Polis de asker de bizimdir...

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Prof. Dr. B. Zakir Avşar

Mardin’den üç özel harekatçı şehit oldu haberi düştü manşetlere, acıları ise yüreklere. Hayatlarının baharında PKK terör örgütünün yollara döşediği bombalarla aramızdan ayrıldılar. Mekânları cennet olsun.

17/25 Aralık sonrası polis teşkilatında yapılan büyük arınma sonrası çok şey söylendi. Kurunun yanında yaşın da yandığına dair cümleler kuruldu. Oysaki hepsi de bir şekilde özlük hakları korunarak meslekleri ile irtibatları kesilmiş insanlardı. Bu durumun büyük bir zafiyete sebep olacağı düşüncesi egemen kılınmak istendi. Olmayacağını söyledik. Bireysel olarak belki mağdur olanların bulunacağını, daha derinlikli bir araştırma ile ayrıştırılma ihtimallerinin varlığını kabulleneceğimizi ancak, durumun aciliyeti ve vahametinin buna elvermediğini ifade ettik.

Durum, sandığımızdan daha acil, daha vahim imiş. Şayet o müdahale yapılmamış olsa 15 Temmuz’u daha farklı yaşayabileceğimiz muhakkakmış. Bunları yaşadık ve öğrendik.

Polis çökmedi. Ayrılanlar sonrasında, teşkilatta olması gereken emir komuta kademeleri yeniden tesis edildi, çağdaş ve rasyonel ölçüler içinde hızlı bir yapılanma ile vaziyete hâkim olundu.

Şimdi insanlarımızda darbenin travması, şokları halen mevcut. Sağlıklı bir değerlendirme imkânı henüz çoğumuzda yok. Refleks olarak ordumuzun ve yurdumuzun geleceğini düşünüyor; bu kadar çok üniforma giymiş teröristin ayıklanmasına memnun olurken, güvenlikte bir açık oluşur mu endişesinin de paylaşıldığını görüyoruz.

Ordusu olmayanın yurdu olmaz.

Ordumuz bizimdir.

Ayıklananlar ordumuza sirayet etmiş bir çetedir, terörist gruptur. Türk Silahlı Kuvvetleri ile hiçbir şekilde bunları ilişkilendirmek mümkün olmaz.

Emir komuta zincirinin dışında, bir başka yapılanmanın talimatlarıyla iş gören, akıl ve izandan yoksun, vatan ve millet sevgisinden mahrum şuursuz insanların ordunun bir parçası olduğunu zaten düşünemeyiz. Onların ordu içinde iken varlıkları zaten en büyük güvenlik açığı imiş. Bunu gördük. Acı bir şekilde yaşadık. Hal böyle olunca, üzülmemiz gereken bir tek şey kalıyor: Bu kadar haini, teröristi içimizde nasıl yıllarca en tepelere çıkardık ve fark etmedik?

TSK dünyanın en eski ordusudur. Dünyanın en saygın kurumlarından birisidir. Anadolu’yu yurt tutmamız ordu millet oluşumuzladır.

Ordu tarihimizde maalesef sıkıntılı ilk dönem değildir bu. Ancak her sıkıntılı ve çalkantılı dönem aşılmıştır. Özü her şart altında korunmuş, adı ve yapısı üzerinde defalarca değişikliğe gidilmiş ve bu günlere ulaşması devam etmiş olan kahramanlar yuvasının, peygamber ocağının milletimizle birlikte ilelebet yaşayacağı açıktır.

Kaynağı millet olan bir kurumun yok alması elbette mümkün değildir.

TSK’da, Polis teşkilatı da kaynağını aziz milletimizin en güzide evlatlarından almaktadır. Bu günler atlatılacaktır.

Darbecilerin o meşum gecede polise karşı harekâtı ve çok sayıda özel harekât polisini şehit etmesi iki kurumun arasını açar mı, özellikle doğu ve güneydoğu da PKK’ya karşı sürdürülen operasyonlarda bir komuta ve kontrol zaafı doğar mı gibi, değerlendirmeler yapılıyor.

Ancak, bu terörist yapılanmanın şehit ettikleri sadece polis teşkilatının güzide evlatları değildir, kendi mesai arkadaşlarını, komutanlarını da şehit etmişlerdir. Silahsız, sivil aziz milletimizin darbeye karşı göğsünü siper eden evlatlarını da şehit etmişlerdir.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, asker ve polis arasında bir ayrışma ve cepheleşme asla olmayacaktır. Her iki kurumda asil ve vakur bir kaynaktan yani bu milletten neşet etmiş ve beslenmektedir. Her iki kurumun mensupları da bu milletin evlatlarıdır. Vatanın birliği, milletin dirliği için, ay yıldızlı bayrağın sonsuza kadar gönderde kalması için canlarını hiçe sayacak kadar pervasız yiğitlerin birbirleri ile asla uyumsuz çalışması, aralarında husumet peyda olması mümkün değildir.

Hiçbir şekilde ne ordumuzda ne de polis teşkilatımızda bir zafiyet oluşmayacak, her iki kurum da daha dinamik bir şekilde ama bu yurda, bu millete bağlı olarak devam edeceklerdir.

Milletin meclisini bombalayan, cumhurun başını hedef alan hiçbir üniformalı bu kurumların mensubu olamaz. Bunlar Cumhurbaşkanı’nın çok yerinde ifadeleri ile üniforma giymiş teröristlerdir…

Diğer Yazıları