Can Cumurcu: "15 Temmuz'da ilk vurulan bendim!"

Çengelköy Mahalle Muhtarı Can Cumurcu, SuperHaber'den Safa Görkem Aktaş'a önemli açıklamalarda bulundu. Cumurcu, Cengelköy'ün bir cazibe merkezi oluşundan, 15 Temmuz gecesi yaşananlara kadar pek çok önemli bilgi verdi.

Çengelköy, yeşillikler içinde, birçok yalısı hala ayakta duran, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü tam karşısına alan Üsküdar'a bağlı bir mahalle.

Burada hayat, İstanbul’un diğer semt ve mahallelerine göre biraz daha farklı işliyor. Daha samimi, daha içten.

Bunu Çengelköy’e adım attığınız an anlıyorsunuz. Geçtiğimiz perşembe günü, şu anda okuduğunuz röportajı yapmak üzere, durmadan yağan yağmurun altında Çengelköy Mahalle Muhtarı Can Cumurcu’nun ofisini ararken doğru yolda olduğuma dair tüm ümidimi kaybedip yolun hemen kenarındaki bir esnafa sordum, “Pardon, Çengelköy Muhtarlığına nasıl gidebilirim?”

Ardından soruyu sorduğum esnaf döner bıçağını bırakıp, “Buralar biraz karışıktır, ben gideceğin yere kadar götüreyim seni, kaybolma’’ dedi. Kabul etmemiz gerekiyor ki, bu tarz bir samimiyeti örneğin Kadıköy, Caddebostan, Eminönü gibi oldukça kalabalık olan bölgelerde bulmak zor. Ayrıca Cumurcu, Çengelköy’deki komşuluk ilişkilerinin de eski İstanbul’daki gibi aynen devam ettiğini ifade ediyor;

“Burada cenaze evinde yemek pişmez. Bu bir kuraldır. Cenaze evinin yemekleri komşular tarafından yapılır ve bu haftalarca sürer. Ziyaretler bitmez. Yolunuzu kaybettiyseniz mutlaka biri gideceğiniz yere kadar size eşlik eder. Kültürümüzü her daim devam ettiriyoruz.”

Cumurcu, kendisini Çengelköy halkının ‘Can ağabeyi’ olarak tanımlıyor. Çengelköy’de doğup büyümüş biri olarak, bu bölgenin halkına hizmet veriyor olmanın muhteşem bir his olduğunu söylüyor. İnsanın kendini ait hissettiği bir yerin muhtarı olması nasıl bir şey?” diye sorduğumda ise, “Doğduğunuz, büyüdüğünüz, geliştiğiniz bir bölgede muhtarlık yapmak bambaşka bir olay. Düşünsene, bebekliğim, çocukluğum, okul yaşantım, gençliğim burada geçti ve artık ihtiyarlık zamanım da başladı…Ve atalarımıza, annelerimize, babalarımıza yakışır bir evlat olabilmek, laf getirmemek için her şeye dikkat ediyoruz. Bu bizim için çok önemli. Bu yüzden Çengelköy’e hizmet etmek benim için bir ayrıcalık. Ayrıca ben iyi bir dernekçiyim. Çengelköy Spor Kulübü, Çengelköy Taraftarlar Derneği üyesiyim. Ayrıca bütün STK’larda da varım. Burada yaşayan kimsenin aklında bir soru işareti yoktur. Çünkü onların Can ağabeyleri vardır. Burada çocuk yolda kalmaz. Mesela, annesi babası çocuğu okuldan alamıyorsa, “Muhtar amcanın yanına git” derler. Böyle bir yaşantı vardır burada yani. Fakat bazıları “çok muhafazakar” olduğumuzu söyler. Tamam öyle desinler. Biz muhafazakarız. Aile olarak böyle yaşıyoruz ancak herkese saygımız ve sevgimiz var. Bir çocuğumuzun yanlışını gördüğümüz zaman uyarırız. Annesine babasına söylemeyiz bazen. Bugün çağımızın hastalığı ne? Uyuşturucu. Evet, böyle çocuklarımız da var. Eğer gerekiyorsa biz onların tedavilerini de yaptırıyoruz. Burası ailenin başlangıç noktası.” diyor.

