e-ticaret ve KDV sorunu

Artık günlük hayatımızın her alanını elektronik ortamda yapılan iş ve işlemler kaplamıştır. (e-ticaret, e-bankacılık, e-mail, e-devlet, e-defter, e-fatura vs.gibi) Bu iş ve işlemlerle muhatap olmayan neredeyse yok gibidir.

Dijital ortamda yapılan iş ve işlemlerden bir tanesi de e-ticarettir. İnternet ağı üzerinden yapılan iletişim teknolojisinin gelişimi, geçen yüzyıldan itibaren e-ticaret olarak adlandırılan yeni bir küresel ticaret çeşidini ortaya çıkarmıştır.

Son yıllarda bilişim teknolojinde baş döndüren hızlı gelişmeler, bilinen iş ve ticaret yapılarını değiştirmiş, elektronik ticaret yoluyla yapılan ticaretin çok hızlı yaygınlaşmasına yol açmıştır. Elektronik ticaretin hızla gelişmesi, beraberinde vergilendirme alanında da bir çok sorunun yaşanmasına yol açmıştır. İnternet ve mobil iletişim teknolojileri alanında yaşanan hızlı gelişmeler karşısında mevcut vergi düzenlemeleri yetersiz kalmış, yeniden düzenlemeler yapılması zaruri hal almıştır.

Yeni vergilendirme sorunlarının en başında da Katma Değer Vergisi (KDV) gelmektedir.

E-TİCARET NEDİR?

Elektronik ticaret, fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen çevrim içi iktisadi ve ticari her türlü faaliyeti ifade eder.

Elektronik ticaret, küreselleşen dünya ekonomisi içinde hızla yaygınlaşan ve gelişen bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır.

E-TİCARET TÜRLERİ NELERDİR?

E-ticaret işlemlerini iki gruba ayırabiliriz.

1-İnternet üzerinden sipariş edilerek teslim edilen fiziki mallar,

2- Dijital ürünlerin online teslimi ve sunulan hizmetler.

İnternet üzerinden sipariş edilen fiziki mallar

E-ticaret üzerinden yapılan işlemlerin bir çoğu fiziki malların teslimi ile sonuçlanır. Yürürlükteki mevzuata göre, KDV malların teslim edildiği yerde (ülkelerde) tarh ve tahakkuk ettirilir. Bu açıdan fiziki malların tesliminde KDV sorunu bulunmamaktadır. Fiziki malların ithalinde gümrükten geçiş esnasında gerek gümrük vergilerinin gerek se KDV’nin tahsili sağlanmaktadır.

Hizmetler açısından tüketim yeri kuralı

Başlıca sorun e-ticaret aracılığıyla firmalar arası hizmet sunumları üzerinden hesaplanan KDV’nin tarh ve tahsilinin sağlanmasıdır. Ayrıca firmalardan nihai tüketicilere e-ticaret yoluyla ifa edilen dijital ürünler veya yapılacak hizmet sunumları üzerinden de KDV’nin nasıl tarh ve tahakkuk ettirilebileceği konusunda büyük sorunlar bulunmaktadır.

E- TİCARET YOLUYLA İFA EDİLEN DİJİTAL ÜRÜNLER VEYA HİZMETLER AÇISINDAN KDV SORUNU

Günümüzde KDV, elektronik ticaret (dijital ürünler ve hizmetler) açısından çözüme ulaşılması gereken öncelikli bir konu durumuna gelmiştir.

Bir müzik/film cd’sinin milyonlarca kopyası dijital olarak hazırlanarak elektronik ortamda alıcılara satılabilmektedir. Ya da bir bilgisayar programı yazılımcısı tarafından geliştirilip elektronik ortamda müşterilere sunulabilmektedir. Bu dijital ürünleri üretenlerin Türkiye’de mukim olup olmadığı, hatta bu dijital ürünleri hangi ülkede ürettikleri tespit edilemeyebilir. Bazı durumlarda dijital ürünlerinin satışa sundukları internet adreslerinin dahi hangi ülkede bulunduğu kesin olarak tespit edilememektedir. Bu satışların bedeli, elektronik para ( bitcoin ) ile yapıldığında ödemelerin takibi yolu ile dahi sözü edilen elektronik ticaretin kavranması, dolayısı ile vergilendirilmesi mümkün olamayabilir. Dijital ürünlerin gümrükten geçmesi söz konusu olmadığı için, bu tür işlemlerin resmi kayıtlarda takip edilebilmesi de pek mümkün görünmemektedir.

