Günün en anlamlı manşeti...

* Adalet istiyoruz!

6-7 Ekim katliamında, katilleri sokağa salıp 52 insanın kanına giren azmettiricilerin, azmettiricileri savunanların, aklayanların ve dahi çarpıtanların asıl katil olarak kabul edilmesini talep ediyoruz. Adalet yerini bulmazsa, azmettiriciler kendilerine yeni katiller bulup başka Yasinleri yakacaklar. Adalet yerini bulana dek bunu haykırmaya devam etmek insanlık onurudur. Yanmış bedeni yerden kazınan bir çocuğun, katledilmesi birkaç serserinin suçu değil insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Çağlar öncesinden kalan, ilkel barbarlar gibi marş söylerek parçaladıkları Yasin'i, ailesi ancak geriye kalan elbise parçalarından ve ayağındaki beninden teşhis edebildiyse bu zihniyetle mücadele her insanın boynunun borcudur. Anadolu'nun yiğit şehidi Yasin ilelebet hatırlanacak ve azmettiricileri çürüyerek yok olacaklar elbette. 6-7 Ekim'de katliam çağrısı yapanlar, dillerindeki "barış" yalanıyla çocukları yakarak ve parçalayarak öldürmek için yeni fırsatlar arıyor. Adaletin geciktiği her saniyede sokaklardaki çocuklar tehlike altındadır ve bundan sonra olacakların sorumluluğu hepimize aittir...

**

Yasin Börü 16 yaşındaydı. Kurban eti dağıtmak için sokağa çıktığında, HDP’li siyasilerin, Kandil'deki terör elebaşlarının ve yandaşları gazetecilerin çağrısıyla sokağa çıkan barbarlar Yasin'i bir apartman dairesinde sıkıştırdılar. Önce bıçakladılar, sonra bıçakla uzuvlarını kesmeye başladılar, daha sonra balkondan betona attılar. Üzerinden defalarca arabayla geçerken zılgıt çekip devrimci marşlar söylediler. Bir türlü tatmin olamayan barbarlar en sonunda Yasin'i yaktılar ve ateşinin başında ayine benzeyen tuhaf bir eğlence düzenlediler. Sabah olunca polisler Yasin'i yerden kazıdılar ve ailesine teşhis ettirdiler. Aradan iki yıl geçti ve bu vahşeti planlayanlar, teşvik edenler aramızda serbestçe dolaşıp, barış ve halkların kardeşliği masallarına devam ediyorlar...