"Sümüklünün şakirtleri bu politik sesi sevmedi!"

Doğu ve Güneydoğu'da uzun yıllar görev yapan eski Şırnak Terörle Mücadele Şube Müdürü Hacı Murat Dinçer, SuperHaber'e yazdığı yazısında Polis Akademisi bitirme tezine değinerek "PKK bir Ermeni örgüttü, Kürt değildi. 47 yaşımda hala aynı iddiadayım. Tezim kabul edilmedi, mezuniyetim askıya alındı. Sümüklünün şakirtleri hasım cepheden gelen bu politik sesi sevmedi." ifadelerini kullandı. İşte Dinçer'in 'Kızıl Hafta' başlıklı o yazısı...

KIZIL HAFTA 

7 Temmuz 1979’da Abdullah ÖCALAN Suriye’ye kaçtı. Bir süre Suriye Muhaberatı ( İstihbarat Örgütü) kontrolünde Suriye’de yaşadı daha sonra muhaberat aracılığıyla Filistinlilerin kontrolündeki Lübnan Bekaa Vadisine geçti. 

PKK militanları önceleri Bekaa Vadisindeki El Fetih Terör Örgütü’nün kamplarında silahlı eğitim gördü. Bu esnada Bekaa Vadisindeki diğer terör örgütü ASALA ile irtibat kuruldu, iyi ilişkiler geliştirildi. PKK terör örgütünün kurucu kadrolarından olan Cemil BAYIK, ASALA terör örgütüyle güç ve eylem birliğine yönelik iki kez basın toplantısı yaptı. ASALA militanları PKK militanlarına özellikle patlayıcı maddeler konusunda eğitim verdi. 

İlerleyen aylarda ASALA ve PKK arasındaki işbirliği gelişerek organik ve fiili bir bağ halini almış, örgütler arası eleman geçirgenliği, eylem alanlarındaki birliktelik ve lojistik destek artmıştı. 

21 – 28 Nisan 1980: Suriye’de bulunan Abdullah ÖCALAN Türkiye’de bulunan örgüt mensuplarına talimat göndererek: bu tarihleri ‘’ KIZIL HAFTA’’ ilan etti. PKK açısından hiçbir anlam taşımayan bu tarihler sözde ‘’ Ermeni Soykırım Günü’’ olan 24 Nisan tarihine denk gelmekte, ASALA terör örgütüyle Bekaa’da geliştirilen iyi ilişkilerin Türkiye topraklarına yansıması olarak değerlendirilmekteydi; özellikle Urfa, Mardin, Gaziantep illerinde okul boykotlarından, silahlı saldırılara kadar geniş yelpazede terör eylemleri yapıldı. 

1990’ların başlarında Türkiye’de bulunan aydın, gazeteci, araştırmacı, yazar, akademisyenler tarafından PKK ve ASALA arasındaki ilişkiler her yönüyle defişre edilmeye başlandı. Onlarca makale, kitap söyleşiye konu bu olan tespit, birçok yüksek lisans ve doktora tezinde de işlendi.  

Önerme çok basit, yalın ve doğruydu: PKK ASALA’ NIN devamı bir ermeni terör örgütüydü ve sözde Ermeni Soykırımı iddialarının sahadaki müsebbipleri olarak anılan Kürtlerden bu yolla intikam alınacaktı. Alındı da; 1970’lerden 2000’li yılların ilk çeyreğini yaşadığımız bu günlere kadar binlerce Kürt genci PKK üst yönetiminde bulunan isimlerce istismar edildi, kandırıldı, tecavüze uğradı.’’Bölgede’’ iyileşmesi yıllar sürecek yaralar açıldı, yaralar hala kanıyor. Ölüm bile bıktı artık. 

1990’ların ilk çeyreğinde gizli ve karanlık bir el; PKK’ya ve başındaki bebek katiline ‘’Ermeni’’demeyi adeta men etti. Sesi gür çıkan aydınlarımızın birer birer katledildiği, aydıncıkların ısmarlama talimatları manşet attığı bir dönem yaşandı. 

