POMEM mülakat yerleri sorgulama! 23.Dönem!

23. Dönem Polis Meslek Eğitim Merkezleri POMEM mülakat yerleri açıklandı. Mülakat yerlerinin belli olmasıyla birlikte adayların gündeminde sınav yerlerini nereden öğrenebilecekleri yer aldı. Peki 23.Dönem POMEM sınav yerlerine nereden bakılır? Detaylar haberimizde...

23.Dönem POMEM mülakat yerlerine nereden bakılır? Polis Akademisi tarafından yapılan açıklamaya göre, 23. Dönem POMEM mülakat yerleri belli oldu. Adaylar ise büyük bir merakla sınav yerlerini nasıl öğrenecekleri konusunda detayları merak ediyor. Peki 23.Dönem POMEM mülakat yerlerine nereden bakılır?

POMEM mülakat yerleri sorgulama! 23.Dönem!

kpsscafe'nin içeriğine göre; 23. Dönem POMEM Giriş Sınavı kapsamında şahsen başvuruları kabul edilip, ön sağlık kontrolü ve fiziki yeterlilik sınavı aşamasında başarılı olarak Mülakat Sınavı aşamasına girmeye hak kazanan adayların Mülakat Sınavına nerede ve hangi tarihte alınacaklarını T.C. kimlik numaraları ve e-Devlet şifreleri ile www.pa.edu.tr internet adresinden sorgu yapmak suretiyle öğreneceklerdir. Ayrıca adaylara posta yolu veya değişik iletişim araçları ile sınav giriş belgesi gönderilmeyecektir. İnternetten yapılan sınav giriş duyurusu tebliğ niteliğindedir.

Adaylar Mülakat Sınavına gelirken “Sınav Giriş Belgesi” ve “Nüfus Cüzdanı”nın aslını yanlarında getireceklerdir.Ayrıca Sınav Giriş Belgesi üzerinde belirtilen sınav tarihi ile sınav yerinde hazır bulunacaklardır.

Mülakat Sınavı sonuçları ileriki bir tarihte Polis Akademisi Başkanlığının resmi internet sayfası www.pa.edu.tr adresinden adaylara duyurulacaktır. Ayrıca adaylara posta yolu veya değişik iletişim araçları ile sınav sonuç belgesi gönderilmeyecektir. İnternetten yapılan sınav sonuç duyurusu tebliğ niteliğindedir.

Adayların Sınav Merkezlerine girişte yanlarında cep telefonu, ses ve görüntü kayıt cihazı veya bunlara benzer değişik elektronik eşya bulundurmaları yasaktır.

 TÜRK POLİS EĞİTİMİ TARİHİ

Türk polis eğitim sistemi, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet dönemi tecrübesini içeren köklü bir devlet ve yönetim geleneğine dayanmaktadır. Bu sahada modern dönemde verilen mesleki eğitimin, Osmanlı döneminde başladığını söylemek mümkündür. Modern polis eğitimi konusundaki temel gelişmenin, II. Abdülhamid devrinde, 1879 yılında kurulan Zaptiye Nezareti çatısı altında, sivilleşmiş ilk polis örgütünün kurulmasıyla beraber ortaya çıktığı belirtilebilir. Polislik mesleğine dönük özel bir eğitim verilmesi ihtiyacı, Abdülhamid dönemindeki mesleki profesyonelleşme sürecinin bir yansıması olarak hissedilmiştir. Daha öncesinde polis memuru olabilmak için okuryazar olmak dahi ölçüt değilken, bu dönemde okuma yazma dışında adli ve idari konularda da polisleri bilgilendirecek bir okul açıldı.

29 Mart 1891 tarihli iradeye dayanılarak Zaptiye Nezareti (Bab-ı Zaptiye) bünyesinde İstanbul’da açılan “polis dersanesi”ni, Türkiye’de modern dönemde profesyonel polislik eğitimi veren ilk polis okulu olarak kabul etmek gerekmektedir. Dersanenin ilk hocası, II. Meşrutiyet devrinde Adliye Nazırlığı görevi de yapacak olan, dava vekili Manyasizade Refik Bey olmuştur. Polislik mesleği mensuplarına kanunî ve meslekî bilgiler öğretmeye yönelik bir nevi kurs olarak değerlendirilebilecek bu program çerçevesinde, Refik Bey’in burada okuttuğu dersler, kitap halinde tab ettirilerek talebeye de dağıtılmıştır.

