Mona Lisa'nın sırrı...

Duvarlarından birini süslediği Louvre Müzesi’nde saatte 1500 kişi tarafından ziyaret ediliyor. Konuklar önce onu görmeye gidiyor; sonra müze koridorlarında tura çıkıyor. Peki nedir tabloyu bu kadar özel kılan? Aslına bakarsanız Vincenzo Peruggia adlı hırsıza teşekkür etmemiz lazım! Çünkü eğer o olmasaydı, Mona Lisa belki de bu kadar ünlü olmayacaktı. Gelin şimdi 21 Ağustos 1911 sabahına dönelim.

Paris sıcak bir güne uyanıyordu. Önlüğünün altına gizlediği ahşap panodan dolayı zar zor yürüyen adam odasına vardı ve bir odun yığınının arkasındaki oyuğa resmi yerleştirdi. İki saat sonra da hiçbir şey yokmuş gibi işine döndü. Kimse bu sessiz boyacının bir sanat eserini yürüttüğünün farkında değildi.

Ayın 21’i pazartesiye denk geldiğinden müze kapalıydı. O gün eserler fotoğraflanmak için müştemilata kaldırıldığından Mona Lisa’nın yokluğu 24 saat fark edilmedi.

Ancak bir müze görevlisinin içine düşen kurtla başlayan panik havası anında fırtınaya döndü. Ertesi sabah Louvre polis kaynıyordu. Tüm müze çalışanları suç mahallinde toplandı. Herkes ipucu peşindeydi.

Gazetelerde ‘Mona Lisa çalındı’ haberleri vardı. Ancak ilk zamanlar pek çok kişi ‘Mona Lisa da kim?’ sorusunu soruyordu birbirine. İlerleyen günlerde eserin ‘tanıtımı’ için müthiş bir kampanya başlatıldı.

Birinci sayfalarda neredeyse başka hiçbir şeyden söz edilmezken sinemalarda, ilan panolarında, hatta çikolata kutularının üzerinde bile hep Mona Lisa vardı. Dünya medyası da konuya el atınca Amerika’daki çiftçiden Almanya’daki işçiye herkes Mona Lisa’yı tanıdı.

Tablo 27 ay Peruggia’nın odasında misafir kaldı. Boyacılar'ın ‘Arsen Lupen’i 1913’ün Aralık ayında Mona Lisa’yı da alıp Floransa’nın yolunu tuttu.

Ve 100 bin dolar karşılığında satmaya çalışırken yakalandı. Mona Lisa, bulunmasının ardından bir süre Floransa, Milano ve Roma’da İtalyan halkı için sergilendi.

Ocak 1914’te evine geri döndü. Louvre’daki boş çerçeve, sahibine kavuştuğu gün 100 binden fazla ziyaretçi müzeye akın etti.

O artık tam anlamıyla bir yıldızdı. Bugün, tarihin en ünlü tablosunu yapan Leonardo da Vinci’nin 499. ölüm yıl dönümü.

Ve bu yazı da aslına bakarsanız zaten Rönesans’ın büyük ustasını anmak için yazıldı…