Rusya ziyareti sonrası nükleer enerji santrali hakkındaki gelişmeler

Metin Külünk

Metin Külünk

Rusya ile aşılan siyasi kriz sonrası yeniden inşaatının başlaması ve "hızlandırılması" konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin arasında mutabakata varıldı.

Mersin Akkuyu Santrali'nin stratejik yatırım üssü olması kararlaştırılırken, buna yönelik ilk adım da Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında atılacak.

22 milyar dolara mal olması beklenen Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ni hayata geçirecek Rosatom'a verilecek teşvikler için masaya oturulacak.

Akkuyu Nükleer Güç Santrali, Mersin ilinin Gülnar ilçesinde bulunan Büyükeceli Kasabasının Akkuyu mevkiinde inşaa edilecek olan nükleer enerji santralidir. İnşasının tamamlanması halinde Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali olacaktır. Akkuyu sahası imzalanan ikili devletlerarası anlaşma sonucunda Rus kamu şirketi Atomstroyexport (ROSATOM'a bağlı Atomenergoprom'un alt şirketi) bedelsiz olarak teslim edilmiştir. Rus kamu şirketi buraya kendi bulacağı finansal kaynaklarla nükleer santral inşa edecek ve ürettiği elektriği 15 senelik alım garantisi ile Türk tarafına satacaktır. Santralın ne zaman devreye alınacağına ilişkin kesin tarihler bulunmamaktadır. 1200 MWe'lık dört üniteden oluşacak ve 4800 MWe'lık kurulu gücü ile tek başına Türkiye'nin elektrik üretiminin yaklaşık %6'sını karşılayabilecektir. Akkuyu Nükleer Santrali’nin işletme ömrü 60 yıl olacaktır.

Dünyadaki Nükleer Santral sayılarına bakarsak:

İran:1

Bulgaristan: 2

Çek Cumhuriyeti: 6

Almanya: 8

İsveç: 10

Ukrayna: 15

İngiltere: 15

Kanada: 19

Hindistan: 21

Güney Kore: 25

Çin: 31

Rusya: 35

Japonya: 43

Fransa: 58

ABD: 99

120820161709093280752_3.jpg

4 Şubat 2016 Verileri

Halen İnşaat sürecindekiler:

120820161708563282274_3.jpg

Tablodan Çıkarılan Netice: Fransa'nın bu alanda çok ciddi bir atılım içinde olduğu görülür. Fransa'daki son dönemlerde gerçekleştirilen bombalı terör eylemlerinin göz önünde hiç bahsedilmeyen nedenlerinden biri de, Fransa'nın kaydettiği enerjideki bu atılım sürecidir.

Projenin temel atma töreninin ardından çevreciler tarafından girişteki demir kapıyı kilitlenmişti. Daha sonra polis müdahalesinden sonra eylem sona ermişti.

Projenin güncellenen lisans güvenlik gereksinimleri Akkuyu Nükleer Enerji Santrali için alınmadığı gerekçesiyle çevreciler tarafından protestolara maruz kalınmıştı.

Özel bilgi: Ülkemizdeki birçok çevreci STK, kuruluş ve derneklerin yabancı istihbarat kuruluşları tarafından yönlendirilmektedir. Ülkemizdeki tüm enerji konularındaki atılımları gerek HESler, gerekse bu tür nükleer santral benzeri büyük teşebbüsleri baltalamak üzere konumlandırılmaktadırlar. Bunların en hazin örneğini Bergama olaylarından anımsamaktayız. Bergama'da ülkemizin Avrupa ölçeğinde söz sahibi olabilecek kadar kapasiteye haiz altın rezervleri ortaya çıkmış, bölgeye giden Alman turist görüntüsündeki şahıslar köylüler tarafından ağırlanırken içtikleri suyun kokusundan rahatsız olduklarını, içinde siyanürzehiri olabileceği yönündeki provokatif şikayetleri üzerinde bölgedeki köylüler projeye karşı ayaklandırılmıştı. Bu noktada Avrupa Altın piyasasının Almanya'nın kontrolünde olduğunu belirtmekte büyük yarar görüyorum. Ebert Vakfı, özellikle Türk kamuoyu içerisindeki sosyo-kültürel nüanslar konusunda uzmandır. Aynı zamanda bu dış kaynaklı yapılar çeşitli iş ve meslek odalarını kontrol etmektedir. Nitekim Gezi olaylarında Taksim platformu forme eden yapı mühendisler odasından seçilen şahıslar vasıtasıyla yürütülmüş, bu yapının koordinasyonunu bir Vakıf üstlenmişti.

Konuyla İlgili BBC Haberi ve Haber Altındaki Yönlendirme Faaliyetleri:

"Konuyla ilgili BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü’nden Prof. Dr. Niyazi Meriç, projenin iptali halinde eğitim alanında sıkıntılar yaşanacağını söylüyor.

Bir nükleer reaktörde çalışmak üzere ortalama bin yetişmiş insan gücüne ihtiyaç duyulduğunu belirten Meriç, sırf Akkuyu için 4 bin kişinin yetiştirilmesinin gerektiğini ve bu eğitimler için Rusya’yla bir protokol imzalandığını ifade ediyor.

Moskova İktisat, İstatistik ve Enformasyon Devlet Üniversitesi (MESI) ile çalışmalar yaptıklarını, Şubat ayında Ilgaz’da bir seminer düzenlemeyi planladıklarını ifade eden Meriç, “Şimdi acaba Ruslar Ilgaz’a gelecek mi, gelmeyecek mi? Biz gelmelerini ümit ediyoruz. Öğrencilerimizi MESİ’de bulunan nükleer reaktörde eğitme imkanı sağlamayı umuyoruz. Bu olmazsa, Akkuyu’ya öğrenci yetiştirmemiz zor olur. Ama Sinop’ta Japon ve Fransız konsorsiyumunun nükleer santral projesi var. Bu durumda biz de onlarla çalışırız. Bizim B planımız bu” diyor.

Bilkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Necdet Pamir ise Akkuyu projesinin iptal edilmesi halinde bunun Türkiye için olumlu bir gelişme olacağı kanaatinde.

Akkuyu projesinin iddia edildiğinin aksine dışa bağımlılığı azaltmayacağını hatta arttıracağını savunan Pamir, şöyle diyor:

“Akkuyu projesinin yapılmaması iktidar partisinin hesapları açısından sıkıntı yaratabilir. Türkiye’nin enerji gereksiniminin beklenen bir kısmı ortadan kalkmış olacak, bunu yerine bir şey koymak lazım, böyle bir sıkıntı yaratır. Elektrik üretimi planlaması açısından çok ciddi sakıncaları olur. Fakat Türkiye açısından ciddi sıkıntı yaratmaz, hatta çok da mutlu oluruz. Biz Türkiye’nin kendi kaynakları itibarıyla yeterli olduğunu ve böyle bir nükleer santrale ihtiyacımız olmadığını düşünüyoruz.”

Akkuyu projesinin iptal edilmesi durumunda Türkiye’nin kısa vadede bir enerji arzı sıkıntısı yaşaması olasılık dahilinde görünmüyor. Zira projenin zaten 2022 yılından önce bitmesi beklenmiyor."

Görüleceği üzere BBC, tüm dünyada gittikçe artan üretim ve talebe rağmen, Türkiye'nin Enerji kanalları konusunda atılımlar yapmasını gereksiz buluyor.

TÜRKİYE'NİN NÜKLEER SEKTÖRDEKİ FAALİYETLERİ

1955 ABD ile ‘Sulh için Atom’ Anlaşması’nın imzalanması.

1956 Nükleer faaliyetleri yürütecek bir kurumun oluşturulması.

1965 Nükleer güç santralinin inşaatı ile ilgili ilk fizibilite çalışmalarının başlatılması.

1972 Nükleer Santraller Daire Başkanlığı’nın kurulması.

1974–1975 İlk nükleer santral yerinin seçim çalışmaları.

1976 Akdeniz kıyısındaki ‘Akkuyu’ Sahası’nın nükleer santral yeri olarak uygun görülmesi ve lisanslanması.

1981 Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile imzalanan işbirliği anlaşması çerçevesinde yapılacak tüm nükleer tesislerde UAEA denetiminin kabul edilmesi.

1977–2009 Türkiye’de dört güç ünitesinin inşaatı için ihale çalışmalarının yürütülmesi.

Ocak 2010 Rusya Federasyonu Hükümeti Başbakan Yardımcısı İgor Seçin ile Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın Türkiye’de NGS tesisine dair işbirliği ortak bildirisini imzalamaları ve ikili görüşmelerin başlanması.

Mayıs 2010 ‘Rusya Federasyonu Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti’nde ‘Akkuyu Sahası’nda Bir Nükleer Güç Santralin Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliği Anlaşması’nın imzalanması.

Temmuz 2010 Türkiye’de Hükümetlerarası Anlaşma’nın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi (21.07.2010 tarihli Kanun 27648 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir).

Aralık 2010 Rusya Federasyonu’nda Hükümetlerarası Anlaşma’nın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’un yürürlüğe girmesi (322-FZ sayılı ve 29.11.2010 tarihli Federal Kanun).

Akkuyu NGS ile ilgili detaylı Çevresel Bilgiler

Projenin gerçekleştirilmesi sırasında, çevrenin durumunu kontrol etmek için aşağıda belirtilen çevre koruma önlemleri öngörülmüştür:

1. Toprağın ıslahı ve inşaattan dolayı bozulmuş arazilerin yenilenmesi;

2. Santralin normal işletme koşullarında radyoaktif ve kimyasal atıkların çevreye bırakılmasını önleyen koruma tedbirleri;

3. Gaz atıkların çevreye bırakılmadan önce işlenmesi ve radyoaktif maddelerin tutulması;

4. Radyoaktif nüklidlerin su ile çevreye bırakılmasını önleyen koruma tedbirleri;

5. Çevre ile teması olmayacak şekilde atıkların güvenli depolanması;

6. Radyoaktif olmayan ama kirletici maddelerin çevreye atılmasının önlenmesi;

7. Sürekli ve kapsamlı olarak çevrede radyasyon izlemesinin yapılması.

Akkuyu NGS etrafındaki ekolojik durumu kontrol etmek ve çevrede sürekli radyasyon izlemesinin yapılması için özel birimler ( 24 saat hizmette olan) kurulacak ve aşağıda belirtilen durumlar sürekli olarak izlenecektir:

- Hidrolojik durum;

- Hava durumu;

- Yüzey, yeraltı su seviyesi, sıcaklığı ve kimyasal bileşimi;

- Sismik durum;

- Temellerin çökmesi ve yapıların deformasyon durumu;

- Yerkabuğunun hareketleri ve yerçekimi durumu;

- Radyasyon durumu;

- Çevrede yaşayan halkın sağlık durumunun izlenmesi.

Akkuyu NGS Projesi, yukarıda belirtilen öncelikli hedeflere uyacak şekilde NGS’nin güvenilir ve emniyetli işletilmesini sağlayacak, çalışan personele, halka ve çevreye etkisini mümkün olan en alt seviyeye indirecek şekilde gerçekleştirilecektir.

Çevreyi etkileyecek faktörler, NGS tasarım aşamasından itibaren dikkate alınacak, Proje inşaatı ve işletilmesi sırasında çevre güvenliğini sağlamak için sürekli takip edilecektir.

Çevre parametreleri, NGS’nin ömrü boyunca tasarımdan projelendirmeye ve söküme kadar proje katılımcılarının ilgi göstereceği en önemli konu olacaktır.

Metin KÜLÜNK

Diğer Yazıları