Bayraktar Akıncı

“Akıncı” insansız hava aracının yapım aşamalarını özetleyen belgeseli henüz izledim.

Siyah ekran, Yahya Kemal’in “Bin atlı o gün çocuklar gibi şendik/Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik…” dizeleri ile hareketleniyor.

Ardından bir tırın sırtında tentelenmiş TİHA’nın yolculuğu başlıyor.

Hedef pistte konuşan Selçuk Bayraktar:  “İleri teknoloji yapımı bir makineden çok daha fazlası; bizim için bir ruhu var…” diye tarif ediyor Akıncı’yı. O ruhu “Semalarımda hür, bağımsız olacağım; milletimizin iradesinin hikayesi…” “Havacılıkta akamete uğratılmış serüvenimizin yeniden doğuşunun hikâyesi” diye tanımlıyor!

(Çok büyük bir iddia!)

Ardından, evvelce Silahlı Kuvvetleri’mizin envanterine katılan İHA, DİHA ve 180.000 saatten fazla uçabilen TB2’lerin de şekillendiği üretim bandı sergileniyor.

“Yedi ayrı disiplinde çalışan uzman kadronun” ivedi faaliyeti ve eğitimli gençlerin kurumsuz yüz ifadesi eşliğinde!

Sonuç, gösterilen çabanın “20 metrelik kanat açıklığı, 1350 kg. milli, akıllı mühimmat taşıma kapasitesi ve 40.000 fit irtifada, havadan havaya taarruz kabiliyeti olan bir uçak. Ayrıca özgün yapay zekâ sistemi sayesinde, çevresel koşulların daha da farkında olan; kullanıcılarına ileri uçuş ve teşhis fonksiyonları sunacak özellikler ” ile bir ilk!

En önemlisi de Bayraktar’ın “havacılıkta akamete uğratılmış serüvenimizin yeniden doğuşunun hikâyesi” ifadesinden taşanlar.

Orada, İstanbul Rasathanesinin 1580’ de topa tutularak yerle bir edilmesiyle umutları gömülen Takiyyuddin’in; Cezayir sürgününde vefat eden Hazarfen Ahmet Çelebi’nin,  Yakın zamanda yaşamış Vecihi Hürkuş’un dirilen umutları var. Dahası tek tek öldürülen mühendislerimizin çaresizliği ile deşilmiş kalplerin tesellisi de… İsrail’den binbir eza ile alındıktan sonra bozuk çıkan, tamire gidip gelmeyen… Yapımcıdan izinsiz havalanmayan, uçsa da görüntüyü tel Aviv sansürüne yollayan Heron’lara mecburiyetten; utanç verici zorunluluktan kurtuluş var.

Kendini var eden kodlarla barışık, evlada yatırımın ülkeye yatırım olduğun gösteren Özdemir Bayraktar’ın çabası ile neler olabileceğinin ilanı bu belgesel. Yaşayan filmin sonunda ise, başarısızlığı süt hakkına bağlayıp ailesini tehlikeye koşmuş -asıl kahramanın-  değerli annenin eli öpülüyor. Aileyi asaletle şekleden, koca ülke gençliğine rol model yetiştirmiş bir fedakârlık örneği.

Teşekkürden çok daha fazlasını hak ediyor bu aile ve kurdukları ekip.

Dualarımız sizinle Bayraktar.

Tüm yazılarını göster