Kartal'daki hangi binalar tehdit altında? Mikdat Kadıoğlu açıkladı... /ÖZEL
Türk meteoroloji ve Afet Yönetimi Profesörü Mikdat Kadıoğlu, Kartal'da çöken 8 katlı binayla ilgili SuperHaber'e çok özel açıklamalar yaptı. Kartal'daki binaların zemininde 'sıvılaşma' tehlikesi olduğuna dikkat çeken Kadıoğlu, uzun süre kamuoyunu meşgul edecek mesajlar verdi. İşte Kartal'da risk taşıyan binalarla ilgili önemli tespitler.
Kartal'da bulunan 8 katlı bir bina bugün öğle saatlerinde aniden çöktü. İlk belirlemelere göre binanın içinde 10'u aşkın kişi var.
İhbar üzerine olay yerine çok sayıda AFAD, polis, sağlık ve itfaiye ekibi sevk edildi. Olay yerinde güvenlik şeridi oluşturulurken, kurtarma ekipleri çalışmalarına başladı.
Türkiye'yi büyük bir şoka uğratan olayla ilgili SuperHaber Türk meteoroloji ve Afet Yönetimi Profesörü Mikdat Kadıoğlu'nun görüşlerine başvurdu.
BENZER RİSKLER SÜRÜYOR
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Kartal'daki binaların zeminine yönelik olay yaratacak açıklamalar yaptı. Benzer risklerin sahil bölgesindeki dolgu alanlarda da sürdüğüne dikkat çeken Kadıoğlu, "Bu bölgeler doldurma alanlar olduğu için sahildeki yapılar da risk altında olabilir. Kartal'da özellikle de tren yolunun deniz tarafında sıvılaşma problemi var. Bazı binalar şu anda bile eğik durumda. Bu da bina stoğunun ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor bize." dedi.
Kentsel dönüşümün çok acil bir şekilde yapılması gerektiğini söyleyen Kadıoğlu, "Deprem olursa ne olacak binalar durup dururken çöküyorsa demekki bu bina mühendislik hizmeti almamış, el yordamıyla yapılmış. Sonra üzerine katlar ilave edilmiş. Genelde klasik Türk yapısıdır. Ne doğru dürüst bir planı, hesabı, malzemesi vardır ne de doğru dürüst bir bakımı yapılmıştır. Türkiye'de afetle ilgili yapılması gerekilen ilk şey bu binaların ortadan kaldırılması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Mahallelinin olay yerinden neden uzaklaştırılmadığı sorusuna ise Kadıoğlu şu şekilde cevap verdi;
"Afetler hiçbir zaman devlet tarafından tek başına halledilemez. Mutlaka halkın katılımı gereklidir. Ancak halkın bu katılım esnasında kendisine ve yardım etmeye çalıştığı kişilere zarar vermemesi için eğitimli olması ya da gözetim altında olması gerekmektedir.
Afet yönetiminde iki türlü gönüllüler vardır birisi eğitimli gönüllülerdir, diğerleri de eğitimsiz, bir anda ortaya çıkan gönüllülerdir. Eğitimsiz gönüllüleri kontrol etmek de zordur. O yüzden afetle ilgili tatbikatlarda halkın da olması gerekiyor. Türkiye'deki tatbikatlarda yalnızca görevliler bulunuyor."
EN AZ 35 BİN BİNA TEHLİKEDE
Açıklamasında beklenen büyük İstanbul depremine de değinen Kadıoğlu, "İstanbul'da en iyimser senaryoya göre 35 bin binanın ağır hasarlı olması bekleniyor. 35 bin binanın başına 35 bin tane arama-kurtarma ekibi bulup koymamız mümkün olmayacaktır. Bu yüzden bir ulusal seferberlik yapmamız gerekiyor. Bu kentsel dönüşümü daha farklı, biraz da mecburi hale getirmemiz lazım. Yoksa göz göre göre büyük bir depremde birçok insanımızı kaybedeceğiz." sözleriyle durumun ciddiyetini gözler önüne serdi.
