisyona karşı yürüyecek. Yani “Yeni Megri Megri Koalisyonu”na karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, Anayasa’nın değişmesi teklif dahi edilmeyecek maddelerini, Türk Milleti’ni yeniden korumak için yürütülecek mücadelen bahsediyorum. Allah yardımcımız olsun…

Diğer Yazıları