Ayrıca 15 Temmuz gecesi Çengelköy’de yaşananlar hakkında da önemli açıklamalar yapıyor Cumurcu;

“Çengelköy Mahallesi olarak 8 şehit, 84 tane de gazimiz var. İlk zamanlar bu rakamsal olarak karmaşıktı. Fakat şimdi netleşti. Bambaşka bir geceydi. Çengelköy’de ilk vurulan bendim o akşam. O anlar başladığında, karakola gidip işleri organize edip hemen eve döndüm. Kızım, “Baba, ben de geleceğim” dedi. Ben de, “Bugün evde oturmak yok, ben size haber vereceğim” dedim. Biz 80 darbesini çok iyi bildiğimiz için ülkenin darbelerde neler kaybettiğini, ne kadar geri gittiğini çok iyi biliyoruz. Ben vurulduktan sonra sabaha kadar kıyım yapmışlar burada. Çok zor saatlerdi. Ben burada öyle komutlar vermişim ki, farkında değildim. Bana, “Askeri eğitimini nerede yaptın?” diye sordular. Fakat ben böyle bir eğitim almadım. İnsanlar, “Silah kullanalım” dediler bana. Ben bunun mümkün olmayacağını söyledim. Çünkü, sen bir el ateş ettiğinde onlar binlerce mermi boşaltırlar.”

Geçtiğimiz pazar, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çınarlatı'na yaptığı ziyareti sorduğumda ise, "O gün doğaçlama oldu biraz. Hemen her hafta sonu geliyor zaten buraya Cumhurbaşkanı. Artık Çengelköy’de çalışmayı daha çok sevdiğini söyledi bizlere. Yanında çalışan elemanlar da, “Çengelköy bize huzur veriyor” diyor. O gün TRT’de de bir söyleşisi vardı. Yayın vaktine kadar eşi Emine Erdoğan’la bir ziyaret yaptılar. Ayrıca annesi vefat eden Fikret Morgül’e (Tarihi Çınaraltı Çay Bahçesi’nin sahibi) başsağlığı dilediler. Çengelköy olarak 15 Temmuz karşısında duruşumuz onun gönlünde başka bir taht kurdu" şeklinde cevap veriyor.

BİRİNCİLİĞİ ORTAKÖY’DEN ALDIK

- Çengelköy neden cazibe merkezi? İnsanlar neden buraya geliyor?

Çengelköy çok eski bir yerleşim yeri. Vahdettin Sultan burada ikamet etmiş. Sonra atalarımız burada gerçekten güzel vakit geçirmiş. Bizim burada spor yapan iki tane cirit takımımız varmış. ‘Lahanacılar’ ve ‘Bamyacılar’. Lahanacılar Çengelköy’de ikamet ederlermiş. Bamyacılar ise Amasra bölgesinde. Senenin belirli dönemlerinde buraya gelip idmanlar yaparlarmış. Yani, zaten bir cazibe merkeziydi Çengelköy. Özellikle 15 Temmuz’dan sonra marka değeri daha da arttı. 15 Temmuz’daki hal ve hareketlerimizle çok büyük takdir topladık. Eskiden Ortaköy ön plandaydı. Fakat biz o birinciliği aldık. Günden güne daha iyiye gidiyoruz.

- ‘Süper Baba’ dizisinin bu popülerleşmedeki rolü nedir?

Bu diziyi 90 kuşağı pek bilmez. Sağ olsun Şevket ağabeyimiz (Şevket Altuğ) yönetmenliğini yaptı bu dizinin. Çınaraltı’nın olduğu bölge ‘Fiko’nun Kahvesi’ olarak geçerdi. Çok tutulan bir dizi oldu. E tabii ondan sonra daha da popülarite kazandı.

- Peki, bir muhtar olarak Çengelköy’de değiştirmek istediğiniz bir şeyler var mı?

