Vuslat Doğan Sabancı'nın veda yazısındaki 5 büyük hata...

İzzet Çapa

İzzet Çapa

Fikret Ercan’ın 50 yıla yakın çalıştığı Hürriyet’ten gönderilmesinden tam dört gün sonra, sonunda kurumdan bir açıklama geldi. Açıklamayı yapan isim, amiral geminin patroniçesi Vuslat Doğan Sabancı’ydı. Gelelim akıllara zarar veda mektubunun stratejik yanlışlarına, masallarına...

BİR Fikret Ercan’ın gidişiyle ilgili dün Oray ve naçizane bendenizden başka kimse bir şey yazmadı. Koca Hürriyet’in hiçbir yazarı, Fikret Abi’lerinin ardından tek satır bile kaleme almamıştı. Tam bugün de kimseden çıt çıkmıyor derken ben, veda yazısı yayınlandı. Madem 50 yıllık çalışanınız, madem sizin için bu kadar önemliydi neden gönderdiğiniz gün sıcağı sıcağına veda etmediniz, yoksa benim yazı yazmamı mı beklediniz? Size veda etmeniz gerektiğini hatırlattıysam ne mutlu bana... Düne kadar hiçbir şey yazmayarak ayıp ettiniz, bugün benim yazımdan sonra veda ederek de o ayıbın üzerine tüy diktiniz!

[haber=99480]

İKİ Eminim dört gündür sessizliğini koruyan Hürriyet yazarları, patronun bugün ateşlediği işaret fişeğinden sonra yarın kalemlerine sarılacaklar. Fikret Ercan’ın ne muhteşem bir gazeteci ve ne yüce gönüllü bir insan olduğunu uzun uzun anlatacaklar. Ama maalesef geç kaldılar. Sanat dünyasının ünlülerinin sosyal medyada gösterdiği basireti bile gösteremediler. Yarın yazılacak bütün veda methiyeleri, bugünkü Vuslat Hanım’ın açıklamasından sonra artık kadük kalmıştır. Bu hazin trajik cesaretsizlik, samimiyetsizlik ve vefasızlık da, artık ne yapsalar nafile, Hürriyet’in ‘ayıplar defterine’ bir utanç sayfası olarak kazınmıştır. Bu da böyle biline...

ÜÇ Hürriyet’e yarım asır emek vermiş bir adama veda yazısı yazarken, ona isnat edilen bir takım size göre iftiralardan bahsederseniz, en hafifinden o ithamları önemsediğinizi, ciddiye aldığınızı da itiraf etmiş olursunuz. Nitekim öyle yapmış Vuslat Hanım. Ve elli yıllık bir çalışanına veda ederken, meselenin bu taraflarına vurgu yapma ihtiyacı hissederek, “Arap Fiko” için yıllardır medya kulislerinde konuşulan dedikodu kazanına bir odun da kendisi atmış. Hem de en yanlış zamanda, hem de en kallavisinden...

DÖRT Fikret Ercan’ın yetiştirdiği gazetecilerden bahsediyor patroniçe yazısında. Ayan beyan yalan! Babıali’nin ucundan köşesinden geçen herkes bilir ki, Hürriyet’in yazı işlerindeki en kritik pozisyonlarda bulunan isimlerin hepsi Sabah ekolünden gelmiştir. Dünün Emre İskeçeli’si, şimdilerdeki ikinci adam Emre Oral, Cenk Öz Sabah’ta yetişmiş gazetecilerdir. Ama zaten Hürriyet’in de üst aklı, bir zamanlar Sabah Gazetesi'nin en önemli ismi Zafer Bey değil mi?

BEŞ “Sağdan soldan atılan iftiralar” buyurmuş Vuslat Hanım yazısında. Peki nedir bu iftiralar; kim bu iftiracılar onları da anlatsanıza! Danışmanlarınız sizi hiç mi uyarmıyor; nerede bu yazının 5N1K’sı Vuslat Hanım? Asıl isim vermeyerek birilerini, kim bilir belki de beni siz itham etmiyor musunuz?

Oysa ben açık açık yazmıştım mekanlarımın yıkılması için perde arkasında devreye soktuğunuz hukuk bürosu ve yöneticilerinizin adını... Ve haddinizi aştığınız bir konuşmada, hatırlarsınız telefonu hiç adetim olmamasına rağmen yüzünüze kapatmıştım.

Zamanı gelmişken, muhtemelen unutmamışsınızdır ama size bir şey daha hatırlatayım...

İstifamı öğrenince beni çağırdığınız Altunizade'deki holding binanızda konuşmamız "Bugün bunları hemen kovmam lazım, bana yardım et" feryadınızla bitmişti. Ben de size "Durun acele etmeyin Vuslat Hanım" demiştim. Var mıydı o isimler arasında Fikret Ercan? Hafızanız sizi zorlarsa o zamanki CEO'nuza sorun!

Sözün özü, sizin bu masallarınıza, nalıncı keseri misali her meseleyi kendinize yontmalarınıza artık kimseler inanmıyor, inanmaz!

Bakın madem öyle, şimdi bir kez daha kamuoyu önünde açık açık soruyorum size...

Madem bu kadar kıymetliydi, dürüstlük abidesiydi, peki tam da ustalık döneminde neden gönderdiniz Fikret Ercan’ı?

Üstelik Hürriyet’in son 50 yılındaki bütün derin operasyonlarını yöneten Fikret Ercan, bir gece öncesinde, ertesi gün başına geleceklerden habersiz Papermoon’da kadeh kaldırırken Ajda ve magazinin paşalarıyla...

Madem bu karşılıklı bir vedalaşma, sorarım size bir gece önce hangi yeni projeleri kutluyordu Fikret Abiniz...

Ve niye hüzünlü, buruk şeyler paylaşıyor o günden beri sosyal medya hesaplarından?

Söyleyin Vuslat Hanım, Fikret Ercan’ı mı kandırıyorsunuz yoksa Hürriyet okurlarını mı?

Yoksa korkarım hepimizi mi?

Şimdi yazınızda bahsettiğiniz o kaya kimmiş, yel nereden esiyor, sizin filikada vaziyet ne; ona da okuyucular karar versin...

Diğer Yazıları