Silah tüccarının yatında yakalanan gazete patronu kimdi?

İlhami Yangın

İlhami Yangın

ABD’de eğitim gören Adnan Kaşıkçı, Suudi kraliyet ailesi tarafından destekleniyordu. Bu sayede, daha 20 yaşında, Suudi Arabistan ordusuna askerî kamyon sağlamak üzere Batılı şirketlerle sözleşme imzaladı. 22 yaşına geldiğinde Chrysler ve Rolls Royce gibi dünyaca ünlü firmaların temsilciliğini almıştı. 1960 ve 70'lerde, Suudi Krallığı ile Amerikan şirketleri arasında bağlantı sağlayan iş adamı olarak ün kazandı. Northrop Grumman, Chrysler, Raytheon ve Lockheed gibi silah üreten şirketler başlıca müşterileri arasındaydı. İlk olarak 1964'te Lockheed’in Hercules savaş uçaklarının Suudi Arabistan'a satışı için yaptığı aracılık ile komisyon kazandı. Sonraki beş yılda Lockheed'den 106 milyon ABD doları komisyon aldı. Aynı dönemde Kaşıkçı'nın Avrupa ve Japonya'da dağıttığı rüşvetlerin toplamı 22 milyon dolara ulaşmıştı. Kaşıkçı'nın adı,1980’li yıllarda “İran - Kontra skandalı” olarak bilinen, "Silaha Karşı Rehineler Anlaşması"na karıştı. ABD'nin silah ambargosuna rağmen, ABD silahları gizli yollardan İran’a satılmıştı. O tarihte İran - Irak savaşı yaşanıyordu ve İran’ın savaştığı Irak’ın en büyük silah tedarikçisi de Kaşıkçı’ydı. İş bu kadarla bitmiyor. Adnan Kaşıkçı, İran’a gizli silah satışından elde edilen paraları Nikaragua'daki Marksist Sandinista hükümetine karşı savaşan (ABD desteğindeki) kontralara aktarıyor; Kontralar da bu paralarla yine Kaşıkçı aracılığı ile silah alıyordu. Silah ve para çarkı Kaşıkçı tarafından öyle ustalıkla çeviriyordu ki, perdenin arkasında neler döndüğünü tam olarak kavramak imkânsızdı.

Kaşıkçı'nın kazancı kısmen komisyonlardan, kısmen de rüşvetlerden oluşuyordu. Hükümetlere, şirketlere, siyasetçilere rüşvet veriyor, silah satışına aracılık yapıyor, karşılığında yüklü bir komisyon alıyordu.

Sosyetik perdeleme

Küresel terör ve savaş finansmanında çok etkili bir figür olan Adnan Kaşıkçı, siyasetçilerin, hükümetlerin ve ülkelerin kaderini çiziyordu; silah satışından elde ettiği 4 milyar dolarlık servetiyle o dönem dünyanın en zengin adamı oldu. Perde arkasından finanse ettiği basın yayın organları ile terör olaylarının ve savaşların kışkırtılmasında önemli rol oynayan Kaşıkçı, kendisini bu olayların dışında göstermeye özen gösteriyordu. İspanya’nın Marbella şehrinde Adnan Kaşıkçı’ya ait muhteşem bir malikâne vardı; bir de, “Nebile” adını verdiği süper yat inşa ettirmişti. Kaşıkçı’nın Marbella’da düzenlediği görkemli partiler dillere destandı. Kaşıkçı’nın hangi tarihte parti düzenleneceği dünya gazetelerinde aylar öncesinden manşet oluyordu. Partiye kimlerin katılacağı, ne kadar masraf yapılacağı haberleri sonraki günlerde ardı ardına veriliyordu. En sonunda parti düzenleniyor ve fotoğrafları gazetelere yayınlanıyordu. Krallar, kraliçeler, prensler, prensesler, devlet başkanları, başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, politikacılar, sinema dünyasının tanınmış isimleri, işadamları, sporcular, sanatçılar daha başka tanınmış kim varsa partide boy gösteriyor, Kaşıkçı’nın düzenlediği davet aylar boyunca gazetelerde yer alıyordu.

Kaşıkçı’nın yatında arama

Dünyaca ünlü silah tüccarı Adnan Kaşıkçı, 1983 yılı ekim ayında, Nebile adındaki muhteşem yatı ile Türkiye’ye geldi. Bir süre Türkiye’de kalan Kaşıkçı, Marmaris limanından ayrılarak, özel bir iş görüşmesi yapmak üzere Yunanistan’ın Rodos adasına geçti. Rodos dönüşü yapılan bir ihbar üzerine Nebile yatında arama yapıldı, yattaki özel bir bölmede gizlenen üç Türk vatandaşı yakalandı. Güvenlik yetkilileri tarafından tespit edilen üç kişi; Adnan Kaşıkçı’nın danışmanı Adil Özkaptan, Kaşıkçı’nın sevgilisi ünlü film yıldızı Selen Büke ve gazeteci Halit Ertuğrul Akbay’dı. Marmaris Cumhuriyet Savcılığı, Adnan Kaşıkçı’nın Nebile adlı yatı ile izinsiz olarak Rodos adasına geçen Adil Özkaptan, Selen Büke ve Ertuğrul Akbay hakkında “pasaport yasasına aykırı hareket etmek”ten bir ay hapis istemi ile dava açtı.

Ertuğrul Akbay hakkında merak edilenler

Bu hadisenin üzerinden kısa bir süre geçmişti ki, Ertuğrul Akbay, 1985 yılında, Gölge Adam adında haftalık bir gazete yayınlamaya başladı. O tarihlerde gazete çıkartmak için çok ciddi sermaye gerekiyordu. Sadece muhabir kimliği ile bilinen Ertuğrul Akbay’ın Gölge Adam gazetesini hangi sermaye ile çıkardığı Bâbıâli’nin en çok merak edilen konusu oldu. Dedikodusu bol olan Bâbıâli’de konuşulanlardan birisi, Ertuğrul Akbay’ın gazete kurmak için gerekli sermayeyi Adnan Kaşıkçı’dan aldığıydı. Gölge Adam gazetesinin değişmez haber konusu, ünlü silah tüccarı Adnan Kaşıkçı olmuştu. Gazetenin hemen her sayısında Adnan Kaşıkçı ile ilgili bir haber yer alıyor, bazı sayılarda, tam sayfa Adnan Kaşıkçı röportajları yayınlanıyordu. Adnan Kaşıkçı ile Ertuğrul Akbay’ın yan yana çekilmiş samimi pozları bu haberleri süslüyordu. Yayımlanan fotoğrafların bazıları Kaşıkçı’nın Nebile adındaki yatında, bazıları Marbella’daki lüks villasında, bazıları İsviçre veya dünyanın diğer ülkelerinde çekilmişti. Bu fotoğraflar Kaşıkçı ile Ertuğrul Akbay arasındaki yakınlığı ortaya seriyordu. Ertuğrul Akbay, sahibi olduğu Gölge Adam gazetesi aracılığı ile Adnan Kaşıkçı bursları dağıtıyordu. Dünyaca ünlü silah tüccarı Adnan Kaşıkçı ile gazeteci Ertuğrul Akbay’ın bu derece yakın olmasının nedenini kimse anlayamadı.

* Gazeteci Ertuğrul Akbay, 1 Kasım 1989 tarihinde, Gırgır ve Fırt mizah dergilerini satın alarak bir kez daha Bâbıâli’nin ve Türkiye’nin gündemine yerleşti. O tarihte 500 bin bayi satışı olan Gırgır dergisi Türkiye’nin en önemli ve etkili yayın organlarındandı. Fırt dergisinin satışı da yüz binlerin üzerindeydi. Gırgır dergisinin imtiyaz sahibi İlbas Yayıncılık adına Çiğdem Simavi, Fırt dergisinin sahibi ise Haldun Simavi’ydi. Ertuğrul Akbay, Gırgır ve Fırt dergilerini 600 milyon liraya satın almıştı. Bu para o günün şartlarında astronomik bir rakamdı. Ertuğrul Akbay’ın bu kadar yüksek para vererek Gırgır ve Fırt dergilerine sahip olması akıllara bir kez daha Adnan Kaşıkçı’yı getirdi.

* 2007 yılında, İstanbul merkezli, günlük Sözcü gazetesi yayın hayatına başladı. Sözcü gazetesi, Gırgır mizah dergisinin de sahibi olan Estetik yayıncılık tarafından basılıyordu. Gazetenin imtiyaz sahibi Burak Akbay’dı. Henüz 30 yaşında bir genç olan Burak Akbay, gazeteci Ertuğrul Akbay’ın oğluydu. Bu durum, Adnan Kaşıkçı dedikoduların tekrar gündeme gelmesine yol açtı.

Diğer Yazıları