AYM, Erdoğan'a hakareti ödüllendirdi...

Anayasa Mahkemesi (AYM), son dönemde verdiği skandal kararlara bir yenisini daha ekledi. Edirne'de 13 Mart 2014 tarihinde AK Parti mitingi öncesinde ÖDP teşkilatının bulunduğu binanın camından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve AK Parti'ye yönelik ağır hakaretler içeren ifadelerin yer aldığı pankart sarkıtılıp slogan atılmıştı. Pankartın savcılık kararıyla indirilmişti. Olayın ardından haklarında kamu davası açılan 14 ÖDP'li, ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu.

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve AK Parti'ye hakaret içeren pankartları görmezden gelen AYM, ifade özgürlüğünün kısıtlandığı gerekçesiyle 14 başvurucudan 13'üne ayrı ayrı 15'er bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Kararda AYM Başkanı Zühtü Aslan ve 8 üye hakareti ifade özgürlüğü saydı. Aslan ve 8 üye, pankart için "Çok sert bile olsa kullanılan ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğu" yönünde karar verdi. Anayasa Mahkemesi Başkan Vekilleri Hasan Tahsin Gökcan ve Recep Kömürcü de hakareti düşünce özgürlüğü sayan karara oy verdi.

6 ÜYE İTİRAZ ETTİ
Anayasa Mahkemesi'nin 6 üyesi de söz konusu karara muhalefet etti ve pankartın ve sloganların 'soyut' birer değer yargısı olmayıp, somutlaştırılıp siyasi bir kişilik ve partiyi hedef alması karşısında açıkça tahkir ve tezyif içeren bir mahiyet gösterdiğine dikkat çekti. AYM üyeleri Serdal Özgüldür, Burhan Üstün, Muammer Topal ve Rıdvan Güleç, onur kırıcı, hakaret teşkil eden söz veya fiillerin ifade özgürlüğü koruması altında olmadığı, hakaretin ağır bir siyasi eleştiri olduğu şeklindeki bir görüşün kabulüne imkan bulunmadığına hükmetti. AYM üyeleri Recai Akyel ve Selahaddin Menteş de AYM'nin çoğunluk kararına katılmadı ve "Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin çoğunluk kararına katılmamız mümkün olmamıştır" ifadelerini kullandı.

BAKAN SOYLU AYM KARARLARINI ELEŞTİRMİŞTİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da katıldığı canlı yayınında Anayasa Mahkemesi'nin özgürlük çerçevesinde değerlendirdiği kararları eleştirmişti. AYM'nin Türkiye'deki riskleri göz ardı ettiğini ve uygulanmak istenen kararların Norveç gibi yorumlandığını söyleyen Soylu, "AYM'nin bazı kararları Türkiye'ye ait değil, Norveç'e ait kararlar. Bağışlayın beni ama, Norveç'in etrafında İran var, Suriye var, 15 Temmuz'da Norveç'te darbe gerçekleştirilmeye çalışıldı, terör tehditi var... Türkiye'de bunlarla mücadele etmeye gerek yok sanki. AYM'nin kararları bizi gönülsüzleştirmektedir. Öyle çelişkili kararlar veriyorlar ki" demişti.

POLİSİN SUÇLA MÜCADELESİNİ ZORLAŞTIRAN KARAR
Anayasa Mahkemesi, CHP'nin başvurusu üzerine polisin siber suçlarla mücadelesini zorlaştıran bir karara imza attı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun eleştirdiği kararlardan biri de siber suçlarla mücadelede polise yetki veren düzenlenin CHP'nin başvurusu üzerine iptal edilmesi oldu. Sanal ortamda işlenen suçlarla mücadelenin etkinliğinin arttırılması amacıyla, 680 Sayılı KHK'nın 27. Maddesi'nde ve 7072 Sayılı Kanun'un 26. Maddesi'nde yer alan "Polis, sanal ortamda işlenen suçlarda, yetkili cumhuriyet başsavcılığının tespiti amacıyla, internet abonelerine ait kimlik bilgilerine ulaşmaya, sanal ortamda araştırma yapmaya yetkilidir. Erişim sağlayıcıları, yer sağlayıcıları ve içerik sağlayıcıları talep edilen bu bilgileri kolluğun bu suçlarla mücadele için oluşturduğu birimine bildirir" hükmü Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nun Ek Madde 6'da bulunan 18. Fıkrasına eklenerek yapılan düzenleme TBMM'de kanunlaştırılmıştı. CHP bu düzenlemenin iptali için AYM'ye gitti. AYM, düzenlemeyi 19/02/2020 tarihinde iptal etti. Henüz gerekçeli karar Resmi Gazete'de yayımlanmadı.

METİN KÜLÜNK'TEN SERT TEPKİ
Anayasa Mahkemesi'nin skandal kararını eski AK Parti Milletvekili Metin Külünk'ten de sert tepki geldi.

Anayasa Mahkemesi'nin en son verdiği bu kararın devletin terör ve terörizmle mücadelesini sekteye uğratmaya yönelik olduğunu söyleyen Külünk, terör örgütlerinin Türkiye'ye yönelik eylemlerini meşrulaştırma noktasında maalesef ciddi sıkıntı içerdiğini ifade etti.

KARARI HUKUKUN ARKASINA SIĞINARAK MEŞRULAŞTIRMAK İSTİYORLAR

Metin Külünk, "Türkiye'de devlet bir yanda toprak bütünlüğüne saldıranlarla diğer taraftan devleti içerden çökertmeye çalışanlarla mücadele ederken 'katil' sözüne ifade özgürlüğü diyen Anayasa Mahkemesi, aldığı kararı hukuk kavramının arkasına saklanarak bir anlamda meşrulaştırmak istiyor" dedi. Külünk şunları söyledi:

"Siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin güvenlik güçlerinden birisi olsanız, bu karardan sonra nasıl hareket edersiniz? Elbette polis hukukun ve adaletin emrindedir. Ancak polis hukukun emrindeyken terörist dilediği gibi hareket etme şansına sahip midir? Devlete, millete ve demokrasiye, toprak bütünlüğüne karşı suç işlemede hürriyetti var ama devlete, millete, demokrasiye karşı suç işlemeye yönelik polisin kanundan kaynaklanan hakkını kullanmak söz konusu olduğunda, polisin davranışlarının maksadını aşar şekilde yorumlayan Anayasa Mahkemesi bu kararı hukuka dayandıracak. Bu kararı kabul etmek mümkün mü? Mümkün değil."