Polis okullarının daha fazla kurumsal hâle gelmeleri ise 20. yüzyılın başlarında gerçekleşti. Rumeli’deki çeteler tarafından bozulan asayişin temin edilmesi maksadıyla bölgedeki jandarma ve polis reformu kapsamında faaliyete geçen ilk polis okulu 1907’de Selanik’te, reformla görevli olan Belçikalı Leon Brozo’nun yönetiminde açıldı. Sonrasında İtalyan Kaprini bu göreve devam etti. Rumeli Vilâyât-ı Şahanesi Polis Mektebi adıyla eğitime başlayan okul, daha sonra Selanik Polis Mektebi olmuştur. Mektebin talebesini; Selanik, Üsküp ve Manastır vilayetlerinden gönderilen memur ve komiserler teşkil ediyordu. Okul, askeri hastane civarında bulunan kiralık bir evde yatılı olarak eğitim vermiştir. İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra, Rumeli ıslahatına nezaret eden yabancı subayların memleketlerine dönmeleriyle birlikte de polis okulunun eğitimine son verildi.
Polis eğitimi alanındaki gelişim II. Meşrutiyet devrinde de sürmüştür. Meşrutiyet’in ilanının hemen akabinde Zaptiye Nezareti’nin lağvına gidilmeyerek, bu müessesenin ıslahına çalışıldı. Farukizade Sami Paşa’nın Zaptiye Nazırlığı zamanında İstanbul’da bir polis okulunun açılması fikri oluşarak, İbrahim Feridun Bey’in idaresinde olmak üzere, İstanbul’da bir polis mektebinin açılmasına karar verildi. Okul açılıncaya kadar da, Feridun Bey tarafından, İstanbul’daki komiser ve polis memurlarına, direkler arasında bulunan Ferah Tiyatrosu’nda kısım kısım toplanmaları suretiyle, siyasi, mesleki ve ahlaki konulara ilişkin konferanslar verilmesi kararlaştırıldı.

