Ankara, seçim ve gündem

Sevda Noyan noyansevda@gmail.com

Dün Ankara'dan döndüm… Ankara'ya sevgili kardeşim ve İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'yu ziyaret amacı ile gittik ve döndük...

Kayıt dışı yapılan samimi sohbet sonunda söz geldi dayandı 23 Haziran'daki İstanbul seçimine… Süleyman kardeşim her zaman ve her konuda olduğu gibi bu seçim için de ciddi bir efor sarf ediyor… Onun ağzından kısa bir yorumu aktarmak boynumun borcu:

"Bu seçimde özellikle çok ciddi bir operasyon olduğu kesin, bizim tek bir amacımız var: halkın oyuna sahip çıkarak gerçek sonuca ulaşma yolunu açmak… Bu, İstanbul halkına bir borcumuz… Sonuç ne olursa olsun, verdiği oyun korunduğu bilmesini sağlamak seçmene karşı bizim görevimiz. İşte bu yüzden seçimlere kadar olabilecek tüm şerr ataklarını önlemek ve İstanbul seçmeninin sağlıklı bir şekilde oy kullanılmasını sağlamak için uğraşıyoruz.”

Ne diyelim, Süleyman Soylu kardeşim gibi canını tehlikeye atarak bu güzide vatanın birliği için koşturan tüm kardeşlerimizden Rabbim razı olsun…

AHMET HAKAN VE İMAMOĞLU

Seversiniz sevmezsiniz, kim ne derse desin Ahmet Hakan çok doğru bir program yaparak alkışı hak etti…

İmamoğlu'nun taktikleri karşısında dik durdu, sorularında ısrarcı oldu ve İmamoğlu bir anda çaresizlik içine düştü, acayip bir tavır sergilemeye başladı...

İmamoğlu ve ona umut ve de bel bağlamış tayfanın en önemli özelliği ise olayları anında kendi lehlerine çevirecek şekilde algı operasyonu yapmak...

Bu konuda çok iyi eğitimli oldukları aşikar…

“Tarafsız Bölge” programından sonra da aynı numarayı çektiler…

Daha programın bitiminin hemen ardından sosyal medya çalkalandı…

İmamoğlu'nun -tabiri caizse- “madara” olmasının üstünü örtmek için anında Ahmet Hakan'nın bir üst emirle programı kısa kestiğini yazarak “imaj tamir çalışması” yaptılar...

Benim en çok hayret ettiğim ise sözde entelektüel/aydın (!) olan zevâtın bu zokaları nasıl yedikleri…

“Afiyet olsun!” demekten başka bir söz aklıma gelmiyor...

MUHARREM İNCE'YE NE OLDU?

Bilenler bilir, ben CeHePe kökenli bir aileden geliyorum… CeHePe İzmir milletvekilliği yapmış, 72 yaşına rağmen hâlâ CeHePe’de aktif siyaset yapmaya devam eden dayım aynı zamanda arkadaşımdır...

İkimiz de konuşmayı sevdiğimiz için sohbetlerimizde zaman mefhumu yoktur…

Bu sabah da bir saati geçmiş olduğunu fark etmediğimiz uzunca bir sohbet yaptık…

Söz döndü dolaştı Muharrem İnce ve Ekrem İmamoğlu'na geldi..

Muharrem İnce'yi bozuk para gibi harcadıklarını hatırlatınca doğal bir savunmaya girdi ve konuşma şu minvalde gelişti:

"Aslında ben dahil bir çok kişi İstanbul için Muharrem İnce'nin aday olmasını istedik ve bu konuda oldukça ısrarcı olduk… Genel başkanı ikna edemedik, hatta sert çıkışlarımız oldu… Hepimiz ‘Ekrem İmamoğlu'nu kim tanıyor ki, neden o aday olsun?’ dediysek de dinletemedik… İmamoğlu aday olduktan sonra halktan gelen tepkilere bakınca Kılıçdaroğlu'nun tercihinde haklı olduğu gördük…” dedi dayım.

Bu noktada sözü ben aldım:

“İyi de dayıcığım Muharrem İnce'ye ne oldu? Düne kadar adam ülkenin kurtarıcısı konumundayken bir anda ‘ofsayt’a düştü, biraz ayıp olmadı mı?" diye yüklendim....

Dayım, “Evet dışarıdan o şekilde görünüyor olsa bile sonuç bizim açımızdan umut verici olunca bazen birileri kurban edilebilinir…” diye geçiştirmeye çalışsa da benden kurtulamadı...

"Dayıcığım samimi olarak itiraf et, oylar İmamoğlu'na mı verildi? Yoksa bu oylar Recep Tayyip Erdoğan karşıtlarının -ki, bunların kim olduklarını en iyi siz biliyorsunuz- birleşmesinin bir sonucu mu? Sence  bu bir yerel seçim mi, yoksa bir operasyon mu? Sonuçlarda usulsüzlük yok mu?"

Dayım maalesef çok usta bir siyasetçi atağı ile sözü çocuklarımıza getirip konuyu değiştirdi ve istediğim cevapları alamadım...

CeHePe’li olsa da dayım benim kıymetlimdir…

Canı sağolsun...

İKİNCİ VATANIM AVUSTURYA'DA NELER OLUYOR?

Avusturya gizli çekilmiş bir video ile sarsıldı ve ardından istifalar geldi…

Olaylar, zaten hiç haz etmediğim faşist, ırkçı ve İslam düşmanı Özgürlük Partisinin lideri Başbakan yardımcısı Heinz Christian Strache'nin seçim öncesi kamu ihalelerini vaad ettiğinin açığa çıkması ile başladı…

Bence çok iyi oldu…

Bakalım 27 Mayıs güven oylaması sonucu nasıl olacak…

Görünen o ki Avusturya'yı erken seçim bekliyor…

Bila istisna tüm partiler seçim stratejilerini İslam üzerinden yapıyorken ve “İslamofobi”yi her geçen gün faşist ideolojileri ile semirtiyorlarken, AB ülkelerinin geleceği çok iç açıcı görünmüyor…

Eeee, “Alma mazlumun ahını, çıkar ahesete aheste!” demiş atalarımız…

NOT: Benim en büyük servetim torun sahibi olmamdır...Yaşları 10, 8 ve 4,5 olmasına rağmen onlardan o kadar çok şey öğreniyorm ki, genellikle şaşkınlığımı gizleyemiyorum… Geçtiğimiz gün yiyecek alışverişi yapmak üzere birlikte markete gittik… Market oldukça kalabalıktı. Kasaya geldiğimizde büyük torunum Nemira bana döndü ve dedi ki: "Acaba biz her alışveriş yaptığımızda, kendimize aldığımız kadar yiyecek de bir fakir aileye alsak, herhalde ülkemizde hiç fakir ve istediğini alamayan kalmaz değil mi?”

Bu, cevabını içinde barındıran soruya “Elbete!” dedim ve ona sıkıca sarıldım....

Tüm yazılarını göster