Türkiye’yi 'AK'ça okumak

İbrahim Aydemir

İbrahim Aydemir

21 Mayıs Türkiye siyasetinde bir milat...

21 Mayıs milli irade için yeni bir ufuk.

21 Mayıs, ayın hikmeti içinde, çağ değiştiren muhteşem ecdadın izinde yeni bir sefer.

1453’ten 2023’lere...

Kutlu bir yürüyüş...

Kutlu bir diriliş...

Mübarek olsun...

**

Türkiye son 15 yılda ancak bir sevdayla izah edilebilecek, aklın idrak, fizik kurallarının tarifte zorlandığı büyük, tarihi bir pozitif değişim yaşıyor..

Küresel aklın 6 asırdan beri hala anlayamadığı, karadan gemi yürüten ecdadın sırrına ruhlarını teslim eden torunları denizler altından yol vuruyor kıtadan kıtaya..

Ferhadvari bir şevk, azim ve tutkuyla dağları delerek 2023’lere yol buluyor muhteşem ecdadın evlatları..

Mazlum yüreklerinde yanan ateşi söndürmekte yarışıyor merhamet ve adaletin evlatları..

Anadolu’dan Somali’ye, İstanbul’dan Myanmara..

Dahası... Dahası... Dahası...

Bu tarihi sefere gönül katan milli irade 2002’den 2017’ye mesaj veriyor...

Selam olsun... Selam olsun...

Kutlu sefere... Ecdat duası alan Önder'e...

**

Türkiye’deki gelişmeleri, 15 yılda kaydedilmiş tarihi değişim, dönüşüm ve atılımları doğru okumak için öncelikle AK Dava ve onun ifadesi olan AK hareketi mutlak tarif ve anlamak gerekli.

Sosyal ve ekonomik anlamda mucizevi bir seyri..

Milli iradenin, kendi fezasına kavuşma, değerleriyle buluşma destanını...

AK lider efsanesini...

AK hareket mesaisini...

Cumhuriyet tarihinin 70 yılında yapılmamış, yapılamamış tasarrufları 15 yıla sığdıran AK azmi...

Milli irade aklını iktidar, ruhunu muktedir eyleyen AK yaklaşımı..

***

Biz de dualı ocak diye bir tabir vardır..

Haramın girmediği, hep hayrın sadır olduğu adreslerdir bunlar...

Rıza vardır... Hak vardır bu ocaklarda...

Halkın duasına muhatapların bulunduğu...

Ana duası, baba duası alanlardır onlar...

Niyetleri ak, hayalleri ak, ufukları aktır onların...

Hakkın rızası, halkın duası onlarladır...

AK hareket böylesi bir ocaktır...

Ki, milli iradenin duası onlarladır...

15 yıllık mucizevi siyasi hareketin sırrı da budur...

***

Mevlana Celaleddin-i Rumi:

"Ger bi perranim tir an ne zi mast

Ma keman ü tir endazeş hudast" diyor..

Eğer biz oku fırlatırsak o atış bizden değildir, biz yay gibiyiz ki atanı hüdadır manasına...

Enfal’daki yüce buyruk:

"(Oku) attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı ve böylece de kendi katından, inananlara güzel bir nimet vermek, onları denemek istedi. Şüphe yok ki Allah her şeyi duyar, bilir."

Bu hakikate ram olanlar bilir ya..

Yürek ve dimağını Hakka teslim edip ak emelle sefer eyleyenlerin yayı yürekleridir de, oku hedefine vardıran haktır..

2002’den 2023’lere yürüyenlerin künhü de gücü de budur..

Hakka dayanıp, çalışmaya sarılan, hikmete ram olma yolunda kararlılık gösterenlerin seferidir, bu sefer..

Merhum Akif’in tarifiyle..

"Mazhar olur amaline eshab-ı tahammül

İkdam ise her mukdimi sahib-zafer eyler"...

Öyledir ve öyledir...

**

Küresel aklı durduran 15 yıllık değişim ve dönüşüm bir tesadüf müdür?

Yatırımlar, reformlar...

Milli iradenin değerleriyle buluşması...

Tespit nettir:

Tesadüf yoktur, tevafuk vardır

Yani birbirine uyma, uygun gelme...

Yönetenle yöneten, milli iradeyle onu temsil edenler arasında...

AK önderle AK Milli irade arasında..

Bir sırri bağ..

Bir sadakat ve vefa temelinde..

Mucizevi AK hareketin izahı budur...

Anlayana... Anlayana...

**

AK’a "kara" diyenler yok mu?

Ya da olmaz mı..

Var elbette... Ne ki varlar...

50 yıllık iktidarları döneminde bir hizmet peyda edememiş esersizler...

Onları Akif’çe izah ediverelim gitsin...

Ressam Hakkı şiirinde böylelerini tarif ediyor muhteşem Akif...

Diyor ya:

"Bir zaman vardı ya tarih-i mukaddes modası...

Yeni yaptırdığı köşkün büyücek bir odası

Mutlaka eski tesavir ile hep ziynetlensin

Diye ressam aratır hayli zaman bir zengin.

Biri peyda olarak 'Ben yaparım' der, kolunu

Sıvayıp akşama varmaz, sekiz arşın salonu

Sıvar ama ne sıvar... Sahibi der:

-Usta bu ne?

Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine!..

-Bu resim, askeri basmakta iken Firavn'ın

Bahr-i Ahmer yarılıp geçmesidir Musa'nın

-Hani Musa, be adam?

-Çıkmış efendim karaya

-Firavun nerde?

-Boğulmuş.

-Ya bu kan rengi boya?

- Bahr-i Ahmer, a efendim yeşil olmaz ya bu da!

-Çok güzel levha imiş, doğrusu şenlendi oda!.."

Onlar ve eserleri budur..

Ne yazık... Ne yazık ki...

**

Bizim gönül dilimizi seslendiren, irfan ve edep timsali Naim Hocamızın bir anekdotuyla sonlandıralım mevzuyu..

Bir vaazında,

-Guslun farzı üçtür, diyor hocamız...

Ve başlıyor saymaya:

Bir, diyor ağza ve burna su vermek...

İki, cemi bereni pak etmek...

Üç...

Birinci şartta iki rüknü birden sayan hoca, nefis ve beliğ bir üslupla kurtarıyor durumu:

-üçüncüsü mü..Onu da anlayan anladı...

Anlayanlara selam ile...

Diğer Yazıları