Yeniçağ gazetesinin hikâyesi

İlhami Yangın

İlhami Yangın

Türk milliyetçiliği hareketi, 1940’lı yıllarda, birbirinden bağımsız, yüksek kültürlü şahıslardan oluşan, geniş bir üst kadroya sahipti. Özgür düşünebilen, ikbal beklentisi olmayan bu ekip, çok sayıda kaliteli kitap ve dergi yayımlıyor, milliyetçi camia bu eserlerden besleniyordu.

O tarihlerde gerçekleşen 1944 davası sanıklarına göz atarsak kadronun zenginliği hemen göze çarpar. Hasan Ferit Cansever, Fethi Tevetoğlu, Hüseyin Nihal Atsız, Nejdet Sancar, Zeki Velidi Togan, Orhan Şaik Gökyay, Hikmet Tanyu, Reha Oğuz Türkkan vs.

İçlerinde ordinaryüs profesörler de bulunan bu zümre o tarihlerde Türkiye’ye yön veren kitaplar kaleme almış, sayısız dergi çıkartmıştı.

Fikriyat konusunda Türk milliyetçilerinin bariz üstünlüğü vardı.

Milliyetçi hareket partileştikten sonra Nihal Atsız, Necip Fazıl, Muzaffer Özdağ gibi çok sayıda fikir adamı camiadan dışlandı.

Nitelikli dergiler, kitaplar azaldı. Kaliteli fikir üretimi sekteye uğradı.

Bunun nedeni Alparslan Türkeş’in çok seslilik istememesiydi.

Türkeş, 1960 ihtilalinden sonra Başbakanlık müsteşarı olmuştu. O tarihte başbakan Adnan Menderes hapiste olduğu için Türkeş fiili olarak başbakanlık yapıyordu.

Zeki Saraçoğlu bu günlerde Türkeş’in yanında yedek subay olarak görev yaptı.

Türkeş, MHP kurulduktan sonra sadece Zeki Saraçoğlu’nun camiaya seslenen gazete çıkarmasına müsaade etti.

Zeki Saraçoğlu 1972 yılında Hergün gazetesini, 1974 yılında ise Ortadoğu gazetesini yayımladı.

Bu gazetelerde sadece Türkeş’in istediği kişiler yazıyordu.

Hergün ve Ortadoğu dışındaki gazeteleri istemeyen Türkeş dergileri de budadı. Sadece Ülkü Ocakları dergi çıkartıyordu.

Doğal olarak milliyetçi ideoloji kısırlaştı, sığlaştı, slogan seviyesinden öteye gidemedi.

Aksiyoner Türk milliyetçiliği fikriyatı gitmiş, sosyalizm ve komünizm karşıtı reaksiyoner bir hareket doğmuştu.

Böylelikle sol fikriyat bütün cephelerde öne çıktı.

12 Eylül darbesi sonrasında Türkeş ve MHP kadroları tutuklanınca İstanbul’da Yeni Düşünce gazetesi yayımlandı. Türkeş tutukluluğu kaldırılınca Yeni Düşünce gazetesini Ankara’ya taşıttı, gazetenin imtiyazını en yakınındaki isim olan Rıza Müftüoğlu’na devrettirdi.

Bu tarihlerde bir de Ortadoğu gazetesi yayımlanıyordu.

İki gazeteyi de gelişmek büyütmek isteyenler oldu, bu gazeteler haricinde milliyetçi camiaya başka gazete çıkartmak isteyenler de vardı. Ancak, Türkeş izin vermedi.

Tabanın isteği göz önüne alınarak Hergün gazetesi 1990’lı yılların başında yayına başladı. Türkeş, Hergün’ün imtiyazının Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’a verilmesini istedi. Bu gazete de büyütülmedi.

Camiadaki gazete eksikliğini gören bir kısım akademisyen Devlet Bahçeli etrafında toplanarak Milliyetçi Çizgi adında bir gazete çıkardılar. Gazete biraz büyümüştü ki, Türkeş derhal kapatılmasını emretti. Gazetenin yayını durduruldu.

151220161326508427307_3.jpg

* Yeniçağ’ın nüvesi Yeni Sayfa

Mehmet Ali Altındağ medrese eğitimi görmüş bir imamdı.

Diyarbakır belediyesi önünde çakmaklara gaz dolduran, kaçak saat, çakmak, gözlük gibi malzemeler satan Mehmet Ali Altındağ her nasıl olduysa askeri ihalelere girmeye başladı. Öyle bir zaman geldik ki, kışla, garnizon, askeri üs ihaleleri ardı ardına Mehmet Ali Altındağ’a verildi.

Mehmet Ali Altındağ kısa sürede trilyoner oldu. Türkiye’nin en zenginleriyle boy ölçüşecek seviyeye gelmişti. Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde binaları, apartmanları, plazaları, benzinlikleri, tesisleri vardı.

Mehmet Ali Altındağ 1990’lı yılların ortasında gazete işine girdi. Yeni Sayfa adında bir gazete yayınlanmaya başladı.