Aslında ben çocukluğumu istiyorum fakat çok zor. Artık ok yaydan çıktı. 1977 senesinde annem Çengelköy Muhtarı idi. 4 bin nüfusumuz vardı. O zaman kayıtları elimizle tutardık. Tabii şimdi bilgisayar çıktı, mertlik bozuldu. Şu anda Çengelköy’ün geneline baktığımız zaman 200 bin kişiye yakın oturan kitlesi var. E tabii çocukluğunuzu ararsınız. Çünkü başka bir dünyaydı. Fakat, İstanbul’un genel yaşantısına baktığımız zaman eski ananelerini koruyan nadide mahallelerden biridir burası. Mesela, Kadıköy gibi çok katlı yerleşim olan bölgelere gittiğinizde adamın evinden cenaze çıkıyor ama kimsenin haberi olmuyor. Bizim burada böyle olmaz. Biz beraber üzülür beraber seviniriz.

BEN ÇENGELKÖY’ÜN CAN AĞABEYİYİM

- Çengelköy’deki komşuluk ilişkilerinin hala eski İstanbul’daki gibi olduğunu söylüyorlar. Siz ne diyorsunuz?

Doğru. Aynen devam ediyor. Burada cenaze evinde yemek pişmez. Bu bir kuraldır. Cenaze evinin yemekleri komşular tarafından yapılır ve bu haftalarca sürer. Ziyaretler bitmez. Yolunuzu kaybettiyseniz mutlaka biri gideceğiniz yere kadar size eşlik eder. Kültürümüzü her daim devam ettiriyoruz.

- Siz Çengelköy’e bir aidiyet besliyorsunuz… İnsanın kendisini ait hissettiği yerin muhtarı olması nasıl bir duygu?

Doğduğunuz, büyüdüğünüz, geliştiğiniz bir bölgede muhtarlık yapmak bambaşka bir olay. Düşünsene; bebekliğim, çocukluğum, okul yaşantım, gençliğim burada geçti ve artık ihtiyarlık zamanım da başladı… Ve atalarımıza, annelerimize, babalarımıza yakışır bir evlat olabilmek, laf getirmemek için her şeye dikkat ediyoruz. Bu bizim için çok önemli. Bu yüzden Çengelköy’e hizmet etmek benim için bir ayrıcalık. Ayrıca ben iyi bir dernekçiyim. Çengelköy Spor Kulübü, Çengelköy Taraftarlar Derneği üyesiyim. Ve bütün STK’larda da varım. Burada yaşayan kimsenin aklında bir soru işareti yoktur. Çünkü onların Can ağabeyleri vardır. Burada çocuk yolda kalmaz. Mesela, annesi babası çocuğu okuldan alamıyorsa, “Muhtar amcanın yanına git” derler. Böyle bir yaşantı vardır burada yani. Bazıları da çok muhafazakar olduğumuzu söyler. Tamam öyle desinler. Biz muhafazakarız. Aile olarak böyle yaşıyoruz ancak herkese saygımız ve sevgimiz vardır. Bir çocuğumuzun yanlışını gördüğümüz zaman uyarırız. Annesine babasına söylemeyiz bazen. Bugün çağımızın hastalığı ne? Uyuşturucu. Evet, böyle çocuklarımız da var. Eğer gerekiyorsa biz onların tedavilerini de yaptırıyoruz. Burası ailenin başlangıç noktası.

- Siz böyle anlattıkça, Çengelköy’de yaşamak isteyen bir aileyi, taşınmadan önce araştırıp öyle kabul ettiğiniz izlenimine kapıldım…

Hayır. Sistemsel olarak öyle bir şey olma şansı yok. İnsanlar gidip Nüfus Müdürlüğüne kayıt yaptırdıkları için kanunlar gereğince de böyle bir hakkımız yok. Şu anda ben 25 tane sokak 13 ana caddeden sorumluyum. Ve herkes kendi sokağının muhtarıdır.

15 TEMMUZ GECESİ İLK VURULAN BENDİM

ÇENGELKÖY OLARAK 15 TEMMUZ KARŞISINDA DURUŞUMUZ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN GÖNLÜNDE TAHT KURDU

- 15 Temmuz’da Çengelköy’de neler yaşandı?

