Bir asır önce Yunan’dan Osmanlı’ya hakaret

Derin Tarih ocak sayısında, Bursa’da Osman Gazi ve Orhan Gazi türbelerine karşı gerçekleştirilen Yunan saldırısını ele aldı. Bir asır önce gerçekleştirilen bu saygısızlık, Dr. Ahmet Uçar'ın satırlarıyla okuyuculara anlatıldı.

“Yunan işgali” esnasında Osmanlı’yı kuran şehir Bursa’da neler yaşandı? İşgal kuvvetlerinin Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin türbelerine yaptığı saygısızlığı tarihçi Dr. Ahmet Uçar satırlara taşıdı:

 Bursa 8 Temmuz 1920’de Yunanlar tarafından işgal edilmişti. İşgal emrini 21 Haziran 1920’de Yunan Başkomutan Leonidas Paraskevopulos, Anadolu’daki Yunan işgal kuvvetlerine “boyunduruk altındaki kardeşleri özgürleştirmek adına düşmana (Türklere) saldırın” emri ile vermişti. Aslında İtilaf Devletleri ile Venizelos arasında yapılan antlaşmada Yunan ordusunun Bandırma’ya kadar ilerlemesi kararlaştırılmıştı. Ancak Yunan tarihçi Nikos Psirukis’in 1977’de Atina’da basılan Anadolu Felâketi, 1918-1923 (s. 126-27) adlı kitabında verdiği bilgiye göre işgal emri Paris’te bulunan Venizelos’a bile haber verilmeden İngilizlerin isteği üzerine verilmişti. Çünkü İngiltere, Mudanya’da Türklerin saldırısına uğrayan İngiliz donanmasının intikamını almak istiyordu. İngilizler hem Yunan ordusu vasıtasıyla Uşak ve Bursa’yı kontrol ederek, millî güçleri bozguna uğratarak kendi emirlerine ve mütareke şartlarına uymayan Kuvâ-yı Millîyecileri (onların ifadesi ile asileri) cezalandıracak, hem de Boğazlar’da biraz daha rahat edecekti.

Yine Yunan tarihçi Psirukis’a göre Yunan ordusuna bu emri veren İngilizler, bu işgal sonrası olacaklar konusunda onlara hiçbir yetki ve bağımsız hareket etme hakkı vermemişti. Yunan tarihçiye göre bir süre sonra bu kararın sadece İngilizlerin değil, Yunanların da işine yaramadığı ve felâketlerine sebep olduğunu gayet net ortaya çıkacaktı. Çünkü bu işgal hareketiyle birlikte Ankara’daki TBMM Hükümeti bütün diplomatik görüşmelerini askıya almış, politikasını askerî mücadele üzerine kurgulamış, sûlh yerine savaşı tercih etmiş ve istiklâl mücadelesini başlatmıştı. Üstelik Kuvâ-yı Milliye de yok edilememiş, daha güçlü bir organizasyon haline gelmişti.

İstiklâl Harbimizin ana kaynaklarından biri kabul edilen ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından askerî belgelere göre yazılan Türk İstiklal Harbi adlı esere göre, Yunan ordusu Bursa’ya çok da ciddi bir direnişle karşılaşmadan girdi. Dönemin şahitleri olan bazı Bursalıların hatıra ve günlükleri de bu bilgiyi teyid etmektedir. İşgalden önce Bursa belediye binasında toplanan ve Celal Bayar’ın “Burjuva” olarak suçlayacağı çok az sayıdaki (%5) Bursa eşrafı (içlerinde Belediye Başkanı Ziya Bey da vardır) Yunanlara teslim olmaktansa, Bursa’daki Fransız temsilcisi aracılığı ile Yunan ordusunu Bursa’yı işgale gönderen Gemlik’teki İngiliz işgalcilere sığınma kararı almışlardı. Ancak 7 Temmuz’da harekete geçen Yunan ordusu, cephenin çökmesi sebebiyle bir gün sonra elini kolunu sallaya sallaya Bursa’ya girdi.

Aynı gün Bursa Valisi Hacim Muhiddin ve en son da öğle vakti 20. Kolordu Komutanı Bekir Sami Bey, Bursa’dan ayrılmışlardı. Bekir Sami Bey’in 8 Temmuz’da Ankara’ya gönderdiği son Bursa raporuna göre işgal günü Bursa tam bir ölüm sessizliği yaşıyordu. Son gün Yunan ordusunun gelmekte oldukları Mudanya yönünü dürbünle gözetlemek üzere Bekir Sami Bey’in yaveri Behçet (Türkmen) Bey ile emir subayı Yüzbaşı Selahattin, Sultan Osman Gazi Türbesi’ndeki Saat Kulesi’ne çıkmışlar ve Yunan işgal ordusunun tepelerden şehre inmekte olduğunu görmüşlerdi. Yüzbaşı Selahattin, 8 Temmuz 1920 günü Bursa merkezden Ankara’ya Bekir Sami Bey’in gönderdiği raporun altına düştüğü notta şöyle diyecekti: “Ve ikimiz de (Behçet ve Selahattin Beyler) Türk’ün ilk payitahtını yitirdiğini anlayarak, kahraman Osman Bey’in türbesinden utanç verici bir acıyla ayrıldık.” Ardından da belediye reisine karargâhı teslim edip öğleden sonra saat 1:30’da Bursa’yı terk ettiler.

