Kandil operasyonu ne anlama geliyor?

Metehan Demir

Metehan Demir

TÜRKİYE’DE son günlerde Kuzey Irak Kandil ekseninde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başlattığı harekat gündemin en önemli maddelerinden biri haline geldi. Yazılıp çiziliyor üzerine açıklamalar yapılıyor. Peki; bu harekatın anlamı ne ? Ne hedefleniyor. Bu konuyu siz değerli okuyucularımız için araştırdık.

Bir kere Kandil’e ne kadar yaklaşıldı, ne kadar gidilecek gibi sorulara çok takılmamak lazım. Konuyu taktik ve taktikler toplamı genel strateji olarak değerlendirmek gerekiyor.

Öncelikle; Bu harekat bir kaç ana konsept üzerine kurulu.

Harekat söylenenin aksine martta birden karar verilmiş bir süreç de değil.

Türkiye'nin iç güvenlik harekatında, son 1,5 yıldır farklı bir konsepti, stratejiyi hayata geçirdiğini de hatırlarsak bu harekat bunlar tamamlandıktan sonra hayata geçirilecek ikinci aşamaydı.

Çünkü Türkiye Irak sınırı özellikle Hakkari bölgesi merkezli bölge coğrafi olarak çok sıkıntılıdır.

Bu da terör örgütüne Türkiye’ye geçiş sızma yollarını kullanma, oradaki engebeli araziden yararlanma avantajı sağlamıştı.

Ama değiştirilen savunma ve terörle mücadele konsepti çerçevesinde öncelikle iç güvenlik harekatında içerideki tüm kritik noktalar tutuldu. Kış döneminde bile operasyonlar en sarp noktalarda bile devam etti. Yaz tertiplenmesi kışın da devam etti.

Daha önce terör örgütünün geçtiği ana yollar tıkandı ve oralara geçici üs bölgeleri tesis edildi. Ardından da içeride güvenlik koridoru tamamlandıktan sonra dışarıya yani sınırın daha altına Irak tarafına, Kuzey Irak'ın düz alanına inmek öncelikle hedeflendi.

Kandil (Kimine göre 40 km eninde, 100 km uzunluğunda, 100-110 km uzaklığında) çok büyük bir dağ kütlesi. Çok sayıda vadinin, mağaranın, saklanabilmek için coğrafi alanların bulunduğu bir yer. Bölgede çok sayıda köy de var. PKK eğitim kampları var. Ayrıca dış bölgede de en az 6 PKK terör kampı var. Kandil’in bir bölümü İran'da bir bölümü Irak'ta olan çok büyük bir coğrafi kütle.

Daha açıkçası; terör örgütü üyelerinin Kandil’de 10'dan fazla kampı var. Ayrıca Irak'ın içinde de 10'a yakın ara geçiş kampları da var
.
Öncelikle bu nedenle Hakurk gibi sınıra yakın PKK'nın kampları tutulmaya başlandı.

Ardından da Kandil Dağı'na geçen o düz bölgeyi de tutarak, Kandil'e girmeden önce o bölgenin kontrol altına alınması sağlanarak, teröristlerin güneyden kuzey istikametine, yani önce Kandil, sonra o düzlük alan ve Türkiye'ye sızması önlenmek amaçlandı.

Çok büyük bir avantajdı bu terör örgütü için eskiden hatırlamak lazım. Bu sadece bir askeri harekat değil, o bölgeden yerel aşiretlerle, kanaat önderleriyle, bölge liderleriyle Türkiye çok önceden temasta bulundu. Terörün ve teröristlerin onlara getirdiği zararları da göz önüne alarak onlarla yapılan bu istişarelerde bölge halkına durum anlatılarak destek vermesi sağlandı.

Bölge halkı ile birlikte Peşmergeyle, Amerika ile bir nebze İran'la ve Bağdat yönetimiyle de yakın temas sağlandı.

