Köknel topumsal kaos ve şiddete ayna tuttu!

Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli psikiyatri uzmanlarından Prof. Dr. Özcan Köknel'in toplumsal ve kişisel ruh sağlığına ilişkin tespitlerini aktardığı "Bilgenin Aynası" isimli kitap raflardaki yerini aldı.

Gazeteci Mert İnan'ın kaleme aldığı ve Hayykitap'tan çıkan 200 sayfalık ‘Bilgenin Aynası’nda, Türkiye’de son zamanlarda gündemden düşmeyen cinsiyet eşitsizliği, istismar, kadına yönelik şiddet, aile içi sorunlar, cinsel istismar suçlarının ortaya çıkmasındaki temel nedenler kapsamlı olarak ele alınıyor. Depresyon, panik atak, stres ve takıntı gibi sorunlara karşı davranış, düşünce ve rahatlama tekniklerinin de anlatıldığı Bilgenin Aynası isimli çalışmada ilginç bölümlerden birini de Köknel’in yaşamından kesitler oluşturuyor. Milli Eğitim Müfettişi Hasan Âli Yücel’in Özcan Köknel’in nasıl isim babası olduğu, Köknel’in ilkokula neden üçüncü sınıfta başladığı, nişan törenini Demorat Partili devlet büyüğü için neden iptal ettiği, askerden izne geldiği sırada Taksim’de gözaltına alındığı, hemşirelerin Köknel’i akıl hastası sanarak neden hastaneye yatırmak istediği gibi birçok ilginç ayrıntı yen içıkan kitapta yeralıyor.

Prof.Dr. Köknel, Türkiye'nin, son yıllarda ruhsal kaos yaşadığını aktarırken, "Değerler, ilkeler, kurallar birbirine karışmış durumda. Neyin doğru neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü olduğu konusunda anlamsızlık hüküm sürüyor.Bu anlamsızlık beraberinde çelişki ve çatışmaya neden oluyor. Toplumun zihninde bulanıklık olduğu sürece geleceğe güvenle bakamayacağımız gibi mutlu, huzurlu da olamayız” diyor.



Prof.Dr.Köknel'in anılarındaki çarpıcı bölümlerden birini de dünyaca ünlü beyin cerrahı Gazi Yaşargil ile yaşadıkları oluşturuyor. Köknel, İsviçre'de eğitim almaya gittiğinde yaşadığı ilginç olayı şöyle aktarıyor:

“İhsan Şükrü’nün girişimleri sayesinde İsviçre’de o dönem için dünyanın en iyi elektroansefalografi (EEG) uzmanlarından eğitim almaya başlamıştım. Kantonspital Üniversite Kliniği’nde görev yapan isimlerden biri de Gazi Yaşargil’di. İsviçre’ye gitmeden önce Gazi Yaşargil ile aynı klinikte görev yapacağımızı öğrendim. İstanbul’dan ayrılırken hocaya fındık, fıstık, şekerleme, lokum gibi hediyelik ürünler almıştık. Zürih’e iner inmez kapısını çaldığım Gazi hoca, odasından içeri girdiğimde fırça çekmeye başlayınca ne olduğunu anlamadım. Hoca sinirlenip, ‘paketlerle gelirsiniz, sonra da istemediğiniz şey kalmaz’ diye serzenişte bulunuyordu. Ne olduğunu anlayamamıştım. Yaşargil’e klinikte araştırma görevlisi olarak elektro ansefalografi (EEG) öğreneceğimi söyleyince, duraksayıp, ‘Kusura bakma’ dedi. Meğer tepki göstermesinin özel bir nedeni varmış. O yıllarda yüksek döviz ile yurtdışına çıkmak yasaktı. Birçok zengin Türk vatandaşı, ‘Avrupa’da ameliyat olacağım’ yalanıyla yüklü paralar ile ülkeden çıkış yapıyordu. Bu kişilerin Türkiye’ye raporla dönmesi gerektiğinden, İsviçre’ye yolu düşenler Gazi Hoca’nın kapısını aşındırıp rapor istiyormuş."

Bayraktar TB3'ten yeni başarı! Star TV'nin Sakla Beni dizisinde şok gelişme! İncila ve Naz'a darbe! Survivor'da Bil Bakalım ve Anlat Bakalım oyununu kim kazanacak?
Sonraki Haber