Gülseren Budayıcıoğlu Camdaki Kız kitap özeti oku! Camdaki Kız gerçek hikayesi nedir?

Kanal D ekranlarında Perşembe akşamları yayınlanan ve başrollerinde Burcu Biricik’in oynadığı Camdaki Kız dizisi ilk bölümüyle büyük ilgi toplarken ünlü yazar Gülseren Budayıcıoğlu bir kez daha harika romanı ile büyük bir ilgi topladı.

2005 senesinde Türkiye’nin ilk psikiyatri merkezini kuran ve muayenehanesine gelen danışanlarını belli bir kurgu dahilinde kitaplarında anlatmaya başlayan Gülseren Budayıcıoğlu, Camdaki Kız romanında da gerçek öykülerden ilham alarak kaleme aldı. Kitap aslında Doğduğun Ev Kaderindir adlı dizinin de esin kaynağı olmuştur.

CAMDAKİ KIZ'IN ÖNEMİ

Gülseren Budayıcıoğlu diğer kitaplarında olduğu gibi Camdaki Kız’da da gerçek yaşam öyküsünü bir kurguya dönüştürmeyi başarmıştır. Lüks içerisinde yaşayan kaderi baştan sona kötü yazılmış Camdaki Kız Nalan ile bir diğer kenar mahalle çocuğu olan Hayri’nin aşk hikayesini konu almaktadır.

CAMDAKİ KIZ KONUSU

Nalan bir gün zorla psikiyatri kliniğine getirilir ve zaman içerisinde başından geçenleri anlatmaya başlar. Aslında onu buraya getiren asıl sebep de sevgilisi olan Hayri ile yaşadıklarıdır.

Nalan; Evliyken Hayri ile aşk yaşayan, psikiyatri desteği alan asıl olayların anlatıcı kişisidir.

Evli ve 3 çocuk babası olan Hayri; Türkan ile evliyken Nalan ile sevgili olup aşk yaşayan bir adamdır.

Sedat; Nalan’ın evli olduğu kocasıdır.

CAMDAKİ KIZ KİTAP ÖZETİ! SONU NASIL BİTİYOR?

Esas kız Nalan ufak yaşlardan itibaren zengin bir hayat yaşamaktadır. Sonrasında da varlıklı bir aile gelin gider. Günün birinde sevgilisi Hayri tarafından zorla psikiyatri kliniğine götürülür. Hayri sonunda Nalan’a hayatında biri olduğunu söyler ve artık Nalan’ın hayatı o günden itibaren tamamen değişir. İntihar edeceğini söyleyen Nalan sonunda psikiyatriste hayat hikayesini anlatmaya başlar.

İç mimar olan Nalan, çalıştığı yerin oğlu Sedat ile evlenir. Fakat kocasından hiçbir zaman sevgi ve şefkat görmeyen Nalan’a karşı Sedat tamamen ilgisizdir. Onun için her şey kumar ve lüks hayattan ibarettir. Nalan, hamilelik döneminde bebeğini kaybettikten sonra depresyona girer. Korumalığını ve şoförlüğünü yapmak üzere şirkette çalışan Hayri de Nalan’a göz koyar ve ruh halinden istifade eder. Sevgiye muhtaç olan Nalan da ona karşı ilgisiz kalmaz.

Hayri evli ve 3 çocuk babasıdır. Karısı Türkan da Nalan’ı hemen kabullenir. Nalan da çocuklar için Hayri’nin boşanmasını istemez. Ancak bir gün Hayri evlerinin bahçesinde bıçaklanır ve ölür. Bu ölüm hem ailesini hem Nalan’ı perişan bir duruma sokar. Doktorun telkinleriyle Nalan eski yaşamına dönmeye çalışsa da bunda pek başarılı olamaz.

Son olarak gittiği resim atölyesinde hocasının aslında hiç bilmediği, görmediği babası olduğunu öğrenir. Babası Nalan’dan özür dileyerek bütün değerli eserlerini ona bırakarak gider. Bunun üzerine Nalan yeni bir hayata başlar ve eski acılarına da dur der.