Dinlemek sanatı…

Demet Cengiz

Demet Cengiz

Yüzlerce kitap, makale, seminer, eğitim verilir ‘iyi bir konuşmacı olmak’ ile ilgili ancak ‘iyi bir dinleyici olmak’ nedense es geçilir. Herkes konuşacaksa, kim dinleyecek?

Herkes iyi konuşmacı olmak isterken, herkes konuştuğunda iyi dinlenmek isterken kimsenin iyi dinlemeye niyeti yoksa sıkıntı var.

Bir süre önce canımı sıkan bir konuyu hem ablama hem de yakın bir arkadaşıma anlatırken, ağzımı açtığıma pişman oldum. Çünkü daha ilk cümle ağzımdan çıkmıştı ki karşımdaki insanlar benim kusurlarıma, benim yanlışlarıma odaklanıp, kendi bildikleri doğruyu anlatmaya koyuldular.

Sonra da aileniz, yakın arkadaşlarınız, iş arkadaşlarınız size içini dökmüyor diye sitem ediyorsunuz.

Birkaç gün önce bir arkadaşımın ergen kızı büyük bir sorununu anlattı bana. Nazik bir konuydu. Çocuğun iyiliği için annesini de bilgilendirmem gerekiyordu ve öyle yaptım. Kızı neden ona değil de bana içini döktü diye arkadaşım epey üzüldü. Sonra “Neden bana anlatmamış? Neden sana anlatıyor? İnsanlar hep sana sırlarını veriyor, içini döküyor. Bunun sırrı ne” diye sordu. Daha birkaç gün önce ben de dinleyenlerimden memnun kalmamıştım. Bu yazıyı yazmaya da o gün karar verdim. Madem insanlar iyi birer dinleyici olsun istiyoruz, işe neden önce kendimizden başlamıyoruz?

* İletişim sanatından biraz haberdar biri olarak, dinlemenin önemini öğrendim. Ben çok fazla hikâye biliyorum. Karakterim, mesleğim, yaşam biçimim beni hikâye zengini yaptı. Bu yüzden çok az öykü beni şaşırtır. Hikâyeleri ve kahramanları yargılamamaya çalışırım. Şartlar, sebepler, sonuçlar ve geçmiş tecrübeler tüm algımızı şekillendirirken, davranışlarımızı belirlerken kimseyi ayıplamaya hakkımız yok. Kural 1: Yargılama.

* Karşınızdakinin ne anlatmak istendiğine gerçekten kulak verin. Yapabiliyorsanız göz teması kurun. Telefonunuzla, vs. ilgilenmeyin. Dinleme eyleminizin farkında olarak dinleyin. Dikkatiniz karşınızdaki kişinin üzerinde olsun. Kural 2: Gerçekten dinle.

* Çoğu zaman birine şahsi veya profesyonel hayatımızdaki bir sıkıntıyı anlatırken, aslında sadece anlaşılmak istiyoruz. Çocuk sahibi olanların bildiği ‘terrible two’ sendromu vardır. İki yaşındaki çocuk kendini ifade edemediği için gergindir. Kendini ifade edememekle, anlaşılmamak arasında pek de bir fark yok. Bazen anlaşılmak isterken biriyle tartışmaya girmiş durumda buluyoruz kendimizi. Kırgın, üzgün, öfkeli veya acı hissederken herhalde en son istediğimiz şey başka bir tartışmanın içine düşmektir. Kural 3: Anlamaya çalış.

* Bakış açısı her şeydir. Her kötüde bir iyi de bu yüzden var. Biri size içini döküyorsa; ne kadar büyük bir günahı veya suçu olursa olsun karşı çıkmayın. Önce onun bakış açısını onaylayın. Kural 4: Hak ver.

* Karışınızdaki kişinin bitirmesine izin verin. Sözünü kesmeyin. Cevap vermek için değil, öğrenmek için dileyin. Kural 5: Cevap verme.

* Alakalı veya alakasız sorularınızı sona saklayın. Alakasızları sormasanız daha iyi edersiniz aslında. Anlatmak istemedikleriyle ilgili karşınızdakini zorlamayın. Paylaştıkları kadarıyla yetinin. Merakınıza yenilmeyin. Kural 6: Soru sorma.

* Kibre kapılıp, “Bunun doğrusu bu! Sen becerememişsin o ayrı” anlamına gelecek sözler sarf etmeyin. Ben biliyorum havlarına girerek dinlemeyin. Hemen kendinize yönelip, kendi örneklerinizi sıralamayın. Kural 7: Ders verme.

* Karşınızdaki kişi bitirdiğinde, ‘daha iyi anlayabilmek için’ sorular yöneltebilirsiniz. “Demek istediğin bu mu” yerine “Bununla ne demek istedin” sorusunu tercih edin.  Kural 8: İlgi göster.

* Dinlediğiniz, anladığınız, hak verdiğiniz kişiye artık dışarıdan bir göz olarak fikrinizi söyleyebilirsiniz. Bunu yaparken de “Bence” diye söze başlamanız daha yerinde olur. Kendi bakış açınızı anlatıyorsunuz sonuçta. Kural 9: Yeni bakış açısı ver.

* Paylaştığınız bakış açınız, fikriniz, öneriniz kabul görmezse konuyu kişiselleştirmeyin, ısrar etmeyin, tartışmaya girmeyin. Mutlaka söyledikleriniz üzerinde sonradan düşünecektir. Kural 10: Sevgi ver.

* En baştan karşınızdaki kişi, sizin onu yargılamayacağınızı, paylaştıklarınızın aranızda kalacağını, hafiyelik veya dedikodu yapmayacağınızı bilmelidir. Kural 11: Güven ver.

 

Diğer Yazıları