Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Bey'e açık mektup

Sevda Noyan noyansevda@gmail.com

Sayın bakanım, siz göreve geldiğinizde en çok umutlananlardan biriydim… Defalarca bunu çevremdeki kişilerle paylaştım…

Yapacağınızı vaadettiğiniz projeler ve özellikle “radikal” denecek seviyedeki değişiklik sözleri beni heyecanlandırdı…

Geçen zaman içinde bir çok konuda ciddi çaba sarf ettiğinize ve uygulamalarda farklı bir anlayış getirdiğinize şahit olduk…

Elbette elinizde sihirli bir değnek yok! 

Bunun bilincinde olarak size yapmanız gereken amma velakin bir türlü başarılamamış iki konu ile ilgili “çok acil” duyurusu ile uyarıda bulunuyorum...

İlk konumuz KANTİN denilen ve çocuklarımıza zehir satan bu suç odaklarının acilen sözleşmelerini lağv ederek, eskilerde olduğu gibi çok basit temel gıdaları okul yönetiminin uhdesinde, yine basit bir işletme mantığı ile hayata geçirmeniz...

Bu gerçekten vermeye çalıştığınız kaliteli eğitim ve öğretimden bile çok daha önemli!

Özellikle işlenmiş şeker denilen zehirli maddenin bol miktarda içinde bulunduğu ürünlerin satıldığı bu suç odaklarını, okul yönetimleri için bir çıkar ilişkisinden başka bir şey olmayan bu sözde işletmeleri “çok acil” olarak bir genelge ile kapatmanızı istiyorum...

Kızım, evlatları olan torunlarımı en iyi ve sağlıklı bir şekilde beslemek için elinden gelenin en iyisini yapma çabası sarf ederken, gittikleri ilköğretim okulunda her gün bu zehirli yiyecekler tarafından taciz ediliyor ve zaman zaman dayanamayıp bu zehirlerden alıyorlar...

Özellikle günümüzün en yaygın hastalığı olan kanser hastalığının, en önemli tetikleyicilerinden olan şeker denilen illeti küçük yaşlarda çocukların hayatına sokarak çok büyük bir suç işlenmesine yol açıyorsunuz; bunun farkında olmalısınız…

Günlerinin büyük bir kısmında sizlere emanet edilmiş evlatlarımıza bu şekilde kalıcı zarar vermek gerçekten çok büyük bir vebaldir!

Özellikle son günlerde yaşanan ve iki çocuğumuzun satılan saçma sapan bir çikolatadan boğulmuş olması bunun en üst göstergesidir...

Tüm kalbimle bu KANTİN terörünü “acilen” bitireceğinizi bilmek istiyorum...

Gelelim ikinci ve çok sıkıntılı soruna ...

Ziya Bey, maalesef her türlü genelge ve yaptırımlara rağmen çocukların okul kayıtlarında zorla alınan korkunç meblağların önüne geçilemiyor! Resmen “haraç kesme merkezleri” olmuş vaziyette eğitim kurumlarımız...

Bu konuda şahit olduğum bir çok okul var… 

Çocuklarının eğitimi için her türlü fedakarlığı yapmaya hazır ebeveynler güçlerinin üstünde meblağlar ödemeye zorlanıyorlar! Bu konuda direnç gösterdikleri zaman bunun bedelini çocuklara ödetiyorlar!

Siz ne kadar mücadele etseniz de bunun önüne geçilemiyor…

Elbette sizle -hâşâ- akıl verme derdinde değilim… Amma velakin eğitim ve öğretim kurumlarının velilerden bağış istemelerini “acilen” önlemek için Adalet Bakanlığı ile ortak bir çalışmaya girip, bir ihbar hattı oluşturmalı ve bunun sonuçlarının okul yönetimleri için çok ağır olacağını göstermelisiniz…

Şayet okulların bağışa ihtiyacı varsa, bu, bakanlık kanalıyla o okula, nereye kullanılacağı şeffaf bir şekilde yapılmalı...

“Bağış” adı altında istenen paralar için suç duyurusunda bulunulmalı…

Yine torunlarınımın gittiği okulda ciddi bir meblağın “kırtasiye masrafları” adı altında istendiğini ve ne kadar direnseler de bunu vermek zorunda kaldıklarını kızım anlattı....

Son tahlilde, sayın bakanım, lütfen ülkemizin geleceği olan çocuklarımızı eğitip öğrenim veren kurumlardan sorumlu olan sizden bu elzem olan kararları bekliyorum…

Ayrıca TBMM'deki tüm milletvekillerinin de bu konulara takipçi olmalarını istiyorum...

Selam ve dua ile....

Tüm yazılarını göster