Sultan II. Abdülhamid Süleyman Mabedi’ni restore ettirmişti

Sultan Abdülaziz tahta geçtikten kısa bir süre sonra Süleyman Mabedi’nin restorasyona başlanılmıştı

Prof. Dr. Metin Hülagü
Prof. Dr. Metin Hülagü

Sultan Abdülhamid Yahudilere yönelik hizmetlerinden birisi de bugün Yahudilerin yıkmak istediği Kudüs’teki Süleyman mabedini restore ettirmiş olmasıdır.

Süleyman Mabedi yahut diğer bir ifade ile Süleyman Tapınağı, bugünkü Tevrat'a göre, Kudüs'teki ilk Yahudi tapınağıdır. Peygamber Hazreti Davud’un yine kendisi gibi peygamber olan oğlu Hazreti Süleyman tarafından inşa ettirildiği kabul edilir. Kudüs’te yer alan bu mabed, Yahudilerce kutsal sayılır (Bet Hamikdaş - Kutsal Ev) ve Hazreti Süleyman tarafından yapıldığı için de “Süleyman Mabedi” olarak anılır.

Sultan Abdülaziz tahta geçtikten kısa bir süre sonra Süleyman Mabedi’nin restorasyona başlanılmıştı. Avusturya-Macaristan İmparatoru Francis Joseph de o sıralarda Kudüs’ü ziyaret etmekteydi. Bu nedenle başlatılmış olan restorasyon çalışmasına şahit olmuştu. Ancak restorasyon çalışmaları kesintiye uğramış ve tamamlanamamıştı.

Sultan II. Abdülhamid yarım kalan ve son beş yıldır herhangi bir işlem yapılmayan Mabed’in restorasyon çalışmalarının yeniden başlatılmasını Kudüs Mutasarrıfı olarak görev yapmakta olan Rauf Paşaya 1881’de kat’i bir surette irade etmişti.

Rauf Paşa 1876-1881 yılları arasında Kudüs valiliği yapmış ve bu görevini başarı ile icra etmişti.

Aynı yıl güney Kudüs bölgesi Yahuda’yı Hac vazifesi için ziyaret eden Avusturya veliahdı Archduke Rudolph’un da Sultan Abdülhamid’den bu yönde bir talebi olmuştu.

Archduk’ün bu talebi Sultan Abdülhamid tarafından olumlu karşılanmış ve ayrıca onun Mayıs ayındaki ziyaretini kolaylaştırmak için Kudüs-Nablus arasındaki yol da ıslah edilmişti.

Said ve Raif Efendiler, verdiği talimatları Kudüs Valisi’ne iletmek ve gerekli tedbirlerin alınarak restorasyonun bir an evvel tekrar başlamasını sağlamak üzere Abdülhamid tarafından Kudüs’e gönderilmişlerdi.

Sultan Abdülhamid ayrıca Mutasarrıf Rauf Paşaya Süleyman Mabedi’nin önündeki meydanı tüm çöplerden arındırması, çevredeki gereksiz bitkileri temizleyerek etrafı temiz ve nezih tutması için kesin talimat vermişti.

Sultan’ın bu yöndeki talimat ve iradesi üzerine Sülayman Mabedi’nin restorasyon çalışmalarına yeniden başlanılmıştı.

O güne kadar harcananlar bir tarafa, restorasyonun tamamlanmasının o günkü parayla 18.000 liralık bir bütçe gerektirdiği öngörülmüştü.

Yahudiler kadar Hristiyanları da gözeten Sultan Abdülhamid Kudüs’te yaşayan Hristiyanlar için Siyon Dağı’nda bir kilise yapılmasına müsaade etmişti. Sadece kilisenin yapılmasına izin vermekle yetinmemiş inşaat için gerekli olan arsayı da Alman İmparatoru Wilhelm’e Kudüs ziyareti vesilesiyle hediye etmişti. Papa adına Kudüs Piskoposu ilk taşı inşaat temeline koymuş ve inşaat fiilen başlamıştı.  

Gerek Hristiyanlar gerekse Yahudiler Sultan Abdülhamid’e bu ihsanından ötürü minnettardı.

Kudüs ve Filistin konusunda gayet hassas olan Sultan Abdülhamid bu beldeye yönelik olumsuz bir imaj oluşturulması gayretlerini de önlemeye çalışmıştı.

Bu anlamda Kudüs’teki sosyo-politik uygulamaları muayyen noktaları itibarıyla tenkit eden Karl Baedeker’ın Palestine and Syria: Handbook For Travellers (London 1894) -Filistin ve Suriye: Gezginlere Rehber- adlı kitabının Osmanlı coğrafyasında satılıp okunmasını yasaklamıştı.

 

 

 

Diğer Yazıları