CHP lideri İnce'nin istifasına suskun

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:

Sen bu memleketin hayrına ne iş yaptın da biz karşı çıktık. Herkesin bu soruyu vicdanında sorması lazım. Ülkeyi 19 yıl yöneteceksin, istediğin kanunu çıkaracaksın, istediğin valiyi atayacaksın, ayrı bir dünya kuracaksın kendine, döneceksin sadece ve sadece CHP'yi eleştireceksin. Niye? Sen fabrika kurdun da biz karşı mı çıktık? Ne oluyor peki? Neden? AK Parti'ye oy veren kardeşlerime de sesleniyorum. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Türkiye bir ekonomik buhran içindedir. Buhrandan çıkışın yolu buhranı yaratanları iktidardan almaktır. Milletin iradesiyle bunu yapmak zorundayız.

19 yıldır tek başına yönetiyorlar. 19 yılda bu milletin hangi sorununu çözdüler. İstediğin zaman yurt dışından her şeyi ithal ettin. İstediğine istediğin kadar faiz yükledin, istediğinin vergisini sıfırladın. Hangi sorununu çözdün bu memleketin?

"NİYE KARŞIMA ÇIKMIYORSUN?"

İşi öyle bir noktaya getirdiler ki, muhalefeti de inşa edeceğiz diyor. Kılıçdaroğlu'ndan kurtaracağız diyor. Yolu basit. Ben haksızsam zaten istediğin bu değil miydi, haksızsam zaten gideceğim. SSK'yı batırdı Kılıçdaroğlu diyordun, gelsene, çıkarsın karşıma. Belge 1, 2, 3, 4, 5 ver Kılıçdaroğlu cevabını dersin. Niye karşıma çıkmıyorsun? Niye cesaretin yok? Çünkü doğruları söylemiyorsun? Çünkü korkuyorsun.

"2020'DE ÖDENMESİ GEREKEN TEŞVİKLER ÖDENMİŞ DEĞİL"

Hala 2020'de ödenmesi gereken teşvikler ödenmiş değil. Tefecilere gelince zamanında ödüyor. Ocak ayında, bir ayda ödediği faiz. 21 milyar lira. Bir ayda bir avuç tefeciye ödediği para 21 milyar lira. Çiftçiye ödemiyorsun bu parayı. Binlerce esnafımız var. 25 bin 500 müzisyen geçinemiyor. 806 bin esnafımız var. 32 bin 567 salgından etkilenen esnafımız var. İşyeri kirada olan esnafımız var.

MAHİR ÜNAL'A TEPKİ

Biz gidiyoruz, esnafı dinliyoruz ama bunları anlatmaktan da kendimi alamıyorum. Mahir Ünal, AK Parti'nin önemli insanlarından birisi. Kendisi anlatıyor. "Bir delikanlı geldi, bizi mahvettiniz dedi" diyor. Bulmuş seni kime derdini anlatacak? Diyor ki; telefonunu ver. Iphone 6 almış, taksitle 450 lira ödüyor. Demiş ki, "Daha ne olsun. Iphone'un var, 450 lira ödüyorsun, daha ne olsun." 450 lirayı çiftçi için büyük para görüyor. Cep telefonunu çiftçi için şikayet etmemesi gereken bir araç olarak görüyor. 450 lira dediğin nedir? Sen kaç lira alıyorsun, saraydakiler kaç lira alıyor? Sen 450 lirayı o çiftçiye, bir cep telefonunu fazla görüyorsun. Buradan çiftçilere çağrı yapıyorum. Artık sizin de uyanmanız lazım.

"İKTİDAR OLDUĞUMUZDA 4 AYAKLI BİR STRATEJİ İZLEYECEĞİZ"

İktidar olduğumuzda 4 ayaklı bir strateji izleyeceğiz. Birincisi, Türkiye'de herkesin can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Can ve mal güvenliğini sağlamanın yolu, güçlü bir demokrasiyi inşa etmekten geçiyor. Yasama, yürütme ve yargıyı birbirinden ayıracaksınız. Bir partinin genel başkanı hakim tayin edemez. Tayin ederse o hakim o genel başkana karşı gebe kalır. Adliyeye siyaseti sokmamaktır, camiye siyaseti sokmamaktır, kışlaya siyaseti sokmamaktır yapılması gereken. Ben bunu Yenikapı mitinginde söyledim. Yerime gidip otururken Erdoğan yerinden kalktı geldi, kutladı, güzel bir konuşma yaptığımı söyledi.

Medya özgürlüğünü sağlayacağız. Medya özgürlüğü gücü denetlemek demektir. Halk adına. Şimdi yolsuzluğu yazan gazetelere yasak geliyor. Biz bunu kaldıracağız. İktidarda biz miyiz, bizi de eleştirecek.

TBMM, gazi Meclis böyle olmayacak. Kuruluşundaki irade aynı şekilde olacak. Bu Meclis vesayet altında bir Meclis'tir. Şu anda TBMM, AK Parti ve MHP'nin vesayeti altındadır. Hiç Çankırı milletvekilinin kürsüde sorunları dile getirdiğini duyan var mı? Anlatamaz. AK Partili Yozgat milletvekili, Yozgat MHP milletvekili, kürsüye çıktı, sorunları anlattı mı? Anlatamaz. Anlatırsa bir daha asla milletvekili olamaz. Milli irade vesayet altında demektir. Milletin vekilini millet seçecek, genel başkanlar değil. O zaman parlamento vesayet altından kurtulmuş olur.

Siyaset bir zenginleşme aracı değil. İlk yapacağımız iş. Bütün vatandaşlarım yol alsınlar. Siyasi ahlak kanununu çıkaracağız. Milletvekil oluyor, bakan oluyor cebini düşünüyor. Nasıl köşeyi döneriz? Böyle bir siyaset anlayışı olur mu? Değiştireceğiz. Namus sözü. Herkesin ahlak sınırları içinde çalışmasını isteyeceğiz.

Bakanları kimse bilmez. Seçimle gelmiş değil ki. Meclis'e hesap vermiyor. Milletvekillerinin soru önergelerine cevap vermiyor. Bu tablo ne tablosu. Diktatörülük değil mi bu? Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır. Bakanlar TBMM'nin içinden çıkacak ve seçimle gelecekler. Uydurma bakan mı olur? Siyasetten, dünyadan habersiz bakan mı olur? Her cümleye başladığında "sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle..." ne demek ya. Sen bakansın. Devletin fabrikalarını satıyorsun, bu parayı nereye, kimin için harcıyorsun?