Kimse 'ABD, İran için hazırlanıyor' demesin!

Türkiye sınırında, ABD öncülüğünde yapılandırılan terör oluşumlarına ve oldu bittilere izin vermek konusunda kararlı.

Son olarak, Fırat'ın doğusuna terör örgütlerini hedef alan bir operasyon düzenlenmesi gündemde iken, ABD ile başlatılan müzakereler sonucu bu operasyon bir süre geciktirildi.

Ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin ve Ruhani ile yaptıkları Suriye zirvesinde konuyla ilgili takvimi açıkladı.

ABD'yi uyaran Erdoğan, "İki hafta içinde buradan bir sonuç çıkmazsa kendi hareket planlarımızı devreye sokacağız" dedi.

Konuyu bugün Yeni Şafak'taki köşesinde detaylıca masaya yatıran İbrahim Karagül de dikkat çeken ikazlarda bulundu.

ABD ile İran arasında son günlerde artan gerilime dikkat çeken Karagül, "Kimse kalkıp, 'Hayır öyle değil, bu PKK meselesi' demesin. Ya da “ABD burada İran için hazırlanıyor” demesin." uyarısı yaptı.

Ülke içindeki siyasi gelişmelere de değinen Karagül şu ifadeleri kullandı;

"Bunları diyenlere şunu söyleyelim: Bir adım sonrası aynı koridor, aynı cephe Türkiye topraklarında inşa edilecek. Bunun için ortam çalışması yürütülecek. Bunun için krizler çıkarılıp ülkemiz bir şeylere mecbur bırakılacak.

Bunu bütün dünya biliyor artık. Bunu CHP de biliyor İyi Parti de biliyor, Saadet Partisi de biliyor.Bunu AK Parti’den ayrılıp yeni siyasi hareketlere girişenler de biliyor. Ama nedense bu konuda ağızlarından tek söz çıkmıyor."

İŞTE O KÖŞE YAZISI;

* Fırat’ın doğusuna müdahale Bir “Türkiye savunması”dır * Tehdit çok büyük ve çok yakın. 'Harita’nın Türkiye ayağı da var. * CHP, İyi Parti, Saadet ve AK Parti’den ayrılanlar, neden sesiniz çıkmıyor!

Türkiye “meşru müdafaa” hakkını mutlaka kullanmalı.

“Bedeli ne olursa olsun”, Fırat’ın Doğusuna, Suriye’nin kuzeyinden çevrelemeye, “Türkiye cephesi” inşa etmeye dönük hazırlıklara bilinen bütün anlam ve yöntemleriyle müdahale etmeli.

Hiçbir bedel, daha sonra buradan göreceğimiz zararın yanına bile yaklaşamaz!

Çünkü bu iş terör meselesi değil. Suriye meselesi olmaktan ise çoktan çıktı. Doğrudan Türkiye meselesi haline geldi.

BU ‘HARİTA’ ÇALIŞMASININ TÜRKİYE AYAĞI DA VAR…

Açık, çok yakın ve çok büyük bir tehdit, bize karşı, ülkemize karşı hazırlanıyor. Bu bir milli güvenlik meselesidir artık. Bir harita çalışması, bir geleceğin Türkiye’sini biçimlendirme planlamasıdır.

Bu “harita çalışması”nın Türkiye ayağı da var. Tam şu an, hiç geç kalmadan bu işin bu boyutu masaya yatırılmalı, güçlü bir kamuoyu ilgisi ile değerlendirilmeli.

Hiçbir siyasi hesap, iç politik pozisyon bundan daha önemli değil. Hiç kimsenin önceliği bundan daha öncelikli değil.

“BİZİM ORADA NE İŞİMİZ VAR” DİYENLER…

Kimse kalkıp, “Hayır öyle değil, bu PKK meselesi” demesin. Ya da “ABD burada İran için hazırlanıyor” demesin. Ya da “bizim orada ne işimiz var” demesin.

Bunları diyenlere şunu söyleyelim: Bir adım sonrası aynı koridor, aynı cephe Türkiye topraklarında inşa edilecek. Bunun için ortam çalışması yürütülecek. Bunun için krizler çıkarılıp ülkemiz bir şeylere mecbur bırakılacak.

Artık bu gerçeği bilmeyen kalmadı. Bilmiyormuş gibi yapanların tamamı işin içindedir. Bir şekilde güç/menfaat hesap ortaklığı içindedir.

“BİZİM ORADA NE İŞİMİZ VAR” DİYENLER…AYNI ŞEY ABD, İNGİLTERE, FRANSA SINIRINDA YAPILSA NE YAPARLARDI?

Aynı durumABD için İsrail için, Rusya ya da Fransa için olsa ne yaparlardı?ABD için Meksika sınırında, İngiltere için İrlanda’da, Fransa veya İspanya için Katalonya’dadışarıdan bir güç gelip bir ayrılıkçı örgütle işbirliği yapıp cepheler inşa etse, orduları donatacak askeri yığınak yapsa bu ülkelerin tavrı ne olurdu?