594 YILDIR BEKLEYEN RÖVANŞ

 Evkaf Müdürü Abidin Bey’e göre Bursa Valisi, tümen komutanı ve diğer yöneticiler Bursa’dan aleyhlerine yapılan kötü tezahüratlarla ayrılmışlardı. Bursa’ya gelen ilk Yunan birliklerinin komutanı belediye binasında Başkan Ziya Bey’in idaresinde oluşan geçici yönetim ile temas kurmuşlardı. Yunanlar 594 yıl önce Bizans’tan alınan Bursa’nın fethinin rövanşını alırcasına şehre girmişlerdi.

Dr. Adil Onar Bey, 8 Temmuz 1920 tarihli günlüğünde Bursa eşrafından bazı kişilerin işgal karşısında ne yapacaklarına dair belediyede ortak bir toplantı yaptıklarını ve bu toplantının ardından da Yunanların şehre girdiği anda eşraftan Osman Efendizâde Cemil Bey’in bir yatak çarşafını “teslim bayrağı” olarak Bursa Belediye binasına astığı bilgisini vermektedir. Emekli Başkomiser Abdürrahim Yücelik’in verdiği bilgiye göre de Bursa’ya giren Yunan işgal ordusuna şehre girişte Bursalı yerli Rumlar rehberlik etmişlerdi.

Bazı Yunan tarihçileri -Haciantoniyu, Yannis P. Kapsis, Yorgos Stefanakis vb.- Başbakan Venizelos’un oğlu Binbaşı Sofoklis Venizelos’un da Bursa’yı işgal eden Yunan birliklerinin içinde bulunduğunu özellikle zikretmektedirler. Hatta onunla ilgili bazı efsaneler bile uydurulmuştu. Kapsis’in anlatımına göre, Binbaşı Sofoklis Venizelos, Bursa işgali sırasında İzmir Hastanesi’nde tedavi edilmekteydi. Bandırma ve Bursa’ya taarruz edileceğini öğrendiğinde, kulaklarından rahatsızdır. Buna rağmen herhangi bir kararsızlık göstermeden hastaneden kaçmış ve Bursa önlerine gelerek birliğine katılmıştır. Çok hastadır ve bir arabaya uzanarak yolculuk yapmıştır. Savaş anı gelip çattığında tekrar atına binmiş ve “Türklerin kutsal şehrine ilk giren kişi olmak” için atını dörtnala Bursa’ya sürmüştür.

Kapsis’e göre zaten, “Büyük Yunanistan” başbakanının oğlunun, zafere doğru ilerleyişten yoksun kalması uygun düşmezdi.” Yunanistan’da yayınlanan pek çok kitap ya da dergide de, Binbaşı Sofoklis Venizelos’un Osman Gazi’nin Bursa’daki türbesi önündeki fotoğrafı görülebilmektedir. Babasının Venizelos olması, bu hareketi ile birleşince adını Yunanistan’da daha çok duyurmuştu. Aynı yıl, yani 1920’deki seçimlerde Hanya’dan ilk kez milletvekili seçilmiştir. Sonraki süreçte Yunanistan’ın siyasî hayatında çok önemli bir rol oynamış; defalarca milletvekilliği, bakanlık, parti başkanlığı ve başbakanlık yapmıştır. Bursa’nın işgali ve Venizelos’un oğlunun Osmanlı Sultanları Osman Gazi ve Orhan Gazi’ye saygısızlığı özellikle TBMM’de ve o dönemin gazetelerinde çok fazla gündeme gelmiş, bir başka ifadeyle Anadolu’nun yeniden diriliş ve silkinişi, kendine gelmesi ve istiklâlini kazanması yolunda -sembolik de olsa- çok önemli ve etkin bir rol oynamıştı.

Bursa’nın işgali ve Osmanlı Sultanlarının türbesine yapılan saygısızlık, TBMM’nin 10 Temmuz 1920’de yapılan ilk toplantısında bir tepkiyle ortaya çıkmıştı. Trabzon milletvekili Hamdi Bey ve 31 arkadaşının teklifiyle işgali protesto etmek için Meclis kürsüsüne “siyah bir örtü” örtme ve birleşime 20 dakika ara verme kararı alınmıştı. TBMM aynı gün yaptığı ikinci toplantıda Burdur milletvekili İsmail Suphi Bey’in teklifi ile özellikle “Yunanların oradaki meâbid-i mukaddese ve âsar-ı nefîsemizi tahrip ve tahkir etmeleri” konusu gündeme getirildi. Bu toplantıda Venizelos’un oğlu başta olmak üzere Yunanların ecdad yadigârı eserlere ve ecdadımıza saygısızlığı dillendirildi.

 Yazının tamamı Derin Tarih ocak sayısında.

Tokat'ta korku dolu gece! 1 dakika ara ile beş deprem! Aydın'da çok sayıda öğrenci hastanelik oldu! Fenerbahçe penaltılarla yıkıldı, yarı final kapısı kapandı!
Sonraki Haber