Valiler veli olmadığı sürece

Hüseyin Kaya

Hüseyin Kaya

Yazımızın başlığı bir cümlenin de başıdır.
“Valiler veli olmadığı sürece toplum deli üretmeye devam edecektir.”
“Vali-veli-deli “bir yaşam üçlemesidir.
Bir kaç gün önce yeni valiler kararnamesi yayınlandı.Bu konudaki düşüncelerimizi yazmakta gecikince hemen arkasından,Almanyanın Ermeni soykırımı tasarısını kabul etmesi gündemi belirlemiş oldu.Bu konuyu sonraya bırakarak “valiler kararnamesi”bağlamında değerlendirmelerimize devam edelim.
Vali bugünkü teşkilat yapımızda,merkezi idarenin bir ildeki en yetkili idare amiridir.Yerel yönetim anlamında da il özel idaresinin başında görev yapan kişidir.
İnsanlık tarihinin merkezi yönetimlere geçişi ile birlikte başka adlar altında da olsa valiler bir beldenin,bölgenin yöneticisi olarak görülmüşlerdir.
Valiler,görev yaptıkları şehrin tüm sorunları ile ilgili görevli addedilmiştir.
İslam medeniyeti öncesi de bir çok devletler kendilerine bağlı bölgelerde yönetimi valiler aracılığıyla sürdürmüşlerdir.
Valilerimizin örnek alması gerektiği dönem ise İslam medeniyetinden sonraki uygulamalardır.
Hz.Muhammed (sav)’in İslam’ın yayılmasından sonra görevlendirmiş olduğu valiler muhteşem yönetimler göstermiş örneklerdir.Aklımıza hemen Muaz Bin Cebel Hazretleri geliyor.Yemen valiliği sırasındaki uygulamaları tüm valilerimize örnek olacak türden.İnsanlığa örnek bir çok vali yöneticiden bahsetmek mümkün.Biz bir yöneticide valide olması gereken özellikleri tekrarlamak isteriz.
Adalet,basiret,feraset,ilim,yüksek ahlak,cesaret,eşit muamele,dirayet ve en önemlisi istişare özelliklerinin olmasıdır.
Buna rağmen yöneticilerimizin bir çoğunda bu özelliklerin bir çoğu bulunmamaktadır.
Yanlı davranma,tembellik,durumu idare etme,yetkilerinden şahsi çıkar sağlama,bulunduğu makamın hakkını verememe alıp başını gitmiştir.
Yerinde kalma veya daha iyi bir yere atanma konusunda harcadıkları zaman ve efora bakarsanız bir çok valimiz görev yapamaz haldeler.
Bir çoğu bağlı oldukları meşrep ve yapılar nedeniyle milleti ve devleti unutup ait oldukları yerlere hizmet etmiştir.Devletin imkanlarını kullanma konusunda bir hassasiyet kalmamıştır.
Bir çok konuda olduğu gibi yöneticilerimizin daha verimli olabileceği objektif,gelişmiş bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır.Diğer yandan valilerimizin daha çok ilim sahibi olmaları sağlanmalıdır.
Merkez valisi denilen kavram dönüştürülmeli ve merkeze alınan valilerin tecrübelerinden faydalanılacak yeni yöntemler geliştirilmelidir. Örneğin bir çok hukuk fakültesinde idare hukuku dersleri boş geçmektedir.Daha çağdaş bir yönetim için STK ‘larla ortak projeler geliştirilip faydalı olmları sağlanır.TİKA tecrübeli merkez valilerimizden faydalanarak etki alanımızdaki ülkelerde çalışmalar yapabilirler.
Valiliğin başlangıcı olan kaymaklarımızın istisnasız İngiltereye gönderilmesinden derhal vazgeçilmelidir.Bin yıllık güçlü devlet tarihi olan bir ülkenin stajyer öğrenci gibi kaymakamlarını dışarıda eğitilmesi kabul edilemez bir şeydir.
Niyetimde valilerin ironi dolu örneklerine ve mizah üreten tutumlarına da değinmek vardı fakat çokta uygun kaçmayacacağını düşündüğümden bundan vazgeçtim.Belki bir kararname vesilesiyle de “Merkez Valileri ve Sonsuz Umutları” adlı bir yazı yazarız inşaellah.

Diğer Yazıları