50+1, 40'tan büyüktür!

Sevda Noyan noyansevda@gmail.com

Yazımı yazmaya başladığım saatlerde başkanımız Recep Tayyip Erdoğan
Kızılcahamam'da canlı yayında açıklama yaptı: “Biz milletle %50+1 olarak akitleştik, bizim böyle bir gündemimiz yok!” diye…
Bizim de:
Neden?
Niçin?
Niye?
…diye Faruk Çelik'e sormamız gerekiyor...
“Başkanlık seçimi ile ilgili seçilme oranın %40’a indirilmesi gerekir!” diye ortaya pimi çekilmiş bomba gibi attığı iddianın amacını...
Faruk Çelik'i çok eskilerden tanırım, Bursa'da Saadet Partisinde siyaset yaptığı zamanlardan… Kendisine ulaşmaya çalışıyorum… Çünkü gerçekten bu tartışmanın amacını çok merak ediyorum!
Artık aktif siyasette bulunmayan (nedenini sağlık sorunları olarak biliyorum) Faruk Çelik için Recep Tayyip Erdoğan "aynaya baksın" ifadesini kullandı ve bu benim aklımı kurcaladı…

Son zamanlarda sık sık AK PARTİ'de siyaset yapmış ve üst düzey karar
mekanizmalarında çalışmış, lideriyle dava yoldaşlığı yapmış zatların bu tür acayip çıkışlarına tanık oluyoruz...
Bunun bir tür hazımsızlık ve kibir olduğu kanısı oldukça yaygın halk arasında…
Genellikle kendisini vazgeçilmez zanneden bu kişiler -ki, sayıları oldukça kayda değer! -aktif siyasetteki rollerini bir şekilde yitirince, efendi gibi kenara çekilip hayatına devam edemiyorlar bir türlü...
Şayet makam ve mevki sahibi olduğu süreçte bu sorumluluğun hakkını vermişsen, zaten milletten duanı almış ve kalbin mutmain olmuş bir şekilde torunlarını büyütür, yıllarca yolunu gözleyen hanımınla emeklilik hayatı yaşarsın…

Amma ve lakin bu işlerin bu seviyede olmadığını üzülerek görüyoruz...
Gözlerini bürüyen hırs öyle işler yaptırıyor ki bu zatlara, milletin içine çıkacak halleri kalmıyor...

Bu iflah olmaz hırsına gem vuramayanların başını Abdullah Gül ve Ahmet
Davutoğlu çekiyor…

Bu liste öyle uzun ki yaz yaz bitmez...
Siyasete nasıl başladığın ve yaptığın işlerin yanında sonunu nasıl getirdiğin çok daha önemlidir…
Son tahlilde bilindik bir sözle kapatalım bu mevzuyu: ”Mezarlıklar kendini vazgeçilmez zanneden insanlarla doludur”

MEHMET VE HATİCE GÖRMEZ KARDEŞLERİMİZLE İLE HASBİHAL VE İLİM DOLU SAATLER…

Eski Diyanet İşleri Başkanı olan Prof. Dr. Mehmet Görmez ve ailesi ile çok eskilere dayanan bir dostluğumuz vardır...
Geçtiğimiz hafta sonu Mehmet Görmez hocam, yoldaşım ve dava arkadaşım Munib Engin Noyan'nın davetine eşi Hatice hanım kardeşim ile birlikte icabet ettiler...

Evlatlarımızın Sapanca'da sahip oldukları mekanlarını bizlere ve misafirlerimize açmaları sayesinde çok özel bir zaman geçirdik...
Yüz kişiye yakın bir misafir gurubu ile yaptığımız Allah Rasulünü (ASVS) daha iyi anlamamızı sağlayan hadis odaklı sohbet, hepimize ilham kaynağı oldu...
Mehmet Görmez kardeşim gerçek bir Kuran Ehlidir…
Benim tanıdığım en mütavazi alimdir…
Bilgisini öyle içten ve duygusal paylaşır ki, sizi ihya eder...
Ben kendi adıma Hatice ve Mehmet kardeşimle her görüşmemde onları tanıdığım için Rabbime şükrediyorum...
Sadece ülkemizde değil, bir çok Müslümanın yaşadığı ülkelerde de yaptığı çalışmalardan ve herkesle gönül bağını kurmayı başardığı için, çok sevilen kardeşimden Rabbim gani gani razı olsun...
Geldiği makamda aldığı sorumluluğu en güzel şekilde yerine getiren, mütavazi ve naif tavrı ile gönüllere hitap eden kardeşim ve ailesine selam olsun!

EY EKREM İMAMOĞLU DANIŞMANLARINA DÖN DE BİR BAK!!!

Olan oldu, Ekrem İmamoğlu maalesef İstanbul İBBBB oldu…
Tamam, oldu olmasına da bu ne biçim bir temsildir, şaştık kaldık!
Etrafındaki danışmanları, “çok biliyorum tayfası” hiç mi akıl vermez yol göstermezler, anlamak mümkün değil...

Tamam seçildin, makamına kavuştun…

Avrupa'da bir ülke kadar büyük olan bu dünya metropolünü yönetmek için şöyle biraz yavaş olsaydın, tatilden dönüp baksaydın, inceleseydin, zaman ayırsaydın…

Zaten işler gidiyor, yıllardır yerleşmiş bir sistem var… Elbette eksik ve yanlış vardır… Amma ve lakin tıkır tıkır giden işlere çomak sokmak, sistem ve program değişikliğine gitmek sadece seni değil tüm İstanbulluları sıkıntıya sokar! Metrobüs olayında olduğu gibi..
Göreve geldiği günden beri ne akla hizmetse, seçim sürecinde verdiği sözlerin ve vaadlerin tam tersini uygulayarak daha şimdiden oy verenlerin pişmanlık duymalarına neden oldu...
Ekrem Bey, ya acil size bu akılları verenleri değiştirin!
Şayet kendi aklınızla hareket ediyorsanız, aklınızın bakış açısını değiştirin!
Bu bir İstanbul'lu olarak size tavsiyem…
Yoksa hayal ettiğiniz, gelecekte sizi CeHePe genel başkanlığı veya başkanlık adaylığı için gaza getirenlerin gazları da çabuk kesilir!
Bunu da bir köşeye yazın!
NOT: Bu yıl nasıl bir virüs kaptıysam, çok sevdiğim hazan mevsimini yatakta geçiriyorum...Tam bir aydır helak oldum… Tam iyileştim diye sevinirken, hoooppp yine hapşırma, burun akıntısı, boğaz ağrısı kendimi tekrar yatakta buluyorum… Ev ecza deposu ve işkembeci salonu gibi oldu… Önerilen ilaçların yanısıra sarımsak,
zencefil vs tüm işe yarar diye duyduklarımı kullanıyorum… En kötüsü de
hareketsizlikten zaten fazla olan kiloma kilo eklendi… 56 yaşımın baharında aklımı
başıma toplayıp kendime iyi bakmam gerektiği mesajını alarak hayatıma devam
ediyorum...

Tüm yazılarını göster