Sayım Çınar, Yeşilçam’ın değerli oyuncularından biri olan Mahmut Cevher ile sinemayı ve Yeşilçam’ı konuştu!

Sayım Çınar
Sayimcinar@gmail.com

“ONUR, BİR İNSANIN YAŞAMINDA SAHİP OLABİLECEĞİ EN ÖNEMLİ MÜCEVHERDİR. BU ÖDÜLLE BİRLİKTE BU MÜCEVHER DE TAÇLANMIŞ OLDU.”

Öncelikle Frankfurt’a hoş geldiniz. Türk film festivali için geldiniz. Size bir onur ödülü verildi. Türk sinemasının önemli bir oyuncusunuz.

Onur ödülü benim geçmişimi, sinemada aktif olduğum dönemde sinemacıların ortak noktasını temsil ediyor.

Neler hissediyorsunuz?

Yurt dışında bir festivalde onur ödülü almak çok gurur verici bir şey. Çok mutluyum. Ayrıca onur, bir insanın yaşamında sahip olabileceği en önemli mücevherdir. Bu ödülle birlikte bu mücevher de taçlanmış oldu. Bu gururu yaşattıkları için Frankfurt Film Festivali yöneticilerine çok teşekkür ediyorum.

WhatsApp_Image_2017-12-05_at_14.01.42

Geçmişe doğru dönersek, 1976’da Ses dergisindeki bir yarışmayla sinemaya girdiğinizi görüyoruz. Nasıl bir duygu bu?

O çok büyük bir heyecandı. Ses dergisi sinemanın Yeşilçam’ın ana kastıdır. Yeri doldurulamayan neredeyse tüm sanatçılar Ses dergisinden gelmiştir. O zamanlar sinemaya duyulan sevgi çok fazlaydı. Sosyal medyanın, televizyonun olmadığı dönemlerdi. Sinemaya ilgi başkaydı.

Birinci olduğunuzda ne hissetmiştiniz

O heyecan anlatılamaz. 3000 kişinin arasından 1. oldum. Böyle bir onura layık görülmek çok acayip bir şey.

WhatsApp_Image_2017-12-05_at_14.01.56

İlk filminizde neler hissettiniz? Yönetmenler, yapımcılar sizle tanışmak istedi.

Ses dergisiyle anlaşmamız gereğince o zamanın 1. sınıf film şirketi, 3 senede 18, yılda 6 film yapılacak diye anlaşma yapıyordu. Bir film için 6 tane yapımcıdan imza topladıkları bile oldu beni oynatabilmek için.

15 ila 20 film arasında birçok filmde rol aldınız. Ama Aile Şerefi filmi sizin için çok daha önemli değil mi?

Hem ilk filmim, hem de çok önemli bir film. Kadro olarak da çok değerliydi. Benim şansım oldu böyle güzel bir kadro; rahmetli Orhan Aksoy tam bu filmlerin yönetmeniydi. Adile Naşit, Ayşen Guruda, Şevket Altuğ, Itır Esen, Rahmetli Mahmut… Gariban işçi babanın evinde bir aile gibi gibiydik. Onları annem, babam, kardeşlerim gibi hissediyordum. Bu da çok büyük motivasyondu benim için. İlk 5 filmin arasındaydı Moskova Film Festivali’nde.

Sinemaya ara verdiniz, dizilerde oynadınız. Gurbet Kadını dizisinde oynadınız. Uzun yıllar süren, Çiçek Taksi’de de oynadınız. Bu süreç nasıldı?

Ben 5 film yaptıktan sonra seks filmleri furyası başladı. Ben reddettim, sinemadan çekildim. Avrupa’daydım zaten. Müzikli filmler başladı. Şarkılı, türkülü filmler. Danimarka’da denizcilik yapıyordum o dönemde. Ondan sonra diziler başladı. Güzel dizilerde oynadım. Seçici biriydim. İyi de diziler geldi arka arkaya. En güzellerinden biri de Gurbet Kadını’ydı.

WhatsApp_Image_2017-12-05_at_14.02.16

Trt’deki Kurtuluş dizisine bakacak olursak orada da Fevzi Çakmak’ı oynadınız.

Evet o 6 bölümlük birer saatlik bir diziydi. Kurtuluş savaşının en önemli figürlerinden biriydi.