Yeni Sayfa’nın kadrosunu Ülkücü gazeteciler oluşturuyordu. Ben de bu ekipteydim.

İşin garip tarafı Mehmet Ali Altındağ’ın Kürt asıllı bir Nurcu olmasıydı.

Mehmet Ali Altındağ ile birkaç kez sohbet ettim. Dört dörtlük bir İslamcıydı. Türk milliyetçiliği ile uzaktan yakından alakası yoktu.

Bu özellikler milliyetçi bir gazete çıkartmak için aykırı durumdu.

Buna rağmen, en keskin milliyetçi yazarları ve gazetecileri bir araya getirerek milliyetçi bir gazete kurmuştu.

Yeni Sayfa kadrosundaki bazı gazeteciler ve yazarlar, devlet içerisindeki derin bir yapıyla irtibatlıydı. Güçlü bir gazete kurulmasını ve bu kadronun iş başına getirilmesini de söz konusu derin yapı istemişti.

Yeni Sayfa gazetesi okuyucularına kupon karşılığı kol saati vererek yayın hayatına atıldı. Saatler çok kaliteliydi. İsteyen okuyucular gazete bürolarına gelerek saatleri görebiliyordu.

Mehmet Ali Altındağ, Hürriyet, Sabah, Milliyet gibi gazeteleri fersah fersah geçecek bir gazete çıkartacağını söylüyordu. Bunun için İstanbul’da dev bir plaza inşa etmeye başladı. Plaza bittiğinde diğer gazetelerin plazalarından çok daha büyük olacaktı. Aynı zamanda matbaa inşaatına da başlandı.

Promosyonla piyasaya çıkan gazete birkaç ay içerisinde 70 bin tiraj yakaladı. Yavaş yavaş yukarı tırmanıyordu ki, Mehmet Ali Altındağ aniden gazeteyi kapattı.

Ne olduğunu kimse anlamamıştı.

Bu arada Mehmet Ali Altındağ’ın işyerleri PKK tarafından basıldı, iki oğlu ardı ardına halen çözülemeyen esrarengiz bir şekilde hayatlarını kaybetti.

* Yeniçağ gazetesi

Devlet Bahçeli MHP Genel Başkanı seçilince Turgut Altınok partiden ayrılarak AK Parti’ye geçti.

Böylelikle Hergün gazetesi kapandı. Ülkücü camiaya seslenen bir tek gazete Ortadoğu kaldı.

Ortadoğu haber ve yorum yönünden çok kalitesiz bir gazeteydi.

Devlet Bahçeli MHP Genel Başkanı olduktan sonra Siyaset Ekseni adında bir dergi çıkartmaya çalıştı. Dergi bir müddet okuyucu topladıktan sonra günlük gazete haline getirilecekti. Ancak, onca imkâna rağmen, çok kalitesiz bir dergi çıkartıldı, bu nedenle tutmadı.

Bu defa başka bir işadamı Ahmet Çelik devreye girdi; Devlet Bahçeli ile görüşerek, MHP tabanına hitap edecek haftalık bir gazete kurmak üzere rızasını aldı.

Ahmet Çelik, Yeni Sayfa gazetesinin kadrosunu az bir değişiklikle bir araya getirerek Kurultay adında haftalık bir gazete kurdu.

Bu kadroya beni de davet ettiler. Yeni Sayfa’nın operasyon gazetesi olduğunu bildiğimden, aynı kadronun yer aldığı Kurultay gazetesine katılmadım.

Partinin ve ocakların desteği ile Kurultay gazetesi tuttu. Ahmet Çelik bir müddet sonra Devlet Bahçeli ile görüşerek Kurultay’ı günlük gazete haline getireceğini söyledi ve desteğini istedi.

Bahçeli gereken desteği vereceğini söyledi, bu arada gazetenin ismini de önerdi; Yeniçağ.

Haftalık Kurultay gazetesi kapatılarak günlük Yeniçağ gazetesi 2002 yılında piyasaya sunuldu.

Partinin ve ocakların desteği ile Yeniçağ gazetesi de tuttu.

Nihayet MHP’nin eli yüzü düzgün bir gazetesi oldu denilirken Yeniçağ gazetesi piyasada tuttuktan kısa bir süre sonra MHP lideri Devlet Bahçeli aleyhinde yayın yapmaya başladı.

Az bir zaman daha geçti ki Yeniçağ gazetesi Fethullah Gülen’e yanaştı. Öyle ki, Fethullah Gülen ve Cemaat aleyhinde gazetede haber yorum yapılması yasaklandı. Cemaat aleyhinde yorum yapan Ankara temsilcisi ve köşe yazarı Sabahattin Önkibar ile bazı yazarların işine son verildi.

Yeniçağ gazetesi bununla kalmayıp bir adım daha atarak bu defa Fethullah Gülen Cemaatinden bazı kilit isimleri köşe yazarı yapmaya başladı. Ancak, Cemaat operasyonları başlayınca bu yazarlar gazeteden ayrıldı. Gazete arşivindeki yazıları da silindi.

Diğer Yazıları