Çocukluğumda Balkanlar'ı sadece gelen soğuklarından tanırdım...
Yıllar sonra ilk kez Saraybosna'ya, Üsküp'e, Prizden'e gidince kendimden utandım...
Savaştan yeni çıkmış dostların acılarını dinlerken, akan gözyaşlarım utancıma eşlik etti...
Ne kadar uzak kalmışım yıllarca burada yaşayanlara ve acılarına...
O gün başlayan Balkanlar'a olan ilgim ve sevgim, yıllar içinde artarak devam ediyor...
Birçok kez, birçok olayı vesile kıldım kendime daha sık ziyaret etmek için bu toprakları...
Her gelişim bir sevinç ve hüzün sarmalı içinde geçiyor...
Dün, Üsküp'teki ikinci günümüzde, buradaki evimiz, dostlarımızı bulma yerimiz, Köprü Derneğinde toplandık...
Daha önce tanışmamıza rağmen sohbet etme fırsatı bulamadığım Yazar ve Şair Leyla Şerif Emin ve yoldaşı, hayat, dava arkadaşı Hüsrev Emin'le, nam-ı değer Seko ve Serhat ile, uzun saatler hasbihal etme şansımız oldu kahveler eşliğinde...
Bu gezimin bana ikramıydı Leyla Şerif Emin...
Bu toprakların acıları ile harmanlanmış edebiyatçı, düşünce ve eylem insanı olan şair ve yazarın satırlarını paylaşmak istedim sizlerle...
Hoyratlığın, özensizliğin, çıkarcılığın bir salgın hastalık gibi dünyalarımızı sardığı günümüzde, hoş bir meltem rüzgarı gibi esti gönlümde şairin mısraları...
Daha baskıdan yeni çıkan ilk şiir kitabından alıntı yaptım...
SAAT KULE
Ben ne kız kulesiyim ne de Galata
Ben zamana meydan okuyan Üsküp'ün saat kulesiyim,
Sultan Murat Camii'nin yanında
Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul Fethinden önce
Otağını kurduğu yerdeyim
Ve hala aynı yerdeyim,
Zamana meydan okuyan kuleyim...
Yanımda bir Sultan yatar hem de ne sultan
Beyhan Sultan...
Bir de Dağıstanlı Ali Paşa var
Ağırlığımı bilseydiniz saatiniz çatlardı
Yok benim saatim çalındı,
Çok hasar gördüm ve ne çok da savaşlara şahitlik ettim
Doğum tarihim 1566 Osmanlı dönemi ilk saat kulesiyim
Bulunduğum yerde Sultan Murad'ın naaşı kalmış bir gece
Nöbet yeri işte
Ve yüz yıllardır aynı nöbetteyim...
46 yıl saatsiz kaldım,
Öylesine boş durdum
Otlar sardı dört bir yanımı
Şimdi de tekrar yenileniyorum
Pek yakında anlı şanlı döneceğim
Saatlerinizi iyi ayarlayın yoksa enstitü kurarım.
2018
ÜSKÜPÇE BİR ŞİİR BU
Bakmayasın kusuruma ben manzume derim ona
Vardır bir muçkasi loçkasında
Üle demişidi doktoruna
Gel de yakma şimdi telleri
Sarmış pusto düşman dört tarafımi
Alti patlak da çare etmez şimdi
Paslandi sandıkta geçti onun modasi
Çaresi benzer nice bu sari duvara
Satmiş odunlarını çoktan eski pazarda
Kalmiş biraz noksan şimdi gezer nice haforoz
Agarmiş saçlari yolunmiş nice tebu horoz...
12 Eylül 2018
NOT: Gündeme dair söylenecek sözlerim, yazılacak öfkelerim olmasına rağmen, yukarıdaki bu naif sözlerle bezenmiş sayfada gürültü etmek istemedim...Balkanlar'dan gelen ılık kardeş esintisi haberi eşliğinde...