Nasıl çalıştınız?

Hayatımda hiçbir rolü çalışmadım. Prova yapmayı bile sevmem. Sette başlar sette bitiririm. Oynanmamasını tavsiye ederim. Bir rolü çalışırken kendini taklit etmeye başlarsın çünkü.

“BANA FİLM YAPTIRMAK İSTEMEYENLERE DE TEŞEKKÜR EDERİM. KENDİMİ BULMUŞUM BU SAYEDE. İÇİMDEKİ MAHMUT CEVHER’İ YAŞAMAYA FIRSAT VERMİŞİM.”

Sizin için Yeşilçam emekçisi de diyebiliriz. Sizinle ilgili şeylere bakınca hep olumlu şeyler görüyorum. Daha fazla oynasaydım dediğiniz zamanlar oluyor mu?

Yok hiç demiyorum. İyi ki böyle olmuş diyorum. Bana film yaptırmak istemeyenlere de teşekkür ederim. Kendimi bulmuşum bu sayede. İçimdeki Mahmut Cevher’i yaşamaya fırsat vermişim.

Aile Şerefi’ndeki Hasan’dan geriye ne kaldı?

Ben daha çok kendime bakarak oynarım. Hasan olsaydım ne yapardım diye. Hasan’dan bana geriye emeğe saygı gösterilmesi kaldı, emeğin hakkının verilmesi kaldı.

Sizin bir de Yılmaz Güney’in Yol filmi bayram olarak çekiliyordu. Bayram bölümünde siz de vardınız. Filmin değişim sürecinde neler oldu bahseder misiniz?

Bandırma, Armutlu ve İmralı adası çevresinde çalışma izni verilmedi. Cunda Adası’na gidildi. 15 gün oradaydık. Ondan önce Yılmaz abi bizi İmralı’ya gönderdi. Aytaç Arman’ı ve beni. Bir gece orada kaldık. Bizi oraya karakter tespiti yapmaya gönderdi. Ekibe aktarabilmemiz için görevlendirdi. Yılmaz abiyle de çok özel bir dostluğum vardı. 15 gün çalışıp, döndükten sonra Topkapı Çocuk yurdunda çalışıyorduk. Bu düzen yanlış dedim, Yılmaz abi buna karşı çıkar dedim. Öyle de oldu. Bir gün oturuyorduk otelde, Fatoş Güney geldi. “Bayram filmi durdurulmuştur, yerine Dağ filmi çekilecek Zeki Ökten tarafından Aytaç Arman oynayacak.” dedi ve gitti. O dönem Şerif Gören hapisteydi. Çıkınca ona verdi Yılmaz abi projeyi. Bir olaylar oldu, birileri benim oynamamı istemedi. Ankara’daydım çekimlere izin almak için Şerif Gören bana telefon etti “Mahmut Cevher gelmesin ben onun yerine oyuncu buldum.” dedi. Öyle çıktım. Ardından da filmin süresi kısaltıldı ismi yol oldu.

WhatsApp_Image_2017-12-05_at_14.03.24

Aile Şerefi dışında iyi ki ben bu filmde oynadım dediğiniz bir film var mı?

İyi bir oyuncu olmak için iyi kötü her şeyi yapmak gerekiyor. Şu projede keşke oynamasaydım dediğim film yok. Bu daha önemli. Bütün filmlerimden çok keyif aldım. Her filmim favori filmimdir.

Sinemada yeni bir aşamaya geçip kendi filminizi yaptınız. Yapımcılığını yaptığınız bu filmine dair biraz neler anlatmak istersiniz?

İki kere Kültür Bakanlığından istedim verilmedi. Kendim çekmeye karar verdim. Yalnız Hayaller Kaldı filmin adı. Perihan Savaş, Ecem baltacı var. İlk kez rol alacak isimler var. Mehmet Ali Aslan’ın ilk yönetmenliği olacak. Sosyal Sorumluluk Projesi. Organ bağışının önemini ve kadın özgürleşmesini anlatan bir film. Mütevazı bir aile filmi yaptık. Halkımıza sunacağız. Bir tane daha hikayem var. Benim Adım İnsandır diye ondan sonra da başka bir şey çekmeyeceğim.

Diğer Yazıları