Bir süre bu şekilde faaliyet gösterdikten sonra, Hareket Ordusu’nun İstanbul’a girişini müteakip, polis okulunun açılması için Sami Paşa’nın öncülüğünde resmi girişime başlandı. Tüm bu teşebbüslerin neticesi olarak, Dersaadet Polis Mektebi (İstanbul Polis Okulu), ancak 1909 senesinde Zaptiye Nezareti’nin yerine Emniyet-i Umumiye Müdürlüğü’nün kurulmasından sonra ihdas edilebildi. Yıldız Sarayı’nın eski Mabeyn Dairesi’nde faaliyete geçen bu okulun ilk müdürü Yüzbaşı Ahmet Bey olmuştur. Geniş bir talim ve terbiye kadrosu ile eğitime başlayan bu okula, yalnız İstanbul’dan değil, memleketin her tarafından ve yurt dışından komiserler ve polis memurları eğitim için gönderildi. Polis okulunda, kavanin, polis nizamnamesi, telefon ve telgraf muhaberesi, eskrim, otomobil, motor, makine sevk ve idaresi, meslek terbiyesi ve fiili hizmet, atış nazariyatı, acil müdavat ve hıfzıssıhha, daktiloskopi, parmak izi ve fotoğraf, hesap, talim ve jimnastik, meslek terbiyesi ve karakol vezaifi, usulü tahrir, kroki, topoğrafya, tarih ve coğrafya gibi dersleri içeren geniş bir bir müfredat uygulanmıştır.
İstanbul Polis Okulu’nun, ülkenin duyduğu polis ihtiyacını karşılamada yetersiz kalması nedeniyle, yine Meşrutiyet döneminde, Beyrut, Erzurum, Bağdat, Adana ve Trabzon gibi büyük şehirlerde de muhtelif polis okulları faaliyete geçirilmişti. Ancak bu okullar anlamlı bir faaliyet gösteremeden I. Dünya Savaşı patlak verdi ve polis eğitimi alanındaki bu ciddi teşebbüs âkim kaldı. Bunun neticesinde, İstanbul Polis Okulu dışındaki okullar birer birer kapatıldılar. I. Dünya Savaşı ve mütareke yıllarında her ne kadar birçok sarsıntıya maruz kalmış olsa da, İstanbul Polis Okulu eğitim ve öğretimine devam ederek kendini korumayı başarabilmiştir.
Cumhuriyet dönemine gelindiğindeyse, İstanbul Polis Okulu’nun ıslah edilip geliştirilmesi yanında, 1923 yılında Konya’da ve Sivas’ta, 1926 yılında da Trabzon’da birer polis okulu açılmıştı. Altı aylık sürelerle eğitim veren bu okullar, esasen birer kurs mahiyetindeydi. Bilhassa Konya ve Trabzon okullarında liyakatli bir eğitim kadrosunun bulunmayışı, daha da önemlisi Cumhuriyet hükümetinin yaşadığı ekonomik zorluklar ve mali zaruretler, bu iki okulun lağvını ve polis mesleki eğitiminin 1931 yılından itibaren İstanbul’da temerküzünü beraberinde getirdi. Dolayısıyla, bu mekteplerin bütün yükü İstanbul Polis Okulu’nun sırtında toplandı.
Bütün bu gelişmelerin neticesi olarak, İstanbul Polis Okulu, günün gereklerine cevap verebilecek derecede güçlendirilerek, ülkenin polis memuru ihtiyacının karşılanması amacına hizmet eder hâle getirilmiş, bunun yanında, amir eğitimine dönük yeni ve modern bir polis eğitim teşkilatının vücuda getirilmesi de bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştı.
Bu zorunluluklar, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün bu konudaki ikazları, dönemin Dâhiliye Vekili Şükrü Kaya ve Emniyet Umum Müdürü Şükrü Sökmensüer’in gayretli çalışmalarıyla, modern koşullara uygun bir polis eğitiminin tesis edilmesine dönük hazırlıkların başlatılmasının önünü açmıştır. Bu dönemde, polis okullarının teknik gereklere uygun bir eğitim sistemi takip edememeleri ve çağdaş ihtiyaçlara cevap veremiyor oluşları gerçeği, buna ilaveten mevcut hukuki durumun yeni koşullar bakımından yetersiz kalışı, polis mesleki eğitim sisteminin şartlara uygun bir polis teşkilat kanunuyla sağlanmasını zorunlu kıldı. Bu zorunluluklar, gerçek duruma uygun bir hukuki çerçeveyi doğurmuş, teşkilatın eğitim ve araştırma ihtiyacına dönük çalışmaların merkezine ise yeni bir polis eğitim kurumu olan Ankara Polis Enstitüsü oturmuştur.
Resmî açılışı 6 Kasım 1937 tarihinde gerçekleşen Ankara Polis Enstitüsü’nün kurumsal yapısının iki temel amaca dönük olarak oluşturulduğu söylenebilir. Öncelikle Enstitü, esas itibariyle ilk, orta ve yüksek tahsil kısımları ile bu derecelerde teknik uzmanlık kursları bulunan, eğitimler veren bir “polis akademisi” olarak düşünülmüştür. Bu veçhesiyle, Türk millî eğitim sistemi içerisindeki muhtelif polis okullarını da bünyesinde barındıran bir eğitim merkezi, bir çatı yapı olarak tasarlanmıştır. Enstitü dışında, bu yapı içerisinde, Polis Okulları ve Enstitü’ye öğrenci yetiştiren Polis Koleji de yer almaktaydı. Kolej gibi, Polis Okulları da, Polis Enstitüsü müdürünün akademik bakımdan denetim ve gözetimi altında bulunmaktaydı. Bu yönüyle Enstitü’yü, günümüz Polis Akademisi modelini oluşturan ana omurga olarak değerlendirmek mümkündür.

