Savaş damarlarımızda dolaşan kanda...

Olağanüstü şartlar içindeyiz. Askerimiz sahada konvansiyonel savaşın gereğini kahramanca yerine getirirken başka arenalarda süren “kuralsız harple” mücadele ediyoruz.

“Hibrit savaş” diye tanımlanan ”kuralsız harp” olgusu, hedef ülkeye boyun eğdirmek için yapılan zayıflatıcı saldırılar bütünüdür. Amaç; ülke yönetimini geleneksel usullerle çarpışmadan devirmek!

Klasik savaşa nazaran oldukça masrafsız olan bu yöntemde genel ve alışılmadık araçlar topyekûn kullanılır.

Başlıca vasıtalarını “siber alan, ekonomik müdahale, algı operasyonları, gizli operasyonlar, vekil aktörler ve siyasi baskı“ olarak sayabiliriz.

İnternetteki her hareketimizde farkında olmadan verdiğimiz kişisel bilgiler ekran ardında alınıp toplumsal karakterimiz hakkında geniş bir veriye dönüştürülür. Bu bilgiler gerektiğinde analiz edilip bahsettiğimiz savaşlarda kullanılır. Çerçevesine çoğu zaman aymayacağımız şekilde dizayn olunan saldırılarda, göze değmeyen düşman hakkımızda fazlasıyla bilgilidir de ruhumuz duymaz!

Sosyal kodlarımıza haiz hasmın, eğilimlerimizi işleyip manipüle ederek başarabilecekleri az değil. Süreç içinde ünlü simalar ve sosyal medya gibi araçlar da devreye sokup kitlelerin istenen yöne kanalize edilmesi mümkün. Bunun en açık örneğini Gezi Kalkışması’nda görmüş olsak da durumu tam olarak kavradığımız söylenemez. Çünkü her yeni gün keşfedilen farklı teknikler sahaya sürülüyor.

Söz konusu arenadaki ilk etkin savaşımız Kurtuluş Savaşı’ysa ikincisi de sayısız teknolojik araç aktivasyonuyla desteklenen 15 Temmuz kalkışmasıdır.

15 Temmuz’u Kurtuluş Savaşı’nın, Suriye mücadelemizi de 15 Temmuz’un devamı olarak görmeli. Bu böyle!

Düşman kamuflaj geliştirdi ve maalesef işgal defteri hiç kapatılmadı.

Ülkemizde “yeni nesil savaşın” en etkin aracı her türlü dezenformasyon konusunda mahir, yerli işbirlikçilerin oluşturduğu tehdittir. Türlü yalan ve çarpıtma ile gelen hamlelerin içeriden, beklenmeyen yerden gelmesinin yarattığı şaşkınlık, denge mekanizmalarını sık sık şokluyor. Şaşkınlığın en büyük nedeni temiz milletimizin ortaya gümleyen devasa yalanları zihninde normalleştirmemesi ve bir yere oturtmayı başaramaması.

Genelde kullanılan aktörler medya mensubu, yazar, ünlü, sporcu ya da üst düzey siyasetçilerden seçilir. Duruma göre sahneye çıkıp rol kesen kişi manipülasyona, en açık damarlardan girerek ortamı bulandırır ve müdahaleye açık alan oluşturmaya çalışır.

İstenen resim sahneye konduktan sonra, geleneksel medya ve sosyal medya tetikçilerince yönlendiren haber, yorum, yazı ve tweetler üzerinden siyasi erke yönelik baskı amaçlanır.

Dünkü milletvekilinin sahneye koyduğu provokasyonu görünce, zihnim tekrar “kirli savaş” tekniklerine vardı.

Öyle olmazsa bir muhalefet partisi başkan vekilinin çıkıp, savaşta olan ülkesinin başkanına en ağır, en kabul edilemez sözlerle hakaret etmesi; meclisi provoke edip ülkeyi dünya karşısında zayıflatmaya çalışmasını, sadece ahlaksızlıkla açıklayamazdım.

Doğru; savaş sadece Suriye’de değil, içimizde… hatta “damarlarımızda dolaşan kanda”.

Tüm yazılarını göster