Bayramımız mübarek olsun da…

Sevda Noyan noyansevda@gmail.com

Bir Ramazan ayını daha geride bıraktık ve elhamdulillah bayrama ulaştık...

Alışveriş merkezleri sanki her şey bedava dağtılıyormuşcasına dolup taşarken, dokuz günlük tatil için milyonlarca insan yollara dökülmüşken, benim içimde hiç bir sevinç emaresi yok!

Kalbim paramparça...

Hüzün ruhumun en derin köşelerine kadar işledi...

Her son dakika haberi içimi hoplatıyor...

Şehit...

Gencecik yaşta ahirete göçme kaderi…

Anneyi, babayı, eşi, evladı arkada bırakma ve Rabbimize erkenden en güzel şekilde kavuşma durumu...

Şehitler ölmez vatan bölünmez!” nidaları altında kılınan cenaze namazları...

Evlerinin önüne asılmış Türk bayrağı, önünde boynu bükülmüş "Vatan sağolsun!" diyerek ağlayan babalar...

Ah kuzum, ah evladım…” diyen ve ayakta durmakta zorluk çeken anneler...

Aslan gibi kocalarına doyamamış eşler...

Babasına hasret büyümek zorunda kalacak olan kuzular...

Ya onların bayramları ne olacak?

Ahirette kavuşmak olacak bayramları besbelli...

Hüzün var içimde, kalbim acıyor...

Lanet ediyorum bu kan sevicilere...

Geçmişte olduğu gibi günümüzde, gelecekte, her daim sürecek olan bir mücadele bu...

Tek avuntumuz tek tesellimiz Allah'ın taahhüdü...

Yine de sevdiğini canından koparıp toprağa gömmek zor geliyor zor...

Bu yüzden benim bayramımda hüzün var, gözyaşı var, dua var, şükür var...

Sadece iyi bir kul olma derdim var...

Bayramınız mübarek, sevdikleriniz yanınızda olsun duasıyla...

BAYRAM TATİLİ” Mİ YOKSA “TRAFİK CANAVARI FESTİVALİ” Mİ?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kardeşimin en büyük dertlerinden biri trafik kazaları…

Özellikle tatil dönemlerinde maalesef şehirlerarası yollar inanılmaz korkunç trafik kazalarına sahne oluyor...

Bayramın ikinci gününde olmamıza rağmen, trafik genel müdürlüğünün her türlü önlemi almasına rağmen şu ana kadar 103 trafik kazası oldu… Bu kazalarda 42 kişi vefat etti… 311 kişi yaralandı… Maddi hasar ise oldukça büyük...

Bu canavarlığın önüne nasıl geçeceğiz?” diye her dakika düşünen bir bakana ve tüm yaptırımlara rağmen…

Elbette bu problemin kaynağını iyi anlamak gerekiyor…

Ehliyetler özel şirketlerden alınmaya başladıktan sonra canavarlar yollara döküldü! Ayrıca olayın toplumsal-psikolojik boyutu da iyice araştırmalı ki, sonuçlara daha sağlıklı ulaşalım…

Bu olay sadece devlet denetimi ile aşılması mümkün olmayan bir trajedi…

Kişisel hırs ve komplekslerin en kolay ama bedeli en ağır dışa vurum şekli…

Her trafiğe çıktığımda en az iki üç otomobil sürücüsünün korkunç sonuçları olabilecek "makas atma" diye adlandırılan olayına şahit oluyorum…

Trafik kurallarına uymak neredeyse aptallık gibi algılanıyor… Bu sorunun çözümü bu kurallara saygılı nesiller yetiştirmek..

İçişleri Bakanlığının valilikler kanalı ile başlattığı ve her ilde açılması için talimat verdiği, çocukların trafik konusunda eğitim alabilmesini sağlayacak “Trafik Parkları” bir nebze dahi olsa gelecekteki sürücülerin daha bilinçli olmasını sağlamak açısından çok önemli bir girişim…

Uygulamasının Trafik Genel Müdürlüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı birlikte yapıldığı bu proje ümit ederim ki başarılı olur…

Daha bu bayram tatilinin dönüşü var!

İnşallah kazaların sayısı bu kadarla kalır...

TOPLUM OLARAK DELİRMİŞ GİBİ BİR HALİMİZ VAR!

At iziyle it izi zaten tahin ve pekmez gibi birbirine bulanıp karıştı…

Ülkemizde hiç bir inanç, hiç bir ideoloji tam anlamı ile yaşanmıyor desek yeri var...

Yaşama çabası içinde olanlar zaten susmayı tercih ediyorlar…

Özellikle sosyal medya aldı başını gidiyor… Bir anda linç edilenlerle, bir anda kahraman ilan edilenlerden geçilmiyor...

Bir anlık nefs tatminleri için koskoca ömürler harcanıyor… Adam zannettiğimiz kişiler yerini kof bir şekle bırakıyor… Nezaketin yerini hoyratlık, anlayışın yerini düşmanlık, hoşgörünün yerini öfke aldı… Ölüm bile hiç bir şekilde nasihat olmuyor… Koskoca bir anlamsızlık deryasında yüzer gibiyiz…Tutunacak dalların uçları diken dolu… Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup efeleniyoruz ilk önümüze çıkan kişiye…

Artık yeni bir şeyler söylemenin zamanı değil, artık eski güzel söylemlere tekrar tutunup kardeş ve aynı geminin yolcuları olduğumuzu hatırlama ve hatırlatma zamanı…

Bir günden kısa olan bu dünyayı cehenneme çevirmeye çalışan bu kadar çok kişi varken biraz olsun sakin kalma zamanı…

Kendimizi tekrar tekrar gözden geçirip hesap görme zamanı…

İnsan olmanın kıymetini bilme zamanı...

NOT: Şayet benim gibi dizi ve sinema tutkunuysanız size çok önemli bir dizi tavsiyem  var "When They See Us”. Sözde adaletin simgesi olan sahte kabadayı ABD'de geçen gerçek bir zulm hikayesi… Beş siyahi gence nasıl haksızlık yapıldığını ve seksenlerde geçen bu olayda Trump'ın nasıl bir ırkçı faşist olduğunu çok net ortaya koyan bu dört bölümlük diziyi bir nefeste seyredeceksiniz...

Tüm yazılarını göster