MİT'in yoğun trafiğinin şifreleri

Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan sözleşme ile iki ülke arasındaki deniz yetki alanları kısmen belirlendi. Konuya ilişkin görüşü sorulan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Mısır bir taraftan istihbarat örgütü vasıtasıyla benim istihbarat örgütüme başka şeyler söylüyor." ifadesini kullandı. Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o sözlerinin şifrelerini yazdı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen cuma günü yaptığı açıklamada Türkiye ile Mısır’ın istihbarat örgütleri arasında yürütülen görüşmeler olduğunu açıkladı.

Bir gazetecinin Yunanistan ile Mısır arasında 6 Ağustos tarihinde imzalanan Doğu Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması hakkındaki sorusu üzerine, Cumhurbaşkanı şöyle dedi:

“Bu konuda ben Mısır’ı anlamakta zorlanıyorum doğrusu. Çünkü Mısır bir taraftan istihbarat örgütü vasıtasıyla benim istihbarat örgütüme başka şeyler söylüyor. Yani ‘Burada yanlış anlaşılmalar var. Bu yanlış anlaşılmaları düzeltmemizde fayda var’ diyor...”

Erdoğan, hemen ardından ekledi:

“Şu anda istihbarat örgütümüz, onların istihbarat örgütüyle görüşmelerini devam ettiriyor, devam ettirecek.”

O KONUŞMANIN ŞİFRELERİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinin şifrelerini kaleme alan Hürriyet yazarı Sedat Ergin, kamuoyunun böylelikle Türk ve Mısır gizli servisleri arasında Doğu Akdeniz’deki meseleleri de içeren bir diyaloğun yürüdüğünü öğrenmiş olduğunu belirtti.

Ergin, sözlerine şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının önem taşıyan bir başka bölümünün de şifrelerini çözmeye çalışalım. Erdoğan, istihbarat servislerinin görüştüklerini duyurduktan sonra Mısır’a şu sıcak mesajı vermekten de geri durmuyor:

“Mısır halkına karşı Türk halkının bakışı farklı. Yani Mısır halkıyla Türk halkının birbirine bakışı, birbiriyle olan dayanışmasının, Yunan halkıyla aynı çizgide olması mümkün değil. Dolayısıyla tarihten gelen medeniyet değerlerimizin de ortaya koyduğu bu anlayışı Mısır halkından öte, yöneticilerinin fark etmesi gerekir.”

Bu sözleriyle, Erdoğan, Türk ve Mısır halkları arasındaki yakınlığı önemli bir ortak payda olarak değerlendiriyor. İki ülke arasındaki ilişkilerin aslında daha yakın olması gerektiği, bunu dayatan faktörlerin bulunduğuna ilişkin bir kabul var bu ifadede.

Ancak tam bu noktada “Yöneticiler bunu fark etmeli” diyerek, ilişkilerdeki mevcut durumun sorumluluğunu ismini geçirmeden Mısır Devlet Başkanı General Abdülfettah Es Sisi’ye atfediyor Cumhurbaşkanı Erdoğan.

MİT SURİYE İLE DE KANAL

Sorumluluk tartışmasını bir tarafa bırakırsak, geldiğimiz noktada, istihbarat örgütlerinin bir araya gelmeleri suretiyle iki ülke arasında önemli bir diyalog kanalının açılmış olduğu ortaya çıkıyor.

Erdoğan, bu diyaloğu Yunanistan-Mısır deniz yetki alanları anlaşması bağlamındaki bir soru üzerine açıkladığına göre, olağan uygulamada dışişleri bakanlıkları üzerinden yürümesi gereken bir alanda istihbarat birimleri diyalog içindedirler. Bu diyaloğun Libya başta olmak üzere diğer bölgesel konuları içerdiğini de tahmin edebiliriz.

En kanlı bıçaklı ülkeler arasında bile istihbarat örgütlerinin kanallarını açık tutmaları sıkça karşılaşılan bir durum. Ayrıca, aralarındaki soğukluk nedeniyle birbirleriyle temas etmekten uzak duran ama görüşmeleri gereken ciddi meseleleri olan ülkeler bakımından, bazen bu gibi kanallar üzerinden hareket etmek durumu kurtaran bir formül olabiliyor.

Türkiye cephesinde ise bu uygulamanın giderek zemin kazanan bir yöneliş haline geldiği gözleniyor. Mısır örneğinde gördüğümüz Türkiye açısından bir ilk değil. Yakın zamanda Suriye ile Türkiye arasında ilişkilerin normalleşmesi tartışmaları sırasında Erdoğan, yine herkesi şaşırtan bir çıkış yaparak iki ülkenin istihbarat örgütlerinin zaten görüştüklerini açıklamıştı. Erdoğan, 3 Şubat 2019 tarihli TRT mülakatında aynen şunları söylemişti:

“İstihbarat örgütleri ‘Liderler ne yapıyorsa biz de onu yaparız’ havasında olamaz. Liderler kendileri birçok yerde devreden çıkar ama ne yapar? Kendi istihbarat örgütünü bu noktada ilişkileri, münasebetleri sürdürmesi bakımından kullanır, değerlendirir. Öyle veya böyle, düşmanınız dahi olsa ipi tamamen kopartmayacaksınız. O ip size bir zaman lazım olabilir...”

Hatırlayalım, geçen ocak MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Suriye istihbarat servisinin başkanı Ali Memlük’ün Moskova’da görüştükleri ajanslar tarafından duyurulmuş, bu haberler MİT tarafından yalanlanmamıştı.

ASLINDA KÖPRÜLER TÜMÜYLE ATILMADI

İki ülke arasında üst düzey siyasi temaslar, 2013 yılında Kahire’de gerçekleşen ve seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrildiği darbeyle birlikte kesilmiş, Türkiye’nin Kahire büyükelçisini geri çekmesine Mısır da aynı şekilde karşılık vermiştir. Diplomatik ilişkiler halen maslahatgüzar düzeyinde yürütülüyor. Temsil düzeyi düşük bile olsa iki ülkenin dışişleri bakanlıkları arasında karşılıklı olarak mesajların gidip geldiğini tahmin edebiliriz.

Bu arada, dikkat çekici bir noktanın altını çizelim. Mısır, Yunanistan’la imzaladığı anlaşmada münhasır ekonomik bölge sınırını çizerken 28’inci meridyenin doğusunda kalan, Akdeniz’de Türkiye ile arasındaki ortay hatta doğru uzanan bölgeyi ucu açık bırakmıştır. Bu tutumu Yunanistan’ın Meis Adası’nın Akdeniz’in ortasına kadar inen bir kıta sahanlığına sahip olduğu yolundaki tezine Mısır’ın kendisini bağlamak istemediği şeklinde yorumlanabilir.

Keza, Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, söz konusu anlaşmayı “yok hükmünde” saymakla birlikte, Mısır’ın Yunanistan’la imzaladığı mutabakatta “deniz yetki alanı kaybına uğradığını” belirtmiştir. Bu ifadenin diplomatik dildeki altyazısında, Mısır’ın Türkiye ile bir sınırlama anlaşması yapması halinde Akdeniz’in kuzeyine doğru daha çok yetki alanı kazanacağı mesajı yer alıyor."

ERGİN'İN YAZISININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ

İkinci el otomobil piyasasında en çok satılan 5 model Galatasaray'da Kerem Aktürkoğlu'na psikolojik destek "Türkiye Ligi tescil olmama tehlikesiyle karşı karşıya"
Sonraki Haber