Şu an havamızın derdi: Omega!

Mikdat Kadıoğlu

Mikdat Kadıoğlu

Bugünler havalar ısındı ve bazı güneydeki şehirlerimizde de hava sıcaklıkları bile rekor kırdı. Biz meteoroloji mühendisleri uzun süren sıcak havaların arkasındaki fiziksel/dinamik nedenlere bakarız. Öyle ezbere klişeler ya da sloganlar ile olanları açıklamak bize yakışmaz…

Bazen bilmemek de daha iyidir; hemen “küresel ısınma” filan der işin icinden kolayca çıkabilirsiniz. Önce şunu söyleyeyim: “Küresel ısınma” değil; “küresel iklim” değişikliğidir esas problem ve doğru olan kavram. Ondan sonra bugünler yaşadığımız sıcak havalar gündelik hava olaylarıdır. İklim ise çok daha farklı bir şeydir. Yani hava ile iklimi birbirine asla karıştırmamamız gerekir; havaya bakıp iklim hakkında konuşmamalıyız.

Hava durumu, olan yani şuan yaşadığımız; iklim ise olmasını beklediğimiz hava durumudur. İklim genellikle otuz yıldan daha uzun bir sürede yaşanmış hava olaylarının bir özetidir. Örneğin bu gün çok sıcak demek hava; İstanbul’da yazları havalar sıcak geçer demek iklim oluyor. Biraz zor olacak ama eğer hatırlarsanız Haziranın ikinci haftasına kadar havalar İstanbul’da çok serindi. Epey kişi o zaman soğuk havalardan şikayet ediyordu ama kimse “iklim değişti buz çağına giriyoruz” demiyordu. Şimdi sıcak havalarda ise nedense hemen iklim değişti, küresel ısınma var filan diyoruz. Böyle olursa, Yani günlük hava durumunlarına bakarsak, her gün bir buzul çağına ya da sıcak bir çağa girer çıkarız…

Ayrıca eğer bu sıcak havalar “küresel iklim değişikliği” ise neden şuan Avrupa bize göre daha serin? Aşağıdaki haritadan da görülebileceği gibi Avrupa bir oluğun etkisinde kuzeyden soğuk hava akışına maruz. Türkiyeden Moskovaya kadarlık bir alanda ise bir yüksek basınç sırtı ile Mısır üzerinden gelen sıcak hava hakim. Yani olay “küresel” değil! Omega harfine benzer bir basınç sisteminin etkisindeyiz. Omega harfinin bir bacağı Avrupa’da, ortası da Türkiye üzerine karşılık geliyor…

220620161106058727495_3.jpg

220620161106258723072_3.jpg“Efendim işte iklim değişti ve hava sıcaklığı rekorları kırıldı”. Meteoroloji, sporcular gibi rekor kırar. Hatta rekorlar kırar demek daha doğru. Sporda hep en hızlı, en yüksek gibi tek yönde rekor kırılırken meteorolojide en soğuk, en sıcak gibi iki yönde de rekorlar kırılır. Her gün Dünya’nın herhangi bir yerinde günlük hava sıcaklığı, yağış vb.inde rekorlar kırılmaktadır. Meteorolojik rekor kırılmayan gün neredeyse yok gibidir.

Hiç değişmeyen bir yerde, istatistiğin şans kanunlarına göre de belli bir sayıda rekor kırılması çok normaldir. Örneğin 70 yaşına kadar yaşamış bir kişinin “hayatımda hiç bu kadar sıcak 21 Haziran günü” görmedim ifadesini en az 5 kere kullanması çok normaldir. Bu olasılığı hesaplamak için 1/1 + 1/2 + … + 1/70 toplayın bunun yaklaşık olarak 5 olduğunu görürsünüz. Eğer biri çıkar da örneğin “İstanbulda son 70 yılda 21 Haziran günü 8 kez yüksek sıcaklık rekoru kırılmış” derse işte o zaman evet iklim değişiminden dolayı bu günler çok sıcak oldu filan diyebiliriz.

Sıcak havaların bir kaç gün sürmesinin nedeni Yunanca’daki omega harfine benzer bir basınç yapısı ile karşı karşıya olmamızdır. Meteorolojide biz buna “omega blokajı” deriz. Şimdi Türkiye bu harfin ortasında bir yerde. Böylece biz güneyli sıcak hava ile boğuşurken sağ ve solumuzdaki bölgeler bizden daha serin. Bu tür blokaj sistemleri yağışlı sistemlerin batıdan (yani Balkanlardan) üzerimize gelmesini engelleyerek özellikle kışın kuraklık tehlikesi yaratır. Yani artık Trakya’dan soğuk hava geldi diye şikayet filan etmeyin!

Hic bir hava sistemi sonsuza kadar etkili olmaz. Bu sistem de şuan zayıflamakta. Bu nedenle özellikle Balkanlar ve Türkiyenin batısı bir-iki derecelik de olsa serinlemeye başladı. Bununla beraber, biraz daha farklı olarak Türkiyenin doğu ve güney-doğusu ta Hindistandan uzanıp bizi etkileyen (ters) muson oluğunun etkisinde. (Musondan uzanan bu ters oluk maalesef ülkemizde çok yanlış bir şekilde “Basra Alçak Basınç Merkezi” olarak biliniyor ve öğretiliyor.) Bu bölgemiz tümüyle karalar üzerinden gelen kuru ve çok sıcak havanın etkisinde Türkiyenin deniz etkisinde olan bölgelerine göre çok daha yüksek sıcaklıklara sahip oluyor.

Unutmayın lütfen: Hava, havai birşeydir! Yazın sıcak, kışın havalar soğuk olur. Yani bunların olması beklenen normal doğa olaylarıdır; bunlardan şikayet edilmez. Bizlerin kendimize göre bir hava durumu ısmarlama şansımız da yok. Bunun için kış ya da yaz değişen hava şartlarına göre bir yaşam tarzı geliştirip uygulamak zorundayız. Özellikle bu sıcak günlerde hafif, yavaş, sulu ve gölgede bir yaşam tarzı geliştirmemiz gerekiyor. Açık renk ve bol giysiler, şapka ve gözlük ile güneşten korunmak şart… Okullar tatil diye çocukları da güneşin altına korumasız bir şekilde gün boyu dışarıda bırakmayın lütfen.

Türkiye gibi sıcak bölgede bulunan ülkelerde genellikle tatil mevsimi yaz gibi en sıcak aylardır. Bu aylarda normalde insanların sıcak yerlerden daha serin yerlere gitmesi beklenir. Yaz mevsiminde serin noktalar ülkemizin kuzeyi ve yüksek yerlerinde bulunur. Yani modaya uyup sıcak bir şehirden kaçıp daha sıcak yerlere gitmemek gerekir… Özellikle de yaşlılar, çocuklar ve hastalar için tatile gidilecek yerin havası, nemi, mutfağı ve polen durumu çok kritik bir öneme sahiptir…

Yine unutmayın: Tatile gittiğiniz yeri seçerken oranın “iklimine” bakarsınız ama oraya gidince “hava durumu”nu bulursunuz! Havanın sürpriz yapma hakkı her zaman saklıdır…

Diğer Yazıları