Edebiyat dünyasının tabu deviren, ezber bozan yazarı...

İzzet Çapa

İzzet Çapa

22 Haziran 1964 günü dünyaya geldi. Babası matematik profesörü, annesi ise özellikle dini müzikler alanında çalışmaları olan bir müzisyendir.

Amherst College ve Phillips Exeter Academy’den mezun oldu.

Yirmili yaşlarında Los Angeles’ta şarkıcılık ve söz yazarı olma hayallerinin peşinden koştu ancak başarısız olunca, 1993 yılında ailesinin yanını döndü ve mezun olduğu okulda İngilizce öğretmenliği yapmaya başladı.

İlk romanı ‘Dijital Kale’ 1996 yılında yayınlandı. Bir sanat tarihçi olan eşi Blythe, yazarlık kariyerindeki en büyük yardımcısıydı.

Roman yayınlandıktan kısa bir süre sonra Amerika’nın en çok satan yazarları arasındaydı.

İkinci romanı ‘İhanet Noktası’ 2001 yılında yayınlandı. Ünü, çoktan ülke sınırlarını aşmıştı.

Üçüncü kitabı ‘Melekler ve Şeytanlar’da okurunu Vatikan’ın gizemli koridorlarında dolaştırdı. O, artık dünyanın en çok okunan yazarıydı. Romanları bugüne kadar 56 dilde ve 200 milyondan fazla basıldı.

2004 yılında, o zamana kadar en çok ses getiren romanı ‘Da Vinci Şifresi’ yayınlandı. Ve büyük tartışmaları da beraberinde getirdi çünkü yazar, Hazreti İsa’nın evlendiğini, soyunun halen devam ettiğini ve ‘Kutsal Kase’nin de aslında bu soy olduğunu iddia ediyordu.

Bir önceki romanı ‘Melekler ve Şeytanlar’da da Vatikan’ın sert tepkisini çekmişti.

2009 yılında piyasa çıkan ‘Kayıp Sembol’ romanında, dedesinden etkilendiği ve bu yüzden kitabın merkezine masonluğu yerleştirdiği iddia edildi.

2013 yılında yayınlanan ‘Cehennem’de ise bu kez İstanbul’a, Ayasofya ve Yerebatan Sarayı’na uzandı.

‘Melekler ve Şeytanlar’, ‘Da Vinci Şifresi’ ve ‘Cehennem’ beyaz perdeye aktarıldı.

‘Robert Langdon’ karakterini Tom Hanks’in canlandırdığı filmler, dünyanın dört bir köşesinde büyük hasılat yaptı. Sadece ‘Da Vinci Şifresi’nin gişesi 678 milyon dolardı.

Son kitabı, aramızda kalsın benim beğenmediğim romanı ‘Başlangıç’ ise geçen yıl yayınlandı.

Asla izin yapmayan, her sabah saat dörtte kalkıp yazmaya başlayan, çalışma düzenini kum saatiyle ayarlayan, evinde on binlerce kitaplık dev bir kütüphanesi bulunan Dan Brown’ın en sevmediği şey ise roman okumak…

Diğer Yazıları