 PKK lazımdı. Türk’le Kürdün arasını açmak lazımdı.

1994 yılında Polis Akademisi bitirme tezimin adı: ‘’Ermeni Terör Örgütü PKK’’ olarak koydum ve ekseriyeti o yılların adlandırmasıyla ‘’Fethullah Gülen Talebelerinden’’ oluşan idareye teslim ettim. Kırk elli sayfalık bir tez. Konuyu 1930’lara kadar taşıyarak: Ermeni Taşnak Gazetelerinden Husaper nüshalarına, Kürt Hoybun Cemiyeti zabıtlarına ulaşan birkaç hafta sonra komiser yardımcısı olarak mezun olacak 22 yaşında bir gençten ne kadar performans beklerseniz o kadarını gösterdim. Ancak ana fikirde iddialıydım: PKK bir Ermeni örgüttü, Kürt değildi. 47 yaşımda hala aynı iddiadayım. Tezim kabul edilmedi, mezuniyetim askıya alındı. Sümüklünün şakirtleri hasım cepheden gelen bu politik sesi sevmedi. 

PKK hakkındaki Ermeni önermesi unutuldu, unutturuldu. Zaten örgütte zaman içerisinde ideolojik fahişelik yaparak her dönemde aldığı değişik ihalelerin değişmez taşeronu olarak: Kâh etnisite peşinde, kâh Marksizm peşinde, kâh orada kâh burada kucaktan kucağa gezdi. 

PKK terör örgütünün 2020 yılı ve devamı patronlarınca çok farklı çiziliyor. Aslında patronların üzerinde anlaştığı tek bir oluşum yok, önümüzdeki on yıl içinde de bu planın tamamıyla deşifre edilebilmesinin çok da mümkün olmadığını üzülerek tahmin ediyorum. 

Eldeki puzzle parçalarını doğru yerlere koyarak büyük resmi tahmin etmeye çalışmak en basit olay çözme taktiklerinden biridir. PKK’ya kafa yoran biri olarak bilmeceye birkaç parçayı da yorumsuz olarak biz koyalım: 

*1992 yılında BM kontrolünde olan Irak’ın Kuzeyindeki Mahmur Kampı’na PKK eliyle Türkiye’den göç ettirilen ailelerin içindeki yüzlerce kız çocuğuna zorla doğurtturulan ve sayıları 500-1000 arası olan ‘’kimliksizler’’ ; hangi ülkelerde hangi eğitimleri aldılar. Hangi dilleri konuşuyorlar, özellikle suikast/istihbarat konularında eğitilen bu ‘’kimliksizler’’ YPS yapılanması altında hangi maske ve lejantla büyükşehirlerimize yerleştirildi? 

*2000’li yılların başında Ermenistan Dışişleri Bakanı sözcüsü olan Vlademir Karapetyan’ın: ‘’Ermenistan’da 50-60 bin civarı Kürt ( Yezidi) vardır’’. Tespiti ve Dağlık Karabağ ‘a özellikle son on yıldır geçen PKK-HPG/PYD-YPG/PAJEK militanlarının Şuşa Kentindeki sayıları nedir? Asya’nın içlerine geçen PKK’lılar önümüzdeki yıllardaki eylem alanları neresi olacaktır? 

Mevlana hazretlerinden bir sözle bitirelim: ‘’ Tavus kuşunun kanadı kendisine düşmandır.’’ 

 

"Sümüklünün şakirtleri bu politik sesi sevmedi!" ile ilgili etiketler PKK Kürt Abdullah Öcalan Ermeni
GÜNÜN VİDEOSU

Cansız bedeni bulunan eski Bakan Mehmet Ali Yılmaz'ın olaylı TS-FB maçı sonrası verdiği röportaj!

Spordan sorumlu eski Devlet Bakanı ve Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın evinde cansız bedeni bulunmasının ardından olaylı Trabzonspor-Fenerbahçe maçından sonra verdiği röportaj ortaya çıktı.