Öte yandan, Ankara Polis Enstitüsü, polisliğe ilişkin bütün bilgileri bünyesinde toplayan bir kurum olmakla kalmayıp, bu alandaki her türlü inceleme, analiz ve araştırma faaliyeti ile uğraşan gelişmiş bir emniyet laboratuvarını ihtiva edecek, bir başka anlatımla, emniyet teşkilatının “kriminal birimi” olarak da hizmet verecekti. Dolayısıyla Enstitü, mesleki uzmanlık eğitimi verme ve adli bilimler alanında bilgi üretimi gerçekleştirme şeklinde, ikili bir yapıda kurgulanmıştı.
Bu polis eğitim sistemi içerisinde, 15 Haziran 1938 tarihli kanunla Polis Koleji kurulmuştur. Bununla birlikte, anılan dönemde, polisin mesleki niteliğinin geliştirilmesine dönük olarak kursların ihdas edilmesi de söz konusu olmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nın arifesinde, gerek bina tesis edilmesinin güçlüğü, gerekse de eğitime ilişkin bütçe kısıtlılığı, Osmanlı döneminde olduğu gibi, düzenli eğitime tabi tutulmamış meslek mensuplarının, görev yaptıkları illerde eğitim almaları seçeneğini gündeme getirmiş ve buna dönük olarak 1939 yılından itibaren “polis kursları” açılmıştır. Bu kurslarda, eğitim süresi ve program bakımından İstanbul Polis Okulu öğretimi aynen tatbik edilmekte, aynı ders materyalleri kullanılmakta ve buradan mezun olanlara “Polis İlk Tahsil Diploması” verilerek aynı haklar tanınmaktaydı. Bu çerçevede; Ankara, İstanbul (Beyoğlu), İstanbul (Eminönü), Bursa, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Gaziantep, Hatay, İzmir, Adana, Zonguldak ve Trabzon gibi illerde polis kursları açılarak buralarda polis eğitimi verilmiştir.
Daha sonraki yıllarda, gerek polis kolejleri, gerekse de polis okullarının yurt sathına yayıldığını, personel ihtiyaçlarıyla bağlantılı olarak bunlardan bazılarının kapatılıp yenilerinin faaliyete geçtiğini görmekteyiz. Özellikle 1960 sonrası dönemde, İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Bursa, Afyon, Samsun, Trabzon, Aydın, Balıkesir, Malatya, Erzurum, Elazığ ve Gaziantep gibi şehirlerimizde polis memuru yetiştirilmesi hedefine dönük olarak yeni polis okullarının kurulduğunu tespit etmek mümkündür. Diğer taraftan, sayı bakımından farklılaşmakla birlikte, özellikle 2001 yılından itibaren polis okullarının eğitim bakımından da dönüştüğü, bu tarihten itibaren aynı zamanda iki yıllık yüksekokul statüsü kazandıklarına da dikkat çekilebilir.
Öte yandan, emniyet teşkilatının yönetici personelinin eğitimini üstlenen Ankara Polis Enstitüsü de çeşitli merhalelerden geçerek; 1941 yılından sonra iki, 1962’den sonra üç, 1980’den sonra da dört senelik eğitime geçmiştir. 1984 yılından itibaren Polis Akademisi adını alan Enstitü, bu tarihten sonra, ayrı bir kanuna sahip, mesleki eğitim veren bir yükseköğretim kurumuna dönüştürülmüştür. 2001 yılından sonra da Polis Akademisi’nde ön lisans, lisans ve lisansüstü eğitim verilmeye başlanmıştır.
Polis Akademisi, 2015 yılında gerçekleştirilen hukuki düzenleme ile birlikte, çağın gereklerine uygun ve gelişmiş demokratik ülkelerdeki eğitim sistemleriyle çok daha uyumlu bir şekilde, akademik ve teknik bakımdan daha güçlü bir yapıya dönüştürülmüştür. Bu dönüşümün neticesi olarak, yeni kurulan Polis Amirleri Eğitimi Merkezi (PAEM) bünyesinde polis yöneticisi ve Polis Meslek Yüksek Okulları (PMYO) ile Polis Meslek Eğitim Merkezleri (POMEM) vasıtasıyla polis memuru yetiştirmenin yanı sıra, Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatının hizmet içi eğitim sorumluluğu da Polis Akademisi’nin görev sahasına dâhil edilmiştir.

Bilimsel çalışmalarıyla her geçen gün gelişme yolunda yeni adımlar atan Polis Akademisi, sahip olduğu nitelikli eğitim anlayışıyla, köklü tarihi ve milli sorumluluğunu ülkemize layık bir şekilde yerine getirmeye devam etmektedir.

POMEM mülakat yerleri sorgulama! 23.Dönem! ile ilgili etiketler
GÜNÜN VİDEOSU

Devlet Bahçeli, Ferdi Tayfur şarkısı ile kime ne mesaj verdi? Dikkat çeken kulis bilgisi...

MHP lideri Devlet Bahçeli, dün akşam saatlerinde sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yapmıştı. Bahçeli, Ferdi Tayfur'un 'Sensin' parçası ile yürüyüş yaptığı anları paylaştı. Bahçeli'nin o paylaşımıyla kime ne mesaj verdiği merak edilirken CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova dikkat çeken kulis bilgileri paylaştı.