Markar Esayan: 'Göbeğini kaşıyan adam'daki ferasetin zekâtı etmezler

Akşam yazarı Markar Esayan, Ortadoğu'nun DAEŞ üzerinden nasıl şekillendirildiğini gündemine taşıdı.

Tüm analistlerin DAEŞ’i yönetenlerin çok zeki olduklarında hemfikir olduğunu belirten Esayan, "Hollywood prodüksiyonlarını aratmayan kafa kesme, kafeste asker yakma video kliplerini hatırlayın. Sürecin başında bu ağır/sinematografik vahşet yüklemesiyle kabaca iki şey oldu. İlki İslam marjinalleştirildi. İkincisi ise Özgür Suriye Ordusu’nun direnme gücü kırıldı." diye yazdı.

DAEŞ ile eşzamanlı Türkiye'de PKK, Suriye'de de PYD'nin sahaya sürüldüğünü belirten Esayan, "İşte bozduğumuz ve bozmaya çalıştığımız oyun budur. Bu planlamayı bozacak tek gücün Erdoğan olmasıdır asıl mesele." diye yazdı.

İşte o köşe yazısı;

* “Göbeğini kaşıyan adam”daki ferasetin zekâtı etmezler

DAEŞ’in bir maymuncuk gibi Suriye haritasını istenen şekilde çizmek üzere ya yaratıldığı ya da kontrol edildiği apaçık ortaya çıkmadı mı?

Tüm analistler DAEŞ’i yönetenlerin çok zeki olduklarında hemfikirler.

Yani örgüt aklının manipüle edilmesinden bahsedilemez. Örgüte hâkim olan aklın kendisi bilinçli şekilde bu haritaya hizmet ediyor.

Hollywood prodüksiyonlarını aratmayan kafa kesme, kafeste asker yakma video kliplerini hatırlayın. Sürecin başında bu ağır/sinematografik vahşet yüklemesiyle kabaca iki şey oldu.

İlki İslam marjinalleştirildi. Yasak savar açıklamaları bir kenara koyarsanız bugün Batı’da İslam’a yüklenen suni algılar kabul gördü. Öyle ki, Batı’nın iki yakasında ırkçı/ayrımcı parti ve hareketler merkezileşmeye başladı. Kimsenin Suriye veya bir başka gariban İslam ülkesinde yapılan vahşete duyarlılığı kalmadı.

Bu durum harita çizmek için gerekli irrasyonel, antidemokratik müdahalelere meşruiyet kazandırdı.

İkincisi ise Özgür Suriye Ordusu’nun direnme gücü kırıldı. Para/güç DAEŞ ve PKK/PYD’ye aktığı için, DAEŞ’in vahşet gösterisinden sinen ve destek bulamayan yerel halk ve savaşçılar adeta DAEŞ’e yönlendirildi.

Böylelikle Esed (Nusayri), DAEŞ (Sözde Sünni) ve PKK/PYD (Sözde Kürt) olarak Suriye’nin bütünlüğü üzerinde uzlaşamayacak üç düşman gruba indirgendi savaş.

Bu üç grubun da birbiriyle bağlantılı oldukları, belirli bir yol haritasına göre alan tuttukları gözleniyordu. PKK/PYD’nin ele geçirmesini istedikleri Tel Abyad gibi Arap bölgelerini önce DAEŞ işgal ediyor, sonrasında ABD destekli PYD bu bölgeleri “özgürleştiriyordu”. PKK sınırın Türkiye tarafında “hendekistan” inşa etmeye çalışırken, Suriye tarafında ona paralel bir terör koridorunun ortaya çıktığını gözlemledik.

Yani ortaya bir Nusayri devleti, bir PKK devleti ve bir de uzun yıllar bu ikisine ama özellikle PKK koridoruna meşruiyet sağlayacak DAEŞ devleti çıkartmaktı amaç.

Bu DAEŞ öyle menem bir örgüttü ki, onun uzun yıllara dayalı varlığı Türkiye’nin PKK ile birlikte kontrol ve dizayn edilmesini sağlayacaktı. DAEŞ’in yaptıklarının faturası Türkiye’ye kesilecek ve hem Türk/Kürt, hem de Sünni/Alevi çatışması kaşınacaktı.

Bir süre sonra tıpkı Taliban meselesinde olduğu gibi DAEŞ ile “oturup konuşulmasının şart olduğunu” bizzat BM düzeyinde tartıştıklarına şahit olunacaktı.

Böylelikle Türkiye, Irak, Suriye ve tüm Ortadoğu yeniden bir örgüt üzerinden dizayn edilecekti.

15 Temmuz bunun denemesiydi. Başarılı olunsaydı DAEŞ ve PKK aynı anda Suriye/Irak üzerinden harekete geçecek, arada Barzani’nin defteri de dürülecekti. Türkiye bir İç Anadolu beyliğine dönüşecekti; tabii uzun/yıkıcı bir savaştan sonra.

İşte bozduğumuz ve bozmaya çalıştığımız oyun budur.

Bu planlamayı bozacak tek gücün Erdoğan olmasıdır asıl mesele.

Gezi bu nedenle FETÖ tarafından kışkırtılmış, nedense hep Alevi gençler öldürülmüştür. Bu başarısız olunca, siyaseten çok güçlü olan Erdoğan’ı muhafazakârların kafasını karıştıracak şekilde yolsuzluk susturucusu takarak 17/25 Aralık kumpası ile düşürmek istediler. O da olmayınca 6-7 Ekim ve 22 Temmuz’da PKK devreye girdi.

CHP, elitler ve liberal yazarlar bu tuzağın üzerine atladılar.

“Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin” diyenler ülkenin mahvoluş ateşine odun taşıdılar. FETÖ’nün sunduğu iftira malzemelerini kullandılar.

Onca yıllık “kutuplaşma/diktatörlük/otoriterleşme” yatırımlarının bir zararı olacaktı elbette. Şükür ki aziz millet oyunu gördü, ülkesine sahip çıktı.

Konunun birkaç bakanı Yüce Divan’a göndermek olmadığını, tıpkı 7 Şubat MİT darbesi gibi Erdoğan’a ulaşmak olduğunu anlatmakta çektiğimiz zorluğu hatırlıyorum. Ne iyi ki siyasetin çok önünde giden bir millet feraseti var.

Mesleğe veda etmeleri gereken sosyolog ve yazarların iddia ettikleri gibi meselenin bir lider kültü değil, vatan olduğunu bu millet biliyor.

“Göbeğini kaşıyan adam”ın feraset ve bilgisinin zekâtı yok bunlarda.

Ancak artık 15 Temmuz bir milattır. Özür, gerekçe, mazeret kalmamıştır.

Bu işin şakası yok ve herkes çok ciddi...

Markar Esayan: 'Göbeğini kaşıyan adam'daki ferasetin zekâtı etmezler ile ilgili etiketler Haber
GÜNÜN VİDEOSU

Devlet Bahçeli, Ferdi Tayfur şarkısı ile kime ne mesaj verdi? Dikkat çeken kulis bilgisi...

MHP lideri Devlet Bahçeli, dün akşam saatlerinde sosyal medya hesabından dikkat çeken bir paylaşım yapmıştı. Bahçeli, Ferdi Tayfur'un 'Sensin' parçası ile yürüyüş yaptığı anları paylaştı. Bahçeli'nin o paylaşımıyla kime ne mesaj verdiği merak edilirken CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova dikkat çeken kulis bilgileri paylaştı.