İzzet Çapa'dan genç yazarlara tavsiyeler...

Mühim olan içerik midir, biçim mi? Güzel söz söyleme sanatı mı etkiler okuyanı, yoksa anlatılan şeyin ana fikri mi? Ağdalı cümleler mi daha çok davet eder yazıya, sade bir dile ifade edilmesi mi?

Malum burası Instagram, görselin de etkisi var mıdır? Yani mesela benim fiyakalı bir fotoğrafım mı çeker sizi okumaya yoksa yazdığım şeyle ilgili bir resim kullanılması mı?

Acaba içeriği, bilgi malzemesi kuvvetli metinler mi daha caziptir? Duygusal dili, sunum şekli, üslubu derinlikli yazılar mı?

Aslında bunların hepsi doğru gerekçeler. Farklı zamanlarda, değişik durumlarda bir yazının okunması için öne çıkan en temel sebepler.

Ama bana kalırsa hepsinden önce gelen başka bir şey var; samimiyet.

Yani dünyanın en şahane cümlelerini birbirine bağlasanız, muazzam kafiyeler silsilesi yapsanız, ki bilirsiniz çok severim, belagat sanatının feriştahı olsanız o samimiyet geçmiyorsa karşı tarafa boşadır, boşuna…

Ya da mesela bilgiye boğsanız okuyanı, ki aslında o da tek tuş mesafesindedir bu devirde sizin bahsettiğiniz şeye, eğer içine kendinizi katmazsanız nafiledir, nafile…

Bazı duygular vardır ki taklidi, sahtesi, imitasyonu pek mümkün değildir. Cesur taklidi yapamazsınız örneğin. Eğer değilseniz öyle davranamazsınız çünkü korkuyorsanız bu belli olur. Samimi gibi davransanız da, o tonda yazılar yazsanız da eğer gerçekten içten değilseniz bir şekilde ele verirsiniz kendinizi. Üzerinizde sırıtır cümleler, iğreti durur kelimeler. Çuvallarsınız…

Samimiyetin kapısını açan şey ise bana sorarsanız öncelikle niyettir. Yani o işi gerçekten yapmak isteyip, istemediğinizdedir mesele.

Yapmazsanız mutsuz olacağınızı, eksik kalacağınızı, kendinizi tamamlayamayacağınızı hissetmenizdedir.

Ancak içinizden geldiği gibi, kendiniz gibi, olduğunuz gibi davrandığınız anda samimisinizdir.

İçinizi açmaya niyetlenmişsinizdir. Birhan Keskin’in büyülü bir safiyette ifade ettiği ‘İçimi açtım sana, içini açmak için’ dediği o kıymetli yere gelmişsinizdir.

İşte tam da bu andan sonra başlar aslında yazmak. Ve işte böyle zamanlarda güzelleşir yaşamak.

Tıpkı şimdi olduğu gibi…