Bu bayram küçük düşünün…

Şimdi bayram… Nefes alalım.

Yeni dünya düzeninin emir kiplerinin başında “Büyük düşün” gelir.

Büyük düşünsek.

Ya küçük meselelerde çuvallıyoruz ya da düşündüğümüz gibi olmayınca tatminsiz, mutsuz oluyor, başarısız hissediyoruz.

Büyük düşünmesek.

Bu kez de, kendimizi suçlu hissediyoruz.

En iyisi küçük düşünmek.

Gelin bu bayramı küçük düşünerek geçirelim.

Küçük küçük yapılan iyi şeyler, büyük sonuç doğurur, mesela, kendini iyi hissetmek garanti…

Ben birkaç öneri sıralayayım, siz de küçüklerden bir yapılacaklar listesi çıkarın.

Mesela. Ondan bundan iyilik beklemekle olmaz. Bu bayram bir iyilik yapın.

Bakın, iyi bir insan girmiş bakkala, veresiye defterindeki borçları kapatmış. Kendinizi borcu kapatılmış birinin yerine koymak bile gülümsetmeye yetiyor.

Bakın, adamın biri evinde çorba yapıp, kağıt bardakta yoksul semtlerde dağıtıyor.

Mesela. Bu bayram süresinde, yavaş akımına dahil olun.

Sakin yaşayın. Trafikte, tabakhaneye yetişir gibi hız yapmak yerine, yolun tadını çıkarın. Gideceğiniz yer kaçmıyor ki.

Mesela. Bu bayram, yüzü bulutlu birine hatır sorun, “Nasılsın?” deyin sadece.

Mesela. Bir yakınınıza sebepsizce kültür-sanata dair iki kişilik bilet hediye edin. İster kullanır, ister kullanmaz, karışmayın.

Mesela. Son üç ya da daha fazla yıl haberleşmediğiniz üç eski arkadaşınızı arayın bu bayram, şaşırtın onları.

Mesela. Cep telefonunuzu usulca yere bırakın. Sadece birini aramak için ya da çaldığında elinize alın.

Krize girmeyeceksiniz, başka şeyler için ne çok zamanınız olduğunu göreceksiniz. Hatırlayın, hayat tüm ekranların dışındadır.

Mesela. Bu bayram, bir fırsat bulup (hepimiz beş yıldızlı otellerde değiliz sonuçta) toprakta çıplak ayakla yürüyün.

Mesela. Hiç değilse bir kere, başkalarının duyacağı şekilde şarkı söyleyin. Size acıyarak bakan olursa, şarkınızın sesini yükseltin, yargılayıcılara yenilmeyin.

Mesela. Bir karışlık çim bulursanız, üzerine uzanıp gökyüzüne bakın. Hiçbir şey düşünmeden beş dakika geçirin sadece.

Her zaman yapıp da sonuç alamadığınız bir şey varsa onun tam tersini yapın, kesin sonuç alırsınız.

Bu kez, küçük düşün sevgili okur, milletin “big data, big data” (büyük veri) diye ortalarda dolandığına bakma, dönüp gelecekleri yer “small data” (küçük veri) olacak.

Olmadı, bu bayram zekânı yukarı çekmekten vazgeç, beş yaş düzeyine indir. O zaman herkesle ne kadar iyi anlaştığını fark edeceksin…

Bu bayram enerjini gökyüzüne falan yollama, enerji sensin.

BU BAYRAM NE YAPACAĞIM?

Bir, elbette annemin kabrine gideceğim ona anlatacaklarım var.

İki, Umberto Eco’nun “Kraliçe Loana’nın Gizemli Alevi”ni (Doğan Kitap), W. Somerset Maugham’ın “İnsanın Esareti”ni (Kültür Yayınları) ve mutlaka Reşad Ekrem Koçu’dan bir kitabı, “Kızlarağasının Piçi”ni (Doğan Kitap) okuyacağım.

(İmzalı gönderilmiş, ciddi kitaplar biraz bekleyecek.)

Üç, babamı havuza götüreceğim.

Dört, halamın kızlarıyla muhabbetin dibini bulacağım.

Beş, dizilerin bir şekilde kaçırdığım son bölümlerini izleyeceğim.

Daha ne olsun.

BU BAYRAM NE YAPMAYACAĞIM?

Bir, asla sinemaya gitmeyeceğim.

Salonlar, sekizinci sınıf korku filmleri, yedinci sınıf senaryosu zayıf efekti bol Hollywood filmleri, dokuzuncu sınıf Türk filmleri ve bildik hikâyelerin kötü versiyon çekilmişleriyle dolu.

Beyaz perde ölürse öyle Netflix’den falan değil, bu yüzden ölecek.

İki, alışveriş yapmayacağım. Toplu iğne lazım olsun, almak yerine kürdanla tutturacağım. O derece.

AKLIMDA KALAN

Son zamanlarda beni en çok güldüren fıkramsı durum: Madem bayram. Gülümsemek güzel olur diye paylaşmak istedim. Olay ODTÜ’de geçiyor. Dört üniversite öğrencisi sabah uyanamadıkları için matematik finaline geç kalırlar. Okula gidince hocaya, arabalarının lastiğinin patladığını söylerler. Karşılarındaki ODTÜ’nün efsane hocalarından Muhan Soysal’dır. Hoca öğrencilerin yalvarmalarına dayanamayarak, onlara üç gün sonra sınav yapacağını söyler. Sınav günü hoca, dört öğrenciyi de boş bir salonun ayrı köşelerine oturtur. 100 üzerinden 50 alan herkes sınavı geçecektir. Sınav kağıdının ön sayfasında 10’ar puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır. Bunları kolayca çözerler. Arka sayfada ise 60 puanlık tek soru vardır: “Hangi lastik patladı?” 

İyi bayramlar.

Diğer Yazıları