Sırlarıyla gömüldü

İlhami Yangın

İlhami Yangın

Suphi Oral’ın cenaze namazı, 27 Mayıs 1997 tarihinde, İzmir Alsancak Hocazade camiinde kılındı. Cenaze törenine katılanların büyük kısmı denizcilikten anlayan kişilerdi.

İçlerinde Suphi Oral’ın akrabaları, dostları, yakın arkadaşları vardı. Namaz öncesi cami avlusunda kendi aralarında sohbet edenlerin hemen hepsi, tecrübeli bir dalgıç olan Suphi Oral’ın ölümü kuşkulu bulduklarını söylüyordu. Suphi Oral’ın oksijen zehirlenmesi veya derin su sarhoşluğu nedeniyle hayatını kaybettiği iddia edilmişti.

Ancak, böyle öldüğünü kanıtlayan resmî bir otopsi raporu yoktu. Yani, ölüm nedeni savcılık marifetiyle bilimsel olarak saptanmamıştı. Öyleyse bu iddia neye dayanılarak kimler tarafından ortaya atılıyordu? Üstelik bu şekilde hayatını kaybeden bir kişiye resmî makamlar tarafından otopsi yapılmaması şüphe çekiciydi. Ayrıca, Suphi Oral dip sarhoşluğu nedeniyle öldüyse bile uzun bir müddet denizin dibinde yaşamış olması gerekiyordu.

O hâlde diğer dalgıç arkadaşları niye dalış yaparak kurtarmadı? Yatta başka dalgıçlar vardı. Arkadaşları yata dönmediğine göre tekrar dalış yapıp aramaları gerekiyordu. Oysa onlar kıllarını bile kıpırdatmamış, yatta oturup beklemişti.

Suphi Oral’ın üç gün boyunca denizin altında bekletilmesi de soru işaretlerine yol açıyordu. Üç gün boyunca neden denizde bekletilmişti? Cesedi bulunduğunda neden su yüzüne çıkartılmamıştı?

Anlatıldığına göre boğulma olayı cuma akşamı geç saatlerde olmuş, bir sonraki gün öğle vakti Mustafa Koç ve arkadaşları dalarak Suphi Oral’ı batığın yanında bulmuştu. Üç kişiydiler, yapacakları tek şey, dalarken kullandıkları kılavuz ipine bağlayarak yukarı çekmekti.

Saros körfezi köpekbalığı dâhil her türlü yırtıcı balığın bulunduğu bir bölgeydi. Bu hayvanlar kan kokusunu kilometrelerce öteden alabiliyordu. Boğulmuş bir insanın cansız bedeninin böyle bir ortamda üç gün boyunca bırakılması akıl alır gibi değildi.

Mustafa Koç ve arkadaşlarının cesedi buldukları anda yukarı çıkartmamaları ayrı bir soru işareti, yetkililerin üç gün boyunca denizde bırakmaları ise daha başka bir soru işaretiydi. Bu soruların tatmin edici bir cevabı yoktu.

O gece Kabatepe açıklarında yaşananlar kimsenin aklına yatmadı. Ancak, Suphi Oral’ın ailesi, dostları ve arkadaşlarının yapabileceği bir şey yoktu.

Suphi Oral, kılınan namazın ardından İzmir’in Urla ilçesindeki İskele mezarlığında toprağa verildi.

Cenaze töreninde konuşulanların küçük bir bölümü 28 Mayıs 1997 tarihli Sabah gazetesinde, “Sırlarıyla Gömüldü” başlığı ile haber olmuştur. Sırlarıyla gömüldü başlığı olayda bir takım tuhaflıklar olduğunu yeterince özetlemektedir. (Söz konusu haberi okumak için tıklayın)

O tarihte Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Ertuğrul Özkök, Suphi Oral’ın akrabasıydı. Ertuğrul Özkök bu konuda tek satır yazmadı.

Değerli okurlar, Fethullah Gülen şebekesinin, kaza veya hastalık süsü verilerek üzeri örtülmüş çok sayıda cinayeti var.

Bugüne kadar gündeme gelmemiş, gizli kalmış cinayetlerle ilgili yazılarım devam edecek.

Diğer Yazıları