Boyun eğip beklerler miydi? İç tartışmalara gömülüp tehlikeyi unuturlar mıydı? “Bu çok hassas, acil harekete geçmemiz lazım” diyenlere “savaş çığırtkanı” derler miydi?

ABD ve İsrail’in, Suudi Arabistan-İran savaşı çıkarmaya dönük senaryolarının yoğunlaştığı, son Aramco saldırısından sonra ellerin tetiğe dokunduğu bugünlerde, eğer sessiz kalırsak, bir şeyler yapmazsak, gelecek aylarda işlerin çok daha zorlaşacağı artık aşikardır.

İŞTE O ZAMAN BİZİ FELÇ EDECEKLER

Çünkü bölgeye olağanüstü ölçekte askeri yığınaklar yapılacak, bir çok Avrupa ülkesi bölgeye akacak.

İşte o zaman bizi hareket edemez hale getirecekler, felç edecekler. Şuan oynadıkları oylun budur. ABD ve İsrail, S. Arabistan ve BAE’yi de yanına salarak Suriye’nin kuzeyinde bir tiyatro oynuyor. Herkes bu tiyatronun frakında.

Herkes, sınırın sıfır noktasında yüzlerce kilometrelik bir cephe inşa edildiğini, bu cephenin PKK ile sınırlı olmadığını, Suriye’nin üçte birini işgal ettiğini ve bir adım sonrasında Suriye’den sonra Türkiye’yi hedef alacağını biliyor.

CHP, İYİ PARTİ, SAADET, AK PARTİ’DEN AYRILANLAR NEDEN SESİNİZ ÇIKMIYOR?

Bunu bütün dünya biliyor artık. Bunu CHP de biliyor İyi Parti de biliyor, Saadet Partisi de biliyor.Bunu AK Parti’den ayrılıp yeni siyasi hareketlere girişenler de biliyor. Ama nedense bu konuda ağızlarından tek söz çıkmıyor.

Çok ciddi bir iddiam var: Bugünkü siyasi ittifak, o müdahaleyi engellemek için yapıldı. Suriye’deki projenin tamamlanması için dizayn edildi. Yakında çok daha somut örneklerini göreceğiz.

Oysa bu durum, bütün siyasi hesapların üstünde, milli bir mesele. Türkiye’nin geleceğini tehdit eden, bütünlüğünü tehdit eden, göz göre göre bu ülkeyi parçalamaya ayarlı bir mesele.

Herkes oy hesabına HDP’nin gölgesine saklanmış “yüksek siyaset” yapıyor! Bu bir akıl tutulması, siyasi körleşmedir.

“İKİ HAFTA” SÜRE. ÇÜNKÜ BIÇAK KEMİĞE DAYANDI..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’daki üçlü zirvede, Rusya ve İran liderleri Putin ve Ruhani’ye durumu anlattı. ABD ile işbirliğine inancın olmadığı belli. “İki hafta”lık bir süreden söz etti. Olmazsa “kendimiz harekete geçeceğiz” dedi.

Çünkü Türkiye için bıçak kemiğe dayandı. Bir adım sonrası yok. Mümbiç sözlerinden bu yana, ABD’nin bütün sözleri yalan oldu. Hiç birini yerine getirmedi. Getirmeyecekti. Bugünkü ortak devriye konusunda da öyle olacak. Bu bir oyalama, zaman kazanma meselesi.

NE OYALAMA TAKTİKLERİ DENEYECEKLER, BEKLEYİN

Erdoğan “iki hafta” dedi ya, bakın ne teklifler daha gelecek. Ne oyalama taktikleri göreceğiz. Türkiye’yi sakinleştirmek, uyuşturmak için ne vaatler daha gelecek. Tabi hiç biri tutulmayacak.

Bütün bölgede olanları birlikte değerlendirelim. İran-Suud denklemindeki gelişmeleri birlikte okuyalım. Suriye’nin kuzeyindeki her hareket bunların parçası. Türkiye oyunu gördü, okudu. Kendi savunmasını yapma dışında hiçbir seçeneği kalmadığını gördü.

BU BİR SAVAŞ DEĞİL, TÜRKİYE SAVUNMASI.NASIL KARŞI ÇIKARSINIZ!

Bu bir savaş, bir müdahale değildir. Bu meşru bir savunmadır. Türkiye savunmasıdır. Türkiye’nin kendini savunmasına karşı söz söyleyeceklerin kimler adına hareket ettiğini sorgulayacağız.

Bu ülkenin kendini savunmasından daha öncelikli bir durum yok. Suriye’nin kuzeyinde başlayıp Akdeniz’den Ege’ye doğru yayılan yeni çevreleme harekatından daha büyük bir tehdit yok.

İçişleri Bakanı Yerlikaya Tokat depremine ilişkin son durumu aktardı Fenerbahçe - Olympiakos | İlk 11'ler belli oldu Ağrı'da çocuklara kan donduran işkence! O imam gözaltına alındı
Sonraki Haber