Issız Cuma’lar

Veda Kılıç

Veda Kılıç

“Cum’a” kelimesi “toplamak, bir araya getirmek anlamına gelen “cem” kökünden türemiş bir isimdir.”

Hak Teâlâ konu ile ilgili ayetinde: ”Ey iman edenler! Cum’a günü namaza çağırıldığınız (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.” buyuruyor (Cum’a.9-10).

Hz. Peygamber Hicret esnasında Ranuna Vadisi’ne ulaşmış ve Samim meskeninde hutbe okuyup ilk Cum’a namazını kıldırmıştır.

Cabir b. Semüre’den rivayettir ki: “Rasûlallah (sav) iki hutbe okur ve arada otururdu. Kur’an okur, insanlara görevlerini hatırlatırdı.” (Müslim, Cum’a, 34; Ebu Davud, Cum’a, l094; Neseî, 1419; İbn Mâce, 1106)

Dilimize Cuma olarak geçen, gün namazında camilerimiz ikinci kez boş… Yine ıpıssız!

Ayetteki “Ey iman edenler…” hitabının muhatabıyım; ama maalesef cemaatle eda edişi öncelememenin eksikliğini ancak bu ıssızlıkta fark ediyorum.

Aslında tersliğe formül üreterek büyüttüğüm çare çuvalında her durum için bir savunma var.

Zarif minarelerden yayılan davetin ardından, tek yürek secdeye duran safların güçlü dualarla idealize ettiğim imgesini, tarihi camilerin görkemli atmosferinde kılınan Cuma’larla özdeşleştirip ferahlamak da bunlardan biri.

Fakat salgın sesleri yükselirken, büyüttüğüm imgeyi de endişe kaynaklı bir sis yokluyor. Çünkü, sağduyumun tersi olarak ifade edeceğim sol duyu çok azimli !

Ardından da, vesveseden azı can sağlığı!

Sanırım tam bu durakta Cuma’nın anlamına, felsefesine dönmeli; insanları bir araya toplayıp, hayır ekseninde formatlamak olan temel hedefine. Yoksa vesvese ömür tüketir!

Konuya ön kapıdan girince manzaranın donuk vehameti erimeye, değişmeye başlıyor. Misal; camisiz, cemsiz Cuma’ya rıza göstermesi düşünülmez cemaatin, toplumun selameti için hemen evlere çekilmesi; dua zincirleri kurup aynı yere yönelmesi. Ruhu gerenlere mukabil vicdanı rahatlatan, dayanışma içeren mesajlar yayması; güven sınırını koruyup alışveriş saldırısına tenezzül etmeyişi fazlasıyla anlamlı.

Tüm saydıklarımla “bir karar” sebat etmek aslında beraberlik ruhunun en çarpıcı yansıması. Cuma’dan maksat “gönüllerin bir olması” ise bugün yaşadıklarımızla amacın hâsıl olmadığı nasıl iddia edilir ki!

Ezanın ardında bekleyen cami ıssızlığı acıtıyor. Ama olsun diyoruz, insanlık iyileşedursun da, secdeler sahibine nasılsa varır… Salâta kalbin attığı her yer mekân; yeter ki ruh sırat-ı müstakime sarılsın.

O halde Rabbimizin ( Enfal 46) buyurduğu gibi; Allah'a ve Rasûlü'ne itaat edelim… Birbirimizle didişmeyelim. Yoksa içimize korku düşer ve kuvvetimiz elden gider. Sabırlı olalım, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.

Hepimize hayırlı Cuma’lar.

Diğer Yazıları