Fatih Sultan Mehmet kim(lere) beddua etti?

Ayasofya’nın ibadete açılması toplumun büyük bir kesiminin beklentisiydi. Dün gerçek oldu, ama gelin görün ki ağız tadıyla bu anı yaşayamadık. Ayasofya-i Camii Kebir’in ibadete açılmasının üzerine maalesef Cumhuriyetimizin kurucusu, Kurtuluş Savaşımızın lideri Mustafa Kemal Atatürk tartışmasının gölgesi düştü.

Aylardır anlatmaya çalışıyoruz. Atatürkçü görünüp Atatürkçü olmayan, dindar görünüp dindar olmayan, milliyetçi görünüp milliyetçi olmayan unsurlara dikkat edelim diye… Çünkü FETÖ ile İslam’ı yan yana getiremeyeceksek, bugün PKK terör ve FETÖ casusluk ve terör örgütüyle yan yana duran bazı kişileri de Atatürkçü veya Milliyetçi saymak doğru olmaz. Gladyo örgütlenmesine dikkat etmemiz gerekiyor.

Bu çerçevede CHP ile AK Parti arasındaki mücadelede, toplumu ikiye bölmek için uygulanan taktiklerden biri de AK Parti’yi Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı göstermek. Böylece Atatürk’ün de ana hedefi olan Batı ittifakıyla bağımsızlık temelinde kurulmaya çalışılan ve desteklenmesi gereken politikalara da darbe indirecekler. Sanki Cumhuriyet eşittir Batıcılık. Asla öyle bir şey olmadı. Atatürk’ün Batı ve Doğu dünyaları ile iletişimine baktığımızda, Batıcılığı Türkiye’ye empoze edenlerin aslında çok açık yalan söylediğini görüyoruz. Ancak bu iki değeri eşitleyerek “Batıcılıktan kopmak Cumhuriyetten de kopmaktır” algısıyla Atatürk hassasiyeti olan kitleleri provoke etme derdindeler. Bu kesim bir taraf. Elbette öbür tarafta da kripto unsurlar mevcut. Onlar da diğerlerinin ekmeğine yağ sürüp Atatürk düşmanlığını körüklemeye çalışıyor. Bu çerçevede Emperyalistler, FETÖ ve Suud/BAE sermayesi destekli kripto unsurların çalışmalarına çok dikkat etmek gerekiyor. Sosyal medya Atatürk’e küfreden hesaplara bakın arkasından ya FETÖ ya da Suud/BAE destekli hesaplar çıkar.

Oysa Türkiye, Cumhuriyetin kuruluş kadrosunun bazı hedefleri doğrultusunda, özellikle FETÖ temizliği yaptıktan sonra ilerliyor. Özellikle güvenlik paradigması açısından atılan adımlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün de hayallerini taşıyor. Türk devlet politikalarının devamlılığı açısından da önemli olan Ancak bunu içselleştiremeyen cahil kitleler, görevli olanlar veya bilinçli olarak provoke edenler, bu hedeflerden Türkiye’nin yolunu döndürme derdinde. Başarabilirler mi? Başaramayacaklar.

Şimdi Ayasofya-i Kebir Camii’nin açılışındaki olay bu kıvılcıma resmen ateş desteği verdi. Sonuçta Hukukçu değilim ama Fatih’in Vakfiyesi’nin Türkçesine baktığımızda Fatih Sultan Mehmet’in sadece Ayasofya’dan değil, birçok vakıf malından söz ettiğini görürüz. (Merak edenler için tıklayınız ). Aktaralım:

Bütün bu zikredilen akarlar, yani karyeler, mezra’alar, evler, değirmenler ve diğer akarlar, zikredilen bütün sınırları, hakları, bağlı olan yerler ve mütemmim cüzleri, sonradan bunlara katılacak hukuki ve medeni semereleri, yolları, irtifak hakları, dereleri ve tepeleri, vadileri, dağları, kuyuları ve nehirleri, ağaçları ve bunlara izafe olunan… eski-yeni, uzak-yakın, ayrı-bitişik, zikredilen ve edilme yen bütün hakları ile birlikte, dinen ve hukuken açık, sahih ve şer’i bir vakıftır”.

Bu metne bakarsanız İstanbul’un neredeyse tamamı Fatih’in vakıf malı. Sonunda da bu malların, akarların gelirlerin yerinde kullanımı ile ilgili bedduayı yapar:

Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen batıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse; vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse…. Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların la’neti üzerlerine olsun.

Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyyen merhamet olunmasın.”

Şimdi bu metinde malların, arazilerin, köylerin, derelerin çoğunun Cumhuriyet kurulmadan önce el değiştirdiğini söyleyebiliriz. Anlayacağınız eğer bir beddua varsa ve bu bedduayı dile dolayacaksak Fatih, deyim yerindeyse yedi ceddimize beddua etmiş olmakta. Şimdi siz bunun önünü arkasını keser ve bunu Atatürk ile hesaplaşmaya malzeme yapmaya kalkarsanız bu ne AK Parti’ye ne ülkemize fayda sağlar. Fayda sağlayacaklar Türkiye düşmanları, Türk milletini bölmeye çalışanlar, Doğu Akdeniz, Suriye, Irak’ta karşımızda olanlar, emperyalistler, Siyonistler, FETÖ’cüler ve Suud/BAE destekli organizasyonlardır. Benden söylemesi. Operasyona gelmeyelim. Gölgemize sığınıp İslam’a, vatanımıza, atalarımıza, Cumhuriyet’e ateş edenleri içimizden temizleyelim.

 

Diğer Yazıları