Önce kadınlar ve çocuklar! Ve hayvanlar!

Demet Cengiz

Demet Cengiz

Sadece nezaketin değil insanlığın da göstergesidir, önce kadınlar ve çocuklar diyebilmek.
Türkiye, şimdi yeni bir sistemle yönetilmenin eşiğinde. Sistem ne olursa olsun, problemlerimiz ve bunların hangisinin öncelikli olarak çözülmesi gerektiği gerçeği değişmiyor. Ak Parti’den, yeni dönemde öncelikli olarak kadınlara ve çocuklara yönelen şiddet ve cinsel saldırıları çözme kararlılığına dair açıklamalar geldi. Bu konunun bir an önce ele alınmasını dört gözle bekliyoruz.

Çocuklara yönelik cinsel saldırıları, Yaşanan son trajik olayların yarattığı öfkeyle konuşuyoruz. Bu büyük sorunu öfkeyle değil serinkanlılıkla ele alacağız. Almak zorundayız. Cezaların artırılmasından, ihtisas mahkemelerinin kurulmasına kadar pek çok öneri var. Hukukçuların, akademisyenlerin cezalar ve yaptırımlarla ilgili farklı fikirleri olsa da bu sorunun sadece cezalandırmalarla çözülemeyeceği noktasında hem fikir olduklarını görüyoruz.
İyi işleyen ve adalet dağıtan bir hukuk sistemi oluşturmanın dışında ne yapmalıyız ki kadınlar ve çocuklar şiddetten, cinsel saldırılardan zarar görmesin? Konu dönüp dolaşıp eğitime ve ‘yüksek değerler’ yaratmaya geliyor.

Bir fabrika kurmak, bir yatırım yapmak belki de dünyanın en kolay işidir. Araziyi bulur, parayı koyar halledersiniz. Toplumsal değer inşa etmek böyle mi? Bir kere değerler üzerinde uzlaşılmalıdır. Değerler benimsenmelidir. Bu da öyle iki günde, üç beş yılda varılacak bir mesafe değildir.

Eğitim sisteminin ahlak ve değerler üzerinden yeniden ele alınması ve tasarlanması gerekiyor. Ve bunun sonuçları da, en iyi ihtimalle, 10-15 yıllık bir dönemin ardından kendini gösteriyor. Sadece okulda değil, sokaktaki günlük pratikte de yüksek değerlerin benimsenmesi şart. Zihniyet olarak sizi uzun yoldan götüren taksi şoförüyle, bedeninizi işgale kalkan tecavüzcü arasında bir fark yok! Bunların hepsi hak ihlalidir. Biri paranıza diğeri bedeninize… Bu konu, bana göre, bizim en önemli meselemizdir. Başkalarının haklarına saygıyı esas alan bir ‘zihniyet devrimi’ yapmamız şarttır. Aksi halde, daha çok kötü haber alıp, daha çooook gözyaşı dökeceğiz.

Hayvanların haklarıyla ilgili düzenlemeler de hemen bununla birlikte ele alınmak zorundadır.
Milletçe bugüne kadar yaşadığımız utanç yeter!

KADINLAR NEREDE?

Bir kere regl ağrısı çekmemiş, bir kez o sevimsiz jinekolog koltuğuna oturmamış, bir kez doğurmamış, bir kez gece yarısı ağlayan bebeğini emzirmemiş, bir kez ev-iş-aile arasında parçalanmamış, bir kez bile karşı cinsin tacizine uğramamış ceketli adamlardan kadınların sorununu çözmesini bekleyeceğiz yine.

1 Kasım 2015 seçimlerinin ardından meclise 82 kadın vekil girmişti.
24 Haziran 2018 seçimlerinin ardından meclisteki vekil sayısı 600’e çıkarken, TBMM’den aldığım veriye göre kadın vekil sayısı sadece 71 oldu.

Kadınların sorunları çok… Sadece yaşam haklarına ve bedenlerine yapılan saldırılar değil, iş ve toplumsal yaşamdaki yerini, aile içindeki yeri ve daha bir yığın sorunu var kadınların. Bunları çözmesi için, testosteron hormonunun tavan yaptığı bir meclise umut bağlamak ne kadar ironik!

Ak Parti’nin 293 milletvekilinden sadece 40’ı kadın. Oransal olarak bu yüzde 15’e denk geliyor.
HDP yüzde 40 ile kadın vekil oranı en yüksek olan parti. Mecliste 13 kadın vekil ile temsil ediliyor.

CHP’nin de kadın vekil sayısı 13 ancak bu yüzde 11 gibi küçücük bir oran demek.
MHP’nin 4 (yüzde 9), İyi Partinin ise 1 (yüzde 2.7) kadın milletvekili bulunuyor.
Hepsini toplayınca, bu ülkenin yüzde 50’sini oluşturan kadınların meclisteki temsil oranı yüzde 11’de kalıyor.

Yıllardır konuşulur ama görüldüğü üzere siyasi partiler kendiliğinden kadınlara yer açmıyor, yüzde 30 kota ile başlamaya ne dersiniz? Bir zihniyet devrimi yapacaksak, kadınların sesinin de duyulması gerekmiyor mu?

Diğer Yazıları