İstanbul-İzmir arası artık üç buçuk saat ama…

Sevda Noyan noyansevda@gmail.com

Arife günü İstanbul'dan İzmir'e gitmek için korka korka saat 15:30 gibi yola çıktık… Trafiğin Gebze civarında kısa bir yavaşlama yaşatmasına rağmen gerçekten de üç buçuk saat süren bir İzmir yolculuğu yaptık… Benim için muhteşem bir bayram ikramı oldu! 

Uzun yıllardır hayatım yollarda geçiyor… 

Ailemin büyük bir kısmı İzmir'de yaşadığı için sık sık ve genellikle de otomobille yolları arşınlıyorum… Karayolları çalışanları kadar iyi bilirim bu yolların durumunu… Bu gidiş gelişlerde yüzlerce anım ve birçok kazaya şahit olmuşluğum var...Yaşadığım bunca yolculuk anımın yanına üç buçuk saat gibi neredeyse 1/3’e inmiş ve oldukça konforlu geçen yolculuk beni çok etkiledi…

Yolculuğun İzmir'in Kemalpaşa ilçesi girişindeki dinlenme tesisinde verdiğimiz molada moralim çok bozuldu… Kesinlikle ard niyetle yapıldığına şahit olduğum bir olaya tanık oldum… Son model otomobillerine kurulmuş sözde çağdaş, çevreci vs tipler, dinlenme tesisi dışına çıkarken yol kenarlarına şişe, kutu ve çöpleri atıyorlardı… İzmir girişinde yol kenarlarına çöplük görüntüsü verilmek için sanki özel çaba sarf edilmiş....

Bir de bu çöpleri atan kişileri durdurup sorsanız hepsi bu ülkeyi sevdiğini iddia eden kişilerdir… Yapılan her türlü hizmetten sonuna kadar yararlanıp, bu hizmeti yapanlara ağız dolusu sövüp sayarlar…

Bu yolculuk sonrası bir haberde, Kazdağlarına sözde çevre için eylem yapmaya giden güruhun bıraktığı plastik çöp dağlarının fotoğraflarını görünce sinir katsayımda ciddi bir artış oldu...

Tam "Ey aklı evvel, her şeyi bilen, ukala dümbelekleri!!!! Sizi kim ciddiye alır!” diyordum ki, onları ciddiye alanların başında, benim hâlâ ciddiye almakta zorlandığım Ekrem İmamoğlu’nun olduğunu gördüm...

Haydaaa!!!!

Vallahi bu adamın İstanbul'da yapacak iş bulamadığı ortada… Ayrıca kafadan kendini bir dahaki başkanlık seçimleri için aday olarak gördüğü de ortada… Bunun için strateji belirlendiği ve hedef konulduğu da aşikar… Besbelli Ekrem İmamoğlu'nu İstanbul kesmeyecek… Benim özellikle merak ettiğim ise Kılıçdaroğlu'nun bu durum karşısındaki duyguları… Bir iddiaya göre çoktaaan Ekrem İmamoğlu'nu aday yaptığı için pişman olmuş… Acaba sırf hırslarının ve öfkelerinin gözlerini kör ettiği için Ekrem İmamoğlu'na oy atanlar ne zaman pişman olacakla doğrusu çok merak ediyorum!

KÖYÜMÜZÜ TERK ETME KARARI ALDIK

Hayat arkadaşım ve ben şehirde doğmuş ve büyümüş bireyler olduğumuz için yıllar önce aldığımız bir kararla Seferhisar'a bağlı Ürkmez köyünü kendimize köy edindik…

Sonradan görme olunuyor da sonradan köylü de olunuyor mu, bir deneyelim dedik… On iki yıl süren bu köy maceramızdan hayat arkadaşım iki yıl önce haklı olarak vazgeçti… Maalesef oldukça sakin ve bakir olan köyümüz son yıllarda insan akınına uğrayarak, gürültülü, kalabalık, pis bir yere dönüştü… Sahil, Seferhisar Belediyesi tarafından talan edildi… Fahiş fiyatlarla satış yapan “cafe”ler tarafından istila edildi… Ne huzur kaldı, ne güzellik...

Hayat arkadaşım bir süre sahilde muntazaman çöp toplamak ve bunun gibi birtakım mücadele yolları denedi ama bu mücadeleyi kazanmasının mümkün olmadığını görünce köyümüze gelmekten vazgeçti...

Ben ebeveynim ve torunlarım için bunlara katlanabileceğimi düşünürken son bir ayda ailece aldığımız ortak bir kararla köyümüzü terk etmeye karar verdik...

Ne diyelim, hayırlısı olsun…

Ülkemizde köy mü yok! 

Arar buluruz elbet, sakin, temiz, sessiz ve bereketli topraklar...

NOT: Şu kurban meselesini hayvan kesme konusuna döndürenlere artık söyleyecek sözüm kalmadı… Terbiyem müsade etmediği için de şöyle ağız dolusu sövemiyorum… Kuralları açık ve kesin olan İslam’ı oyun haline getiriyorsunuz ya… Allah sizi ıslah etsin...

Tüm yazılarını göster