Çengelköy Mahallesi olarak 8 şehit, 84 tane de gazimiz var. İlk zamanlar bu rakamsal olarak karmaşıktı. Fakat şimdi netleşti. Bambaşka bir geceydi. Çengelköy’de ilk vurulan bendim o akşam. O anlar başladığında, karakola gidip işleri organize edip hemen eve döndüm. Kızım, “Baba, ben de geleceğim” dedi. Ben de, “Bugün evde oturmak yok, ben size haber vereceğim” dedim. Biz 80 darbesini çok iyi bildiğimiz için ülkenin darbelerde neler kaybettiğini, ne kadar geri gittiğini çok iyi biliyoruz. Ben vurulduktan sonra sabaha kadar kıyım yapmışlar burada. Çok zor saatlerdi. Ben burada öyle komutlar vermişim ki, farkında değildim. Bana, “Askeri eğitimini nerede yaptın?” diye sordular. Fakat ben böyle bir eğitim almadım. İnsanlar, “Silah kullanalım” dediler bana. Ben bunun mümkün olmayacağını söyledim. Çünkü sen bir el ateş ettiğinde onlar binlerce mermi boşaltırlar.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan pazar günü Çınaraltı’ndaydı. Neler yaşandı?

O gün doğaçlama oldu biraz. Hemen her hafta sonu geliyor zaten buraya Cumhurbaşkanı. Artık Çengelköy’de çalışmayı daha çok sevdiğini söyledi bizlere. Yanında çalışan elemanlar da, “Çengelköy bize huzur veriyor” diyor. O gün TRT’de de bir söyleşisi vardı. Yayın vaktine kadar eşi Emine Erdoğan’la bir ziyaret yaptılar. Ayrıca annesi vefat eden Fikret Morgül’e (Tarihi Çınaraltı Çay Bahçesi’nin sahibi) başsağlığı dilediler. Çengelköy olarak 15 Temmuz karşısında duruşumuz onun gönlünde başka bir taht kurdu.

PAZAR GÜNLERİ DE VAPUR SEFERİ KONULSUN İSTİYORUZ

- Beştepe’de yapılan toplantılara katılıyor musunuz? Nasıl geçiyor o toplantılar?

Evet. İlk olarak Sayın Cumhurbaşkanı muhtarlarla birlikte gündemi değerlendiriyor. Sonrasında yemeğe geçiyorsunuz. Yemekte sizin önünüze bazı bilgi dokümanları konuluyor. Yanınızda mutlaka bir büyükelçi oluyor. Diğer illerden gelen muhtarlarla tanışıyorsunuz. Bu bir araya geliş, elbette büyük keyif.

- Çengelköy’de bir trafik problemi var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi alt yapı çalışmaları da yapıyor. Bu çalışmalar sizin için yeterli mi? Beklentileriniz neler?

Bu bölgenin en büyük dezavantajı çok eski bir yerleşim yeri olması. Nereye adımınızı atsanız bir tarihi eserle karşılaşıyorsunuz. Marmaray’ın gecikmiş olmasının temel sebebi de bu. Çengelköy’e günde 40 geliş, 40 gidiş vapur seferi var. Çengelköy’den Beykoz’a, Aşiyan’a, Bebek’e, Eminönü’ne, Beşiktaş’a… Biz bu işi çok bastırmıştık. Hatta biz pazar günleri de sefer konulmasını istiyoruz. Lastik tekerlekli araçlarla bu bölgelere gelmek artık çok zor. Yollarımız dar ve bunun gelişme şansı yok. Bunu değiştirme şansımız da yok. Taleplerimiz doğrultusunda Cumhurbaşkanı talimat verdi ve ondan sonra deniz yolunu kullanmaya başladık. Vatandaş olarak da bu konuda hatalıyız. Lükse bayılıyoruz. Tek başına da çıksa dışarı kendi aracını kullanmayı tercih ediyor. Ya hu burada toplu taşımacılık diye bir şey var!

Gözler Merkez'in nisan ayının faiz kararında! Aldatıcı reklamlara 3.5 ayda 94 milyon TL ceza Uğur Dündar'a babalık davası açan Dilara, Adli Tıp’a itiraz etti!
Sonraki Haber