Bu mahiyetteki elektronik ticaret hacminin büyüklüğünü bilmek veya tahmin etmek oldukça güçtür. Ancak bu nev’iden elektronik ticaretin tamamıyla vergi dışı bırakılmasının da vergide tarafsızlık ve adalet ilkeleriyle örtüşmeyeceği aşikardır.

Küreselleşme olgusunun yaşandığı günümüz dünyasında hiç bir ülke tek başına hareket edemez. Özellikle çifte vergilendirmenin veya hiç vergilendirmemenin söz konusu olduğu tüketim vergileri üzerinde devletler arası mutlak bir uzlaşının sağlanması gerekmektedir.

KDV, Avrupa Birliği’nde uygulanan bir tüketim vergisidir. Avrupa Birliği ülkeleri e-ticaret üzerinden KDV hususunda eşgüdümlü hareket etmek suretiyle gerek OECD ülkeleri gerek diğer ülkeler ile birlikte çalışmalara başlamışlardır. Ekim 1998 tarihinde OECD ülkeleri Bakanları düzeyinde yapılan Ottowa Konferansında bir takım tedbir ve ilkeler belirlenmiştir.

Ottowa Konferansında yapılan görüşmeler sonucunda,

a- KDV’nin tüketimin yapıldığı yerde tahakkuk ettirileceği,

b- Gümrük Vergileri ve KDV açısından dijital ürünlerin fiziki mal olarak kabul edilmeyeceği, önerilerinde bulunulmuştur. Devletler açısından önem arz eden konular ise, tüketim yerinin bir tanımının bulunmayışı ve e-ticaret üzerindeki KDV’nin tarh ve tahakkuk usul ve esaslarının tam olarak ortaya konulamayışıdır.

Avrupa ülkeleri Maliye Bakanları dijital ürünlerin arzını KDV açısından hizmet sunumu olarak kabul etmişlerdir. Hatta bu ülkelerin Maliye Bakanları uluslararası anlaşmalarla e-ticaretin tüketim yerinde vergilendirilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Söz konusu uluslararası sorunların çözümünde en etkili yöntem elbette ki yine uluslararası anlaşmalar yapmaktır.

Çünkü internet üzerinden yapılan ticarette ülke sınırları anlamsız hale gelmektedir. Bu durum yeni ekonomi nedeniyle oluşan boşlukları doldurabilmek için bazı ülkeler arasında işbirliğini zorunlu kılmaktadır.

Elektronik ticaret konusunda yasal düzenlemelerini tamamlamış bir örnek ülke yoktur. Bu konuda uluslararası platformda tartışmalar da devam etmektedir. Bu nedenle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere göre geride kaldığı söylenemez.

Ancak elektronik ticarette yaşanan hızlı gelişme ülkemizde fiziki altyapı eksikliklerinin hızla tamamlanmasını ve gerekli yasal düzenlemelere ilişkin çalışmaların bir an önce başlatılmasını zorunlu kılmaktadır.

E-ticaretle ilgili düzenlemelerin geciktirilmesi uluslar arası sorunun boyutlarını gittikçe genişletecektir. Elbette Türkiye’nin de önemli bir sorunu olan kayıt dışı ekonominin bu alana yönelmesine zemin hazırlayabilecektir.

Bu nedenle, dijital ticaretin vergilendirilmesinde özellikle dijital ürünler ve hizmetler üzerinden KDV’nin nasıl tarh-tahakkuk ve tahsil edileceğinin bir an evvel yasal zemine kavuşturulması önemli hal almıştır.

Bu konuda Maliye Bakanlığı’nın çok geniş kesimle yapmış olduğu çalışmalarda sona yaklaşılmıştır.

Kısa zamanda yasal düzenlemelerin hayata geçirileceğini düşünüyorum.

HAS SÖZ

Uğruna ölmekse seni yaşatmak,

Bin kere ölürümde adına leke sürdürmem,

Gururdur, namustur, Bayrak ve Sancak,

Aksada kanım zalimi güldürmem!

( Necip Fazıl KISAKÜREK)

Hasan ERARSLAN

Diğer Yazıları