Burada zincirin zayıf halkası belki İran ama Türkiye'nin harekatına baktığımız zaman bunun öncesinde çok iyi hazırlanan bir yerel istihbarat ve yerel önderlerle yapılan hazırlıkları da hesaba katmak lazım.

Haritayı aklımıza getirdiğimiz zaman, batı-doğu ekseninden baktığımızda; teröre vurulan darbeyi Afrin Hatay sınırından- Irak sınırına kadar olan bölgeden yani batı-doğu koridorundan bir de kuzey-güney koridorunda terörist grupların YPG-PKK-PYD ekseni olarak düşünelim.

Birbirleri ile bağlantıları tamamen kesiliyor. İzolasyon anlamında, bir zamanlar çok rahatlıkla koridorlardan geçebiliyorken birbirleri ile Afrin’den Kuzey Irak’a irtibatları varken; artık bu zor bir hale geldi.

Bunu Afrin ile birlikte düşünmemiz lazım. Kuzey Irak operasyonu stratejik ve taktik olarak Afrin ile bağlantılı. Bu harekatta kuzey Irakta, Türkiye martta düğmeye bastı ama alt yapısı çok iyi hazırlandı. Diplomatik olarak, istihbari olarak bölgesel halkla ilişkiler olarak ve askeri olarak.

Bu bölgeye gidenler çok çok iyi bilir. Çok hırçın bir coğrafyadır. Şu an harekatın yapıldığı alan o kadar engebeli ki, sadece kara araçları değil, hava araçları ile bile zorlu koşullarda başarı ile gerçekleşiyor.

Bölgeye asker indiren helikopterleri düşünün, bölgede harekatın çok yoğun helikopter, hava, iha ve SİHA desteği ile yapıldığını da özellikle belirtelim.

Bu Kandil harekatı toplu konseptin parçası. Ben harekatları o daha önemli, bu daha önemli diye karşılaştırmak istemiyorum. Zaten harekatlar taktik ve stratejik olarak birbiri ile bağlantılı. Ama; bu da Afrin harekatı kadar önemsenmesi gereken bir operasyon. Çünkü hem konsept olarak, hem harekatın zorluğu olarak bakıldığında, (Kuş uçuşu 90 km deniyor ama alan düzlendiği zaman daha uzun bir mesafeye geliyor) düz arazide yapılan operasyon biraz daha kolay olabilir. Ama bu kez elit birliklere, komando birliklerine, jandarma özel harekat birliklerine daha çok ihtiyaç var ve bu nedenle de zaten kritik tepelere yerleştirilmiş durumda.

Gittiğiniz alanları arkanızı güvende tutarak gitmeniz gereken çok hırçın ve çok zorlu bir coğrafyaya sahip olduğu için bu süreç adım adım, tepe tepe alınarak devam eden bir harekat planlaması.

O kadar hırçın bir coğrafyadan bahsediyorum ki, kayaların yırtıcılığından bahsediyorum ki oraya helikopterler asker indirirken bazen tek tekerlekleri üzerinde durarak yani hoover pozisyonunda tutarak askerleri indirip, bölgeden öyle ayrılıyorlar.

Bu açıdan da izlenmesi gereken Türkiye'ye de faydaları hissedilecek çok önemli bir harekat

Ancak sonuç olarak; terör örgütünün hareketliliğinin sızmalarının önüne geçilmesi, Suriye Irak ekseninde teröristlerin birbirleri ile temasının kesilmesi, Türkiye’nin bu bölgede ‘ayak basmadığın yerden kendi toprağında sana operasyon çekerler’ gerçeğinden hareketle yeni adımlar atması önemli gelişmelerdir. ABD ile Münbiç meselesinde PYD’ye karşı anlaşma bile Türkiye’nin Afrin ve öncesi süreçlerde gösterdiği başarıların bir yansımasıdır. O nedenle masa ve saha başarıları koordinasyonu birbiri ile bağlantılı.

Türkiye içinde ne kadar kavga ederse etsin; milli meselelerinde hep iyi olsun; bir olsun; birlik olsun.. bu bize yeter...

Diğer Yazıları