Başkasının derdini dert edinmeyi öğrenmeden hiçbir şeyi değiştirmek mümkün değil...

Yanlış bir medeniyet inşa ettik…
Uygarlık tarihinin geldiği noktaya bakıldığında vaziyet her haliyle ayan beyan ortada…
İngiliz yardım kuruluşu Oxfam'ın raporuna göre en zengin 26 kişinin serveti, dünya nüfusunun yarısına eşit.
Yani en zengin 26 kişinin sahip oldukları, dünya üzerindeki 3.8 milyar insanın varlığına denk düşüyor.
İşte bu yüzden yiyecek lokma bulamayanların sayısı, aldıkları fazla kilolardan kurtulmaya çalışanların sayısıyla rekabet ediyor…
Adaletsiz bir medeniyet inşa ettik…
En temel barınma, sağlık, eğitim hizmetlerinde müthiş bir dengesizlik var…
Oysa sadece ABD’nin silahlanmaya bir yılda harcadığı parayla, tam elli ülkenin tüm alt yapı sorunlarını çözmek mümkün…
Peki gelir ve servetin böylesine adaletsiz dağıtıldığı bir dünyada gerçek demokrasiden söz etmek mümkün mü?
Elbette değil…
Ve fakat başkalarının adaletsizliği üzerine konuşmak da çare değil…
Büyük resim hakikaten çok ürkütücü – çok üzücü tamam da biz, kendi bireysel hayatlarımızda ne kadar adiliz?
Kendi dünyamıza kulak verirken, başkasının dünyasına sağır değil miyiz?
Vicdansız bir medeniyet inşa ettik…
En büyük acı dalgaları gelip çarpıyor yüzümüze…
Sokak ortasında katledilen kadınlar, hastalıklı beyinlerle kahredilen çocuklar…
Ama bakın – bakalım dönüp bir kendimize…
Müthiş çabuk unutuyoruz…
Bir sonraki acı haberle yüzleşinceye kadar kendi hayatlarımızın kabuğuna çekiliyoruz…
Daha da fenası alışıyoruz, alıştırıyorlar…
Akılsız bir medeniyet inşa ettik…
Tüm bunların sonunda topyekun hepimizi mahvedeceğinin farkında bile değiliz…
Bugün ötekinin derdi diye umursamadığımız şeyin, yarın gelip bizi de aynı acı kaderle yüz yüze bırakacağını hala anlamadık…
Bunca savaş, bu kadar insafsızlık geldi, geçti, geçiyor üzerimizden…
Hala hızla kendi sonumuzu hazırladığımızı anlayamadık…
Rezil bir medeniyet inşa ettik…
Ve artık korkarım köprüden önceki son çıkışı da kaybettik…
Hızla sürükleniyoruz hep beraber feci bir karanlığa…
Ya insanlığın ortak vicdanı bir an önce bu gidişe dur diyecek…
Ya da cehennemin kapıları ardına kadar açık zaten önümüzde, hepimizi içine çekecek…
Keşke yanılıyor olsaydım…