Terör baba türbesi

İktidar tarafından bir siyasi partiye yönelik baskı veya haksız tasarrufa karşı diğerinin dayanışma içine girmesi, yapılanı eleştirmesi ve demokrasiyi korumak için çaba göstermesi kesinlikle takdirle karşılanacak, övülecek bir hadisedir.

Bu demokrasi bakımından da bir güvencedir. Bu gün birine yapılanın yarın diğerine de yapılamaması için de önemlidir. Dolayısıyla, bu açıdan yaklaşıldığı zaman CHP’nin HDP’lilere yönelik açıklama ve destekleri anlaşılabilir.

Ancak, terörizm insanlığa karşı suçtur. Dünyanın neresinde olursa olsun böyledir. Terör ile siyaset iç içe olmaz. Eli silahlı unsurların gölgesinde, vesayetinde particilik yapılmaz, demokrasiye ulaşılmaz.

Bir ülke sınırları içinde silah ve güç kullanma yetkisi bir tek devlete aittir. Devletin dışında unsurların ellerinde silah ile bir başka güç olarak temayüzüne kimse müsaade etmez.

Üç büyükşehir belediye başkanı terör örgütü ile iltisak dolayısıyla görevden uzaklaştırıldı. Anayasanın 127. Maddesi bu konuda devleti yetkili kılıyor. Yerlerine devletin valileri görevlendirildi. Görevden uzaklaştırılanlarla ilgili olarak bir yandan soruşturmalar devam ediyor, diğer yandan önceden başlamış olan yargı süreçleri…

Hal böyle iken, Cumhuriyeti kurduğunu her vesile ile tekrar eden Parti’nin önde gelen isimleri
görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarına sahip çıkmaya devam ediyor. Bir anlayıp dinleme ihtiyacı hissetmiyorlar, olayların neticelenmesini beklemiyorlar ve akıllara durgunluk verecek açıklamalarla sözümona hükümete muhalefet ediyorlar.

Görevden uzaklaştırılan belediye başkanları ile ilgili suçlamalar terör örgütü ile inkar etmedikleri, yalanlamadıkları, hatta göstermek için ellerinden geleni yapmaktan çekinmedikleri irtibatları…

Hiçbirisi kendilerinin terör örgütü ile bağının olmadığını söyleme ihtiyacı hissetmiyor ki... Şu ana kadar yapmış oldukları siyaset içinde bir kez bile, herhangi bir yerde terör ile aralarında mesafe olduğunu gösterecek bir eylem gerçekleştirmemişler ki… Terör örgütünü kınamış değiller ki…

Geçtiğimiz günlerde burada Batasuna ile ilgili AİHM kararını tafsilatlı olarak anlattık. Konuya Avrupa değerleri ve uluslararası hukuk bakımından yaklaştık. Bu konuları aklı başında siyaset yapan, devlet ve siyasette deneyimi olan insanların bilmemesi mümkün değil. Hele hele CHP’li milletvekillerinin veya parti yöneticilerinin bilmemesi imkânsız. Parti içinde fevkalade önemli kademelerde bulunan emekli diplomat ve hukukçuları var, bilmiyorlar ise sorabilirler de…

Ama bunu yapmak yerine görevden el çektirilen belediye başkanlarına türbe muamelesi yapıp, ziyaret ve geçmiş olsun kuyruğuna giriyorlar… Bir ip bağlayıp dilek dilemedikleri kaldı, ziyaret ettikleri Terör Baba Türbelerini…

Görevden uzaklaştırılan Mardin Büyükşehir belediye başkanının söylemi ise daha o dakikada bile anlayanlar için bin tane mesaj içeriyor “Demokrasi ve özgürlük mücadelemiz sürecek!” diyor… Demokrasiyi anladık da, ziyaretçisi CHP’li siyaset adamı, “Ne özgürlüğü kardeşim, bu özgürlüğü ülkemiz 29 Ekim 1923 günü neticelendirdi” diyemiyor… Elbette bunca yılın siyasetçisi Ahmet Türk “özgürlük” derken neyi kasdettiğini çok iyi biliyor ama ziyaretçisi Muharrem İnce, en ufak bir tepki bile vermiyor. Bu mu Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçiliği?
Siyaset ne yazık ki gözleri kör ediyor, bölücülüğü bu şekilde en vatansever olduğunu iddia eden isimler üzerinden dahi insanlar nezdinde görünür hale getirebiliyor.

Türkiye için, iktidara karşı olmaktan başka projesi olmayanların, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde ve Suriye’de yürüttüğü operasyonlara, Akdeniz’de süren çıkar mücadelesine rağmen bu şekilde aymaz bir tutum takınması gerçekten dehşet verici…

Tüm yazılarını göster