Sebe Diyarında Yemen Yangını - 1

Veda Kılıç

Veda Kılıç

Rüzgâr, kuş, cin ve insandan ordular emrine verilmiş Hz. Süleyman’ın kıssası, Kur’an’da uzunca anlatılır (Neml ve Sebe sureleri).

Hüdhüd’ün (Çavuş Kuşu), muhteşem tahta sahip, kadın hükümdarca yönetilen Sebe Ülkesi ve Güneş tapıcılıklarıyla ilgili anlatıları, konuşanın vasıflarıyla ele alındığında oldukça düşündürücüdür.

Ardından, Kral Peygamber’in Melike’ye, Allah’ın adı ile başlatarak yolladığı davet mektubu... Çağrının önce diplomasi, sonra da resmi ziyaretle karşılık bulması; Hükümdar Belkıs’ın vardığı ülkede, saray zeminini su sanıp şaşakalışı… Akabinde de Süleyman’a (as) bağışlanan kudret yansımaları karşısında Allah’ı idrak edip (c.c.) iman edişi gelir.

Bir zamanlar ( MÖ 970 - 928 ) adaletle hükmedilen Süleyman Krallığı, günümüzde işgalci İsrail ve mazlum Filistin halkının çarpıcı mücadelesine sahne olan topraklardadır.

Dönemin çılgın projesi; barajları, gelişkin mimari ve sulu tarım teknikleri ile refah Sebe yerinde ise şimdiki Yemen var.

Efendimiz’in (sav) bi’setten evvel,  Arabistan’ın “Mutlu Yemen” diye adladığı memleketi gördüğü kaydedilir… Uzak Doğu mallarının batıya taşındığı rotadaki kilit noktaya gitme nedeni ise ticarettir.

Hz. Peygamberin : "… Onların kalpleri pek zayıf, yürekleri pek yufkadır. Fıkıh (derinliğine din bilgisi) Yemenlidir, hikmet de Yemenlidir." (Müslim, I, 72; Buhâri, IV, 1594, 195; Tirmizi, V, 726; Müsned, II, 252, 267, 380.) buyruğuna mazhar olmuşların diyarı.

Vikinglerden de evvel dayanıklı tekneler yapıp, denize yol açmışların ardılıdır onlar. Tahıl sapı, çamur karışımından yaptıkları kerpiçleri taş temeller üzerine binalayan zeki insanlar!

Bölge, 1517’de Memlük’lerden Osmanlı yönetimine geçer. İslam bayraktarı Devlet-i Aliye korumasındaki Harameyn’in güney surudur artık.

1869’da Akdeniz’i Kızıl Deniz’e bağlayan Süveyş Kanalı açılır. Haklarının Birleşik Krallığa geçmesiyle “Hindistan Ticaret Yolu’na” değen stratejik noktalar, pragmatik İngiliz siyaseti ile şaşalır!

Bu gelişme, Romalıların “Arabia Felix /Talihli Arabistan” diye nitelendirdikleri Yemen için, tam anlamıyla “makus talihtir”.

Ülke ile teması yeni olmayan İngilizlerin gaz verdiği yerel isyanlar ayyuka çıkar. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne rastlayan dönemde, bölgede sayısız oyun ve çarpışma döner durur.

Sonunda, İmam Yahya İsyanı, yüksek savaşım kabiliyeti ile sahne alır! Bu dönemde de bölgeye binlerce asker sevk edilir. Devletin mevcut koşullarında zorlasa da, Anadolu’nun her yanından toplanan vatan evlatları, vapurlarla hedefe yollanır. İlkel yolculuk şartları binlercesini bitirir. Varabilenlerin çoğu daha savaşmadan şartlara yenilir. Bir kısmı da çarpışarak vefat eder.

Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti çekilmek zorunda kaldığında ise, beklemekte olan en kötü geliverir. Devlet, geride kalan 150.000 kişilik askerini tahliye edemez!

Sebebi ne olursa olsun, vatanın yaşaması için yurdunu bırakanlar, bir daha asla geri dönemezler!..

Tıpkı Muşlu Düriye Keskin’in, Yemen’e yollanan Redif Alayı için seslendirdiği türküdeki gibi: ”… Ano Yemen’dir; gülü çemendir. / Giden gelmiyor. Acep nedendir? ”

(Şarkının, daha doğrusu ağıtın -pek duyulmamış sözleri ile- tamamı, Muş Valiliği internet sitesinde mevcut. Derleme idrak açısından çok değerlidir.)

Yazıya yarın devam edelim inşallah.

Diğer Yazıları