Nedim Şener'in Arınç'a yeni bir sorusu var

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkarılan KHK’larla ilgili tepki toplayan açıklamasının yankıları sürüyor.

"KHK bir faciadır" ifadelerini kullanan Arınç'a başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere kamuoyundan sert eleştiriler gelmiş ve eski Meclis Başkanı bu tepkiler üzerine geri adım atarak "KHK faciadır dememeliydim" açıklaması yapmak zorunda kalmıştı.

Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında bu konuyla ilgili olarak Arınç ile tartışma yaşayan gazeteci Nedim Şener bugün bir başka konu üzerinden polemiği sürdürdü.

FETÖ'nün gizli iletişim sistemi olan ve tespit edilmesiyle birlikte örgüte büyük darbe vuran "Ankesörlü hat" konusunu gündeme getiren Şener, "Ankesörlü hat operasyonlarında 14 binden fazla FETÖ mensubu gözaltına alındı, 6 bini yani yüzde 42’si itirafçı oldu. Buna rağmen yüksek yargı Ankesörlü hat’tı FETÖ’nün haberleşme yöntemi olarak görmedi. Birinin ‘ankesörlü hat faciadır’ demesi mi bekleniyor?" tepkisini gösterdi.

İşte SuperHaber programcısı, gazeteci Nedim Şener'in bugün Posta Gazetesi için kaleme aldığı o köşe yazısı;

- 6 bin itirafçı olan ‘ankesör’ de facia mı?

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç’ın “KHK bir faciadır” sözü ve damadı Ekrem Yeter’in ‘FETÖ üyeliği’ nedeniyle yargılandığı davada hakkında verilen beraat kararı büyük tartışma yarattı.

Yeter’in, FETÖ üst düzey yöneticileri ile 766 kez telefonla görüşmesi, Bank Asya’daki 310 TL bulunan hesabına para yatırıp, FETÖ elebaşı Gülen’in talimatı sonrası bakiyeyi 41 bin 230 TL’ye yükseltmesi, FETÖ’nün kuruluşu USAF’da yöneticilik yapmasına rağmen beraat ettirilmesi tartışmayı alevlendirdi. Mahkemenin gerekçeli kararının hazırlanmasından sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kararın mahkumiyet mütalaasına aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf mahkemesine itirazda bulundu. Şimdi dava yeniden görülecek.

Ancak Yeter’in beraat kararının gerekçesinde birçok hatanın yanında FETÖ yapılanması hakkında yanlış bir ifade yer alıyor: “FETÖ terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması...” Yanlış, çünkü FETÖ kendisine cemaat dediği dönemde bile üyelerine kod adı veren, toplantılarını gizli yapan, TSK, MİT, Emniyet ve bürokrasideki üyelerini “imam” adı verilen gizli elemanlar aracılığıyla yönlendiren bir istihbarat ve operasyon örgütüydü.

Yanlış tanım

Bırakın “ahlak ve eğitim hareketi” olmasını FETÖ, dini anlamda bir tarikat ya da cemaat bile sayılmaz. Çünkü üyelerine açıkta abdest almayı, namaz kılmayı yasaklamış, eşlerinin başlarını açıp, şaşırtma amacıyla kapılarının önüne alkol şişeleri koyma talimatları vermiş, başta ABD olmak üzere yabancı istihbarat örgütlerine Türkiye’nin milli sırlarını satmış bir örgüttür.

Tüm bu bilgileri, TSK’daki üyeleri ve ‘mahrem imamların’ itiraflarından öğreniyoruz. Sayıları hiç de az değil. Ankesörlü hat adı verilen haberleşme yöntemiyle bugüne kadar 14 bin 433 FETÖ elemanı gözaltına alındı. Ekim ayı itibarıyla bunların 6 bin 26’sı FETÖ ile ilgili itiraflarda bulundu. Yani gözaltına alınanların yüzde 42’si itirafçı oldu.

Ama ne hikmetse FETÖ’cülerin, örgütün en önemli haberleşme sistemi diye itiraf ettiği ‘ankesörlü hat’ konusunda yüksek yargı bir türlü karar veremiyor.

Bu arada FETÖ’cüler tıpkı ByLock, tıpkı KHK’da olduğu gibi ankesörlü hat ile haberleşmenin suç olmadığına dair kampanya yapıyor. Kimbilir, belki de FETÖ mensuplarının kabul ettiği bu yöntem hakkında bir başka siyasetçi de “ankesörlü hat soruşturmaları faciadır” diyerek buna sözcülük yapacaktır.

Sur Belediyesi'nde mazbata töreni sonrası skandal hakarete soruşturma! Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye yeni kredi! İmzalar atıldı Metin Akpınar'ın kızı Nebioğlu ateş püskürdü! İkinci bölüm başlıyor
Sonraki Haber