Sosyal medya afet bölgesi...

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Sanatçı Ayşegül Aldinç kendisi ile ilgili öldüğü yolunda tweetlerden TT olunca haberdar olmuş… Kimin böyle bir haberden nasıl bir beklentisi, çıkarı olabilir ki? Gerçek bir ruhi maraz hali… Ama farkında mısınız, böyle haberler herkes için o kadar çoğaldı ki… Bir sabah bakıyorsunuz ki medya sizi öldürmüş, bir haber geliyor ki, selanız verilmiş, sosyal medyadan size dair taziyeleri okuyorsunuz… Tam bir sapıklık ve şizofreni…

Tam da bu günlerde Trump’tan, Türkmenistan Devlet Başkanı’na, oradan Kazakistan Önceki Devlet Başkanı Nazarbayev’e, hatta Cumhurbaşkanımız Recep Erdoğan’ın sağlığına dair onlarca asılsız haber yayıldı…

Hepsi sağ salim, işinde gücünde. Haberler yalan, yayanlar ortada yok… Neymiş birkaç gün veya birkaç saat ortada görünmemişler…

İnsanların özel hayatları olmayacak mı? Yoğun çalışma tempoları içinde küçük dinlenme araları arayamazlar mı? Bazen birkaç saat, bazen birkaç gün ailesiyle, yakınları ile veya kimse olmaksızın, daha doğrusu ekranlar, kameralar, haberciler olmaksızın yaşamlarını sürdürmek, işlerini yapabilmek imkânına sahip olamazlar mı?

Devlet hayatında olan insanların çalışma arkadaşları ile hiç kimsenin bilmemesi gereken toplantılar gerçekleştirmeleri gerekmez mi?

Kamuoyunun gözü önünde bir hayat, yaptıkları işlerden, taşıdıkları sorumluluklardan ötürü gayet normal karşılanabilir ama bulundukları görev, konum, kamuoyunda bilinirlikleri ne kadar yüksek ne olursa olsun, insanların bazen gözlerden uzak kalmaya, dinlenmeye, eğlenmeye ihtiyaçları vardır…

İnsanların görev, unvan ve şöhretleri kamuoyunun bilgi alanından az uzaklaşmaları halinde onlar hakkında hastalıktan, ölüme varan büyük spekülasyonlara gidilmesini gerektirmemelidir…

Maalesef günümüz dünyası ciddi habercilik müesseselerini gittikçe azaltıyor. Bilgiye erişme yolları değilse de her türlü bilgiyi yayma yolları teknoloji ile birlikte sınırsız hale geldiği için yalan, kirli, özel amaçlı haberler de hızlı bir şekilde yayılabiliyor.

Sosyal medya çok kontrolsüz bir alan. Tam bir afet bölgesi. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çocuk, erişkin, yetişkin dünyanın hemen her yerinde insanlar günlerinin saatlerle ifade edilen kısımlarını sosyal medya ile dolduruyorlar.

Bu kadar çok ve değişik enformasyona maruz kalan insanların bilgi kirliliğine maruz kalmaması düşünülemez.

Çoğunlukla insanların bilgi, birikim ve deneyimleri hangi haberin, enformasyonun doğru, hangisinin gerçek dışı, hangisinin özel amaçlı, kirli olduğunu sezmeye, ayırt etmeye yetmiyor…

Okur yazarlık dediğimiz zaman herkes, okuma yazma bildiğini söyleyebiliyor. Ancak medya okuryazarlığı dediğimizde, sosyal medya okuryazarlığı dediğimizde durum birden bire değişiveriyor…

Okuryazarlık sadece harfleri yanyana getirip metinlerin taşıdığı sesleri anlama çevirmek ama, medya ve sosyal medya okuryazarlığı bu kadar kolay değil.

Her şöhretli, tanınan, bilinen, siyasi veya ekonomik kudret sahibi hakkında çıkan haberlerin doğru omayacağı, bir art niyetin ürünü olabileceği, arkasından mutlaka bir siyasi veya ekonomik suiistimalin yolunun aranacağı, hatta daha da ötesi özellikle siyasal liderler üzerinden gerçekleştirilen spekülasyonların arkasında çok daha öte karmaşa, kargaşa, sosyal hareketler yaratmak isteyen karanlık amaçlıların bulunabileceği ihtimali unutulmamalıdır.

Medya okuryazarlığına sadece hayat deneyimi yetersiz çocuk ve gençlerin değil, yaşını başını almış, dünyaya ve ülkeye dair fikirleri, düşünceleri olan insanların da ihtiyacı çok.

Komplo teorilerine meraklı, sinek vızıltısından anlam çıkaran ve kendilerini çok farklı düşünen insanlar gibi görenlere ise hiç sözüm yok. Onlar istedikleri gibi düşünsünler. Yeni medya, sosyal medya olmadan da onların kendilerince anlamlandırdıkları enformasyonlar oluyordu…

Ama siyasal, sosyal ve ekonomik olarak kendini muhalefet olarak konumlayanların özellikle bu tür kirli bilgi ve enformasyondan en fazla zarar görecek, itibar etmeleri halinde itibar kaybedecekler arasında oldukları unutulmamalıdır…

Diğer Yazıları