KAFASI KARIŞIKLAR KULÜBÜ

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Siyaset, sivil toplum, gazeteciler, gazeteci görünümlüler, terör örgütleri, yanlarında duranlar ve kafası karışıklar iç içe bu günlerde.

Seçim dönemi yaklaştı. Yakın bir zamanda seçim takvimi açıklanır, meydanlar biraz daha ısınır, adaylar ortaya çıkar ve partiler duruşlarını netleştirirler. O zamana kadar görünen o ki, bazıları bütün tuşlara basmayı ve birtakım yakınlaşmaları şimdiden inşa etmeyi istiyorlar…

Vatandaşın oyunu ihmal ederek, “ondan isterim, bundan istemem” diyerek bir siyaset olmayacağına göre particiler açısından eklemlerin biraz fazla oynak olmasını anlamak mümkün.

Ancak oynaklıkta ileri gitmek ve hatta omurga olmamasını temin edecek kemik aldırmalar sıkıntı yaratır.

Şu ara CHP böyle. Her şeyden biraz, ama kendisini var eden değerleri ise hiç noktasına hızlı bir şekilde taşıyor…

Cumhuriyet Halk Partisi kurucu parti olduğu, Kuvayı Milliye ruhunu taşıdığı için önemlidir.

Siyasetimizin ana nehridir. Ancak akarsu da olsa, durgun su da olsa içine toksik atıklar girerse kirlenir.

Bu bakımdan her partinin ve özellikle CHP’nin bu konuda ciddi bir çaba içinde olmasını beklemek her vatandaş gibi bizim de hakkımız, eleştirilerimizi de bu anlayış içinde yazmaktayız.

Düşünün ki, dünyanın en temiz ordusuna, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne iftiraya payanda olan bir CHP var.  Her ne kadar bazı Parti yetkilileri durumu kurtarmaya matuf açıklamalar yapsalar da TSK’ya yönelik iftiralara ortak olan milletvekili ile ilgili hiçbir işlem başlatmadılar. Başlatmayacakları da açık.

Böylesi bir durum devam ederken aynı milletvekili Diyarbakır başta olmak üzere başlatılan KCK Operasyonlarında gözaltına alınan birtakım isimlerle ilgili “Onlar gazeteci ve gözaltılar Sansür Kanunu’nun neticesi” buyurmuş…

Onlar gazeteci değil. Operasyonlar PKK ile ilgili.

Siyaset kurumu, hele de CHP içinden bu neviden sesler çıkarsa, Parti mekanizmaları bu çıkışlara karşı ses vermez ise ipin ucu kaçar.

Akdeniz ve Ege’ye gidip Atatürkçülük yapmak, Yozgat’a, Kayseri’ye gidip milliyetçilik yapmak, çözülmüş başörtüsü meselesini yeniden açmak, doğu illerinde PKK ile yakın görüntü vermek piyano çalarken bütün tuşlara aynı anda basmaktan farksızdır.

CHP’nin bu kafa karışıklığı ne yazık ki tabanını da etkiliyor. İktidar yolunda bu türden davranışları artık kendileri için zorunlu görüyorlar ve ses çıkarmıyorlar.

Diyelim ki iktidar oldular, o zaman sanırım iktidarı sürdürmek için başka yollar arayacaklar ve o yollar da ülkeyi bataklığa sürükleyecek, ne yazık ki bunu görmüyorlar.

Altılı masanın diğer bileşenleri ise sanki TTB’nin başkanı ve CHP’nin bir kısım yetkilileri birlikte hareket etmemiş, etmişse de onlar duymamış, görmemiş, bilmiyormuş gibi duruyorlar.

Kimse “Fincancı katırlarını” ürkütmek istemiyor anlaşılan. Bu konuda bir tavır aldıklarında işin masanın dağılmasına, en azından altından gelecek desteğin zorlaşmasına neden olacağını düşünüyor olabilirler.

Demek ki TSK’da Türkiye’de onlar için önemli değil… Varsa yoksa seçim…

Diyeceksiniz ki, Kafası Karışıklar Kulübü yalnızca CHP’lilerden ve masa bileşenlerinden mi oluşuyor. Maalesef hayır!

Onları niye yazmıyorum? Partileri konuya derhal el atıp gerekli açıklamaları, düzeltmeleri yaptıkları için veya o karışıklıkla ilgili bir karar aldıkları için bana iş kalmıyor.

Ancak kafası karışıkların mensup oldukları partiler açıklama yapmaktan kaçınır veya karışıklığı pekiştirecek adımlar atarsa bilinsin ki yazacağım…

Diğer Yazıları