Bodrum o kadar çok değişti mi gerçekten…

Sayım Çınar

Sayım Çınar

sayimcinar@gmail.com

sayimcinar@gmail.com

Son yıllarda Bodrum’la ilgili insanların düşünceleri değişiyor. Sıcak ve kalabalık, bir de “Televole” kültürünün çok fazla konuşulduğu bir yer oldu.

Eskiden Bodrum insanları gerçekten hayata bağlayan bir yermiş. Hala da öyle… Hala bakir olan tarafları var Bodrum’un; Bitez, Göltürkbükü, Gümüşlük, Gündoğan, Konacık, Mumcular, Ortakent, Yahşi, Turgutreis gibi…

Kötü yapılaşma Bodrum’u bozdu

Bodrum esasında o kadar çok değişti mi? Neden insanlar artık Bodrum’u bırakıp daha çok Yunan adalarını tercih etmeye başladı? Çünkü başka alternatifler ortaya çıktı. Bodrum yazın adeta küçük bir İstanbul oluyor, yani merkezi kalabalık ve sıkıntı veren bir yer haline geliyor. Tabii ki, manzarası, havası, deniz ve kumsalı her zaman çok güzel olan yerler de var ama deniz kenarındaki o kötü yapılaşma da var. Bence şehirlerin ruhlarını kaybetmemesi lazım.

Benim her sene inatla gittiğim bir yer Bodrum, bazı şeylerin çok kötü olduğunu bildiğim halde… Eğer Bodrum her yıl üç-dört kez gittiğiniz bir yer ise artık sevgiliniz sayılır. Ben, insanlar dolmadan önceki halini özlüyorum. Bardakçı Koyu gibi doğallığı bozulmayan yerler var ama eskisi gibi, o 90’lı yılların ilk yarısındaki güzellik şu an Bodrum’da yok. Bir de tekrar söylüyorum, deniz kenarındaki kötü yapılaşmayı eleştirmek gerekiyor.

Bodrum demek Zeki Müren demek…

Bodrum’a gittiğimde ben böyle gezi ruhu haliyle her defasında Bodrum Kalesi’ne giderim. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan yer benim için çok etkilidir, orada gezinmeyi severim. Bir de Zeki Müren’le ilişkilendiriyorum Bodrum’u. Gerçekten Zeki Müren eşittir Bodrum, onu hiçbir zaman aklımdan çıkarmıyorum.

Bodrum’a gitmişken Gümüşlük’te bulunan Tavşan Adası da her zaman aklımdadır. Bitez’de de denize girebilirsiniz, Ortakent’te de… Ortakent’in suyu güzeldir, özellikle Köşem Restaurant’ın önü olağanüstü derecede güzel. Marina Yacht Club’ta o canlı müzik heyecanları hala var. Barlar Sokağı ise eski Barlar Sokağı değil, kim ne derse desin!

kosemm

kosememe

Ekşi mayalı Bodrum pizzasını mutlaka tadın!

Bodrum’da ne yenir, ne içilir diye soracak olursanız; ben özellikle Azka Otel’in o mavi bayraklı plajında denize girmeyi ve orada yemek yemeyi çok seviyorum. Yeme-içme konusunda Köşem Restaurant asla ama asla es geçeceğim bir yer değil, size onu söyleyeyim.

azka

Balıkları da çok taze… Özel yemekleri arasında kabakçiçeği dolması, yaprak sarma, paçanga böreği, köpeoğlu, yoğurtlu semizotu var. Pakize Bodrum diye yeni bir mekan da dikkat çekiyor. Orada da pizzaları ekşi mayalı hamur ile yapıyorlar. İtalyan usulü çok az pizzacıya rastlayabilirsiniz Bodrum’da… Pakize Bodrum’u ve ekşi mayalı hamurdan yapılan Bodrum pizzalarını kesinlikle öneriyorum.

Marina Vista Otel’in altındaki Big Chefs’in yemekleri de güzel, şaşırtıcı derecede hem de!… Big Chefs’i orada daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Tabii ki, Göltürkbükü’ndeki Daphnis Hotel’i de es geçmemek gerekiyor. Oranın ambiyansını ve mutfağını da çok önemsiyorum.

Yeni keşiflere açık olun!

Bodrum her zaman için gidince gerçekten çok keyif alabileceğiniz bir yer ama yeni yerler de keşfetmeniz gerekiyor. Yalıkavak’taki Barboom Restaurant gibi… Geçenlerde orada güzel bir balık yedik, çok keyifliydi.

baroomm

Kadim dostum Ahmet Hakan’ın doğum günüydü gerçi biz biraz erken kutlamalara başladık, doğum gününe orada girdik.

ahmet_hakann

Bence, eğer “Deniz ürünleri benim hayatım” diyorsanız Barboom Restaurant tam size göre. Yalıkavak’ın farklı bir kulvarında, güneşin batışını buradan mutlaka izlemeniz gerekiyor. Gözlerinizi sadece güneşin batışına vererek, sunset…

barboom

Biz Bodrum’dayken Cenk Eren de Alkoçlar Hotel’de sahne aldı. Cenk Eren’in sahnesi Bodrum’da bir başka oluyor. Hülya Koçyiğit de oradaydı, eşi Selim Bey’le birlikteydi. Cenk Eren, onlara çok güzel moral verdi, hepimizi çok çok eğlendirdi. Gerçekten Tanju Okan ve Ferdi Özbeğen şarkılarını Cenk Eren’den dinlemek insanı mutlu ediyor, sahnesi muazzam..

cenkkk

cenkk

Masumiyetin kabalığa teslim olacağı bir yer değil Bodrum

Bodrum her defasında insanı çok acayip bir noktaya getiren bir yer. Gün batımını izlemek için illa ki Gümüşlük’e gitmeye gerek yok, işte az önce söyledim Barboom çok güzel bir balık restaurantı. Orada da aynı keyfi alabilirsiniz. Bodrum’un kokusu, o dünyası çok farklı. Eğer 20 yıldır gidip geliyorsanız Bodrum’a Bodrumlu olmuşsunuz demektir.

Bodrum’un bilhassa kışını çok severim. Her zaman masum, temiz ve huzur doluyken sevdim Bodrum’u, mis gibi kokan havasını içime çekmeyi… Konacık bölgesinde mandalina bahçeleri vardır, onların kokusunu içime çekmeyi severim. Ruhumu Bodrum’a teslim ederim her ayrıldığımda… Çünkü o kıyıya vuran dalgaların ruh halini bilirim. Masumiyetin kabalığa teslim olacağı bir yer değil Bodrum, her zaman kendi duygusunu kurmuş bir yer. Bazı insanlar sadece ve sadece gereksiz konuşmalar yapıyorlar.

Sokak hayvanları S.O.S veriyor!

Ben Bodrum duygusunu seviyorum ama temmuz ve ağustos aylarında Bodrum’a çok fazla gitmiyorum. Bu aylarda sadece çok özel zamanlarda gidiyorum. Bodrum’da sokaklarda özellikle Göltürkbükü’nde çok fazla sokak köpeği var, bu da insanı rahatsız etmiyor değil. O sokak köpeklerini Bodrum Belediyesi’nin ciddi anlamda korumaya alması gerekiyor. Bazı işletmeler sokak hayvanlarına ciddi şekilde yardım ediyorlar. Örneğin Daphnis Hotel çok hayvan sever bir yer, oradaki hayvanları besliyorlar, yardım ediyorlar.

Bodrum’u kışın daha çok seviyorum

Bence Bodrum’u Bodrum yapan en güzel şey bir sahil kasabası olmasıydı ama bu sahil kasabasını şehre dönüştürmeye çalıştırmak!… İnsanlar Bodrum’a huzurlu bir ortamda dinlenmek ve eğlenmek için geliyorlardı. Şimdi öyle değil, yani satılan lahmacunun fiyatının konuşulması… Bodrum bir sahil kasabası olarak bakir bir yerdi. Eskiden buraya İngilizler, Avrupalılar geliyordu. Yaz sezonu Halikarnas diye bir kültür oluşmuştu. Şimdi Bodrum çok başka bir noktaya doğru gidiyor. Tatil açısından hala güzel. Doğası, mekanlar, eğlence hayatı ve denizini tartışmıyorum ama turizm anlayışı değişti Bodrum’un. Bunu daha doğal bir hale getirmek gerekiyor. Ben o yüzden Bodrum’un kışını daha çok seviyorum. Kışın gidemiyorsanız yaz sezonunun başında, Mayıs veya Haziran aylarında da gidebilirsiniz, o zaman daha güzel.

Bodrum’un gerçek güzelliğini görebilmek için sonbaharın gelmesi gerekiyor. Sonbahar ve kış aylarında benim için Bodrum gerçekten de Bodrum oluyor. O zaman sokaklar daha farklı. Bir de Marina Vista’nın yan tarafında Cafe Cafen var ki, Ali Poyrazoğlu ile giderdik, çok güzel bir ortam. Orada oturmak, akşamları bir kahve içmek, dondurma yemek çok güzel. Bodrum’da her yerin ayrı bir kültürü var, o reklam panolarının dışında bir yer… Bodrum’un o doğallığını korumamız gerekiyor. Benim derdim, buranın gece hayatıyla ilgili, mekanlar çok aç gözlü olmuş. Çok farklı bir anlayışla, her şey çok ticari bir hale getiriliyor. Bodrum gerçekten dolup taştı, bu güzelim doğayı nasıl koruyacaksak koruyalım. Şu an depremle boğuşuyor zaten. Alaçatı da bundan çok etkileniyor. Bence devletin hiçbir siyasi konjonktüre takılmadan Bodrum gibi yerleri koruma altına alması gerekiyor.

Bakir kalan yerler de var

Bodrum’da yerli halkın çoğu Girit kökenli, mübadele ile Bodrum’a gelmişler. Gerçekten Bodrum’u Bodrum yapan insanlar. Doğası tartışılmayacak kadar güzel. 50 yaşından sonra her Türk için yaşanacak ilk yer bence Bodrum’dur. Begonvili, o kireç beyazı evleri ve o uçsuz bucaksız mandalina bahçelerini ve o bin beşyüz yıllık geçmişi hatırlamak istiyorum. Yalıçiftlik, Güvercinlik ve Ortakent bakir kalan yerlerden sadece bir kaçı… Türkbükü tarzı yerlerin ise diğer taraflarla fazla bir ilgisi yok. Yine de Türk turist kitlesi için Bodrum’da da uygun fiyatlarla tatil yapabileceği yerler var. Örneğin Ayvalık’ta iki kişi, 2 bin liraya krallar gibi bir tatil yapabilir ama aynı fiyata Bodrum’da yapabilirsiniz. Örneğin Ortakent’teki Köşem’de çok uygun fiyata oda alabilirsiniz, uçak biletlerini birkaç ay önceden ucuza alabilirsiniz.

Bodrum hala gidip gezip, görülecek bir yer. Ben Eylül ve sonrasında Bodrum’un çok daha güzel olacağını düşünüyorum.